Güncelleme Tarihi:
Yapılan yazılı açıklamada dernek, kalkınmayı sadece ekonomik büyüme olarak değil, insanların ve doğanın ahenkli bir şekilde birbirlerini besleyerek ve biyoçeşitliliği koruyarak geliştirilmesi gerektiğini belirtti ve şu sözlere yer verdi:
Dünya Sağlık Örgütü sağlığı, kişinin ruhen, bedenen ve sosyal yönden tam bir iyilik hali olarak tanımlamakta. Yani bir kişinin sağlıklı olması demek sadece sakat ya da hasta olmaması demek değil. Aksine bu tanım bedenen olduğu kadar, toplumsal ilişkilerimiz ve doğa ile kurduğumuz ilişkilerimizin de sağlıklı olmasını kapsıyor. Ekolojik felaketlerin gezegenimizin geleceğini tehdit ettiği bu dünyada sağlıklı olmanın yolunun sağlıklı bir çevrede yaşamaktan geçtiğini biliniyor.
"SAĞLIKLI YAŞAM İÇİN HAYATIMIZIN AKCİĞERLERİ OLAN CERATTEPE’LER KORUNMALI"
Sağlıklı bir çevrede yaşamanın sağlığı koruma ve geliştirmenin vazgeçilmez ilk koşulu olduğunu bilen hekimler; ülkemizdeki kırk milli parktan ikisine ve üç ana kuş göç rotasından birisine sahip, yaban hayatı ve tabiatı koruma alanları gibi biyoçeşitliliği bünyesinde barındıran ve ülkemizdeki tek biyosfer alanının kendi il sınırları içerisinde olan Artvin’in, sağlıklı bir çevre ve yaşamı sürdürebilmek için hassasiyetle korunarak gelecek kuşaklara aktarılmasının doğru bir politika olacağını düşünmekte. Bu bağlamda son günlerde ülke kamuoyunun dikkatini çeken Cerattepe'de, 2700 ayrı bitki türünün bulunması, var olan bu biyoçeşitliliğin pek çok ülkenin tüm bitki çeşitliliğinden daha fazla olması, Cerattepe çevresindeki ormanların gen koruma havuzu olarak tanımlanması, maden işletilmesi için ağaçların kesilmesinin konuşulduğu bir ortamda Artvin ve Cerattepe konusunda hassasiyetin aslında ne kadar üst düzeyde olması gerektiğini kanıtlıyor. Artvin bölgesi, antik çağlardan bugüne Türkiye’nin zengin insani ve kültürel birikime sahip bir yaşam alanı. Bu bağlamda bölge insanının yaşamı; tahrip edilmesi gereken değil, aksine doğa ve insan birlikteliğinin uyum içerisinde nasıl olabileceğini gösterdiği için örnek alınması gereken bir model.
"SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMANIN YERİNİ SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR GELECEK VE YAŞAM ALMALI"
İnsan sağlığını bozan tüm ekolojik sorunların çözüm noktası sürdürülebilir kalkınma bakış açısının yerini sürdürülebilir bir gelecek ve yaşamın alması. Bu nedenle toplumsal ve ekonomik gelişmenin, sağlığının teminatı olan çevrenin tahribatına rağmen sürdürüldüğü takdirde, toplumu ve gelecek kuşakları tehdit etmesi nedeniyle gelişme ve kalkınma olarak değerlendirilmemesi gerekir. Cerattepe’deki doğal ve insani zenginliğin, madencilik faaliyeti nedeniyle hem de hukuk kararlarının aksine tahrip edilmeye çalışılmasını kaygı verici. Çevre halkı ile uyum içerisinde sürdürülebilir bir gelecek ve yaşam için çevre süreçlerinde şeffaflığın güvence altına alınmasını sağlayacak olan Aarhus Sözleşmesi’nin bir an önce imzalanıp hayata geçmesi gerekiyor.