Tıp öğrencisini "Hızır'ım" diye dolandırdılar

Güncelleme Tarihi:

Tıp öğrencisini Hızırım diye dolandırdılar
Oluşturulma Tarihi: Haziran 26, 2015 14:24

Yargıtay 15. Ceza Dairesi, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi 2. sınıf öğrencisini, "Ben Hızır'ım, sen seçilmiş kişisin" diyerek birçok kez dolandıran sanığın eylemini, "dini inanç ve duyguları istismar etmek suretiyle dolandırıcılık" suçu saydı. Dolandıran kişinin ise 18 yaşından küçük olduğu ortaya çıktı.

Haberin Devamı

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi 2. sınıf öğrencisi, Sıhhiye Köprüsü'nde karşılaştığı 18 yaşından küçük bir çocuk tarafından dolandırıldı. Çocuk, "Ben Hızır'ım, sen seçilmiş kişisin, senin annenin adak kurbanı var, ben bu adağı almaya geldim. 124 bin peygamber için 124 lira vereceksin" diyerek üniversite öğrencisinin parasını aldı.

Daha sonra üniversite öğrencisine 30 liralık kırtasiye malzemesi aldıran çocuk, Şekerci Baba Türbesi'ne gelmesini istediği mağdura, "Annenin kurbanı var, almaya geldim" diyerek, bir miktar daha para istedi. Öğrenci, cep telefonunu 70 liraya sattı ve son parası 40 lirayı da üzerine koyarak çocuğa verdi.

"ADAK İSTİYORUM BİR SAAT İÇERİSİNDE PARASINI BUL"

Çocuk, üniversite öğrencisini daha sonra Tacettin Dergahı'na çağırdı. Üniversite öğrencisine "Gözlerini ve kulaklarını kapat, zuhul değiştireceğim" diyen çocuk, öğrencinin gözlerini kapamasının ardından bir arkadaşıyla yer değiştirdi. Yeni gelen çocuk da üniversite öğrencisine, "Adak istiyorum, bu adağın parasını bir saat içerisinde bul, yoksa adağın pişirileceği kazanın parası olan 150-200 lirayı bul" dedi.

Haberin Devamı

Öğrencinin "bulamam" demesi üzerine çocuk, "70 lira ver, fakire götüreceğim" karşılığını verdi. Öğrenci 70 lira borç bularak bu parayı da verdi. Çocuğun kendisinden bin lira daha istemesi üzerine şüphelenen üniversite öğrencisi, şikayetçi oldu.

"DİNİ İNANÇ VE DUYGULARI İSTİSMAR"

"Dini inanç ve duyguları istismar etmek suretiyle dolandırıcılık" suçundan hakkında dava açılan çocuk, Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılandı. Mahkeme, dolandırıcılık suçunun, dini inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle yapılması nedeniyle sanık hakkında, "nitelikli dolandırıcılık" suçundan hapis cezası verdi.

Kararın temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay 15. Ceza Dairesine geldi. Daire, yaşanan olaylarda sanığın, dini inanç ve duygularını istismar etmek suretiyle şikayetçiyi dolandırdığına yönelik kabulde bir isabetsizlik bulunmadığından yerel mahkemenin kararını onadı.

GEREKÇEDEN

Dairenin kararında, dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için, failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, ona veya başkasına zarar, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerektiği belirtildi. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığının olaysal değerlendirilmesi gerektiği vurgulanan kararda, olayın özelliği, fiille ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin niteliklerinin ayrı ayrı nazara alınması istendi.

Kararda, dolandırıcılık suçunun, dini inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle işlenmesinin, bu suçun temel şekline göre daha ağır ceza gerektiren bir durum olarak Türk Ceza Kanununda düzenlendiği hatırlatıldı. Madde gerekçesine göre, burada dikkat edilmesi gereken hususun, dinin bir aldatma aracı olarak kullanılması olduğu vurgulanan kararda, şöyle denildi:

"Din, bir topluluğun sahip olduğu kutsal kitap, peygamber ve Allah kavramını da genellikle içinde bulunduran inanç sistemi ve bu sistemi bağlı olarak yerine getirmeye çalıştığı ahlaki kurallar bütünüdür. Dini inanç, dine inanan, belirli bir dine mensup kişinin duygularıdır. Bir insanın dini inanç ve duygularıyla doğup büyüdüğü, terbiyesini aldığı ailesi, çevresi ve içinde bulunduğu toplum arasında çok sıkı bir ilişki bulunmaktadır. Bu nitelikli unsurun gerçekleşebilmesi ve suçun oluşabilmesi için, dini kurallara bağlı olanların, önem verdiği değerler, dini inanç ve duygular aldatma aracı olarak kötüye kullanılmalı, bu suretle gerçekleştirilen hile ile haksız bir yarar da sağlanmış olmalıdır."

Kararda, somut olayda, sanığın dini inanç ve duygularını istismar etmek suretiyle şikayetçiyi dolandırdığına şüphe bulunmadığı belirtildi. Sanığın aynı suçu değişik zamanlarda işleyerek, katılandan menfaat temin etmesi nedeniyle hakkında TCK'nın zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmadı.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!