Güncelleme Tarihi:
Dr. Özcengiz, Uzun yıllar Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezinde Aşı Serum Üretim Araştırma Müdürlüğü görevinde bulundu. Özcengiz, 1980-2000 yılları arasında difteri, boğmaca, tetanos, kuduz, tifo gibi aşıların üretimi ve sorumluluğunu üstlendi. 1990’lı yıllarda insan aşılarının geliştirilmesi için çaba harcayan Özcengiz, insan aşılarının Türkiye’de yeni tip aşılar olarak üretilmesi için projeler geliştirdi. Özcengiz, Türkiye’de ilk kez ’adsorbe tetanos’ aşısını geliştiren ekibin içinde de yer aldı. Özcengiz, şimdi Ankara’da özel bir firmada Covid-19’a karşı yerli aşının geliştirilmesi çalışmalarında göre alıyor.
’COVİD AŞISINDA HAYVAN DENEYLERİNE GEÇECEĞİZ’
Dr. Özcengiz, Covid-19 aşısı için çalışmalara Ağustos ayı itibarıyla başladıklarını belirterek, "Sorumluluğumuz gereği değişik patojenlerde yaptığımız rekombinant aşı çalışmalarını Covid aşısı için yapma kararı aldık. Şu anda o çalışmalar iyi gidiyor. Önümüzdeki günlerde hayvan deneylerine geçeceğiz. Bu bir rekombinant aşı olacak. Rekombinant aşıların güçlü ve daha etkin olma olasılıkları fazladır. Bunu başarırsak eğer büyük üretime de en kısa zamanda geçip klinik çalışmalara başlamayı planlıyoruz. İlk hayvan deney sonuçlarının yaklaşık 2-3 ay içerisinde çıkmasını bekliyoruz. Olumlu sonucu aldığımız andan itibaren biz zaten bunu gerekli yerlere iletip üretim aşamasına getirmeye çalışacağız" dedi.
’TÜRKİYE DÜNYADA İLK AŞI ÜRETEN ÜLKE’
Türkiye’nin dünyada ilk aşı üreten ülke olduğunu vurgulayan Dr. Özcengiz, "Biz o aşı üreten jenerasyonların son halkasıyız. Türkiye bizim koyduğumuz projelerle çok daha iyi noktalarda olabilecek bir konumdaydı. Yine de olabilir. Çünkü buna know-howımız var, yaptığımız çalışmalarınız var. Hiç durmadan devam ettiğimiz araştırmalarımız var. Ar-Ge çalışmalarımız var. Umarım ki bu Covid pandemisi bu yönüyle bizim ülkemiz için farklı bir takım pencerelerin açılmasına olanak sağlar diye düşünüyorum. Tesisleşmenin gerçekleşmesi lazım. Bu konuda Sağlık Bakanlığının son yıllarda işbirliği çabaları var. Özkaynak ve know-howla Sağlık Bakanlığı’nın işbirliğinin gelişmesi halinde bunlar çok hızlı bir şekilde olabilir" diye konuştu.
’DİFTERİ-TETANOS BOĞMACA AŞISI 2 SENE SONRA’
Özcengiz, şu anda yürüttükleri difteri-tetanos hücresiz boğmaca aşısı üretim projeleriyle ilgili de bilgi verdi. Özcengiz, uzun yıllardır gerek proses geliştirme çalışmaları olarak gerekse deneysel çalışmalar olarak bu aşının üzerinde çalıştıklarını kaydetti. Özcengiz, şöyle konuştu:
"Bu aşı şu anda dünyada gelişmiş ülkelerde özellikle erişkinlerde bir takviye dozu olarak uygulandığını ve hatta gebelere de artık bu aşının uygulandığını biliyoruz. Biz bunu Türkiye’de yapma hedefinde olduğumuzu Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığına (TÜSEB) ilettik. TÜSEB’in işbirliği çerçevesinde değerlendirildi. Klinik çalışmalar bazında preklinik çalışmalar bazında belli bir işbirliğimiz olacak. Herhangi bir aksilik olmazsa en kısa zamanda hayata geçirmeyi planlıyoruz. Bu aşı tahminen 2 sene sonra Türkiye’de kendi ürettiğimiz bir aşı olarak yerini alacaktır. Aynı zamanda çocukluk aşılarının da en önemlilerinden 2 tanesini de bu projenin paraleli olarak planlıyoruz. Yurtdışı mutlaka hedefliyoruz. Türkiye’nin yeniden bir aşı üreten ülke olarak dünyaya kendini tanıtacağını zannediyoruz ve bu yönde çaba sarf ediyoruz" dedi.
’İNSAN GÜCÜMÜZ, HER ŞEYİMİZ VAR’
Geliştirdikleri ’adsorbe tetanos’ aşısının Türkiye’deki ilk tetanos aşısı olduğunu anlatan Dr. Özcengiz, bunun insana uygulanmadığını, Türkiye’de ilk kez fermenter teknolojisinde ve kendi yöntemleriyle uyguladıkları saflaştırma ve proses geliştirmeleriyle alüminyum hidroksit jeline adsorbe edilmiş tek tetanos aşısı olduğunu ifade etti. Özcengiz, "Yaklaşık 20 sene geçmiştir üzerinden. Bu aşı Amerikan Farmakopesine göre en üst düzeyde patent almıştır. Bundan sonra üreteceğimiz aşıların teknolojisi de buna benzer olacaktır. ’Türkiye’de aşı geliştirilmedi’ veya ’Türkiye’de bu konuda bilgi eksikliği vardır’ sözleri doğru değildir, yanlıştır. Yapılan çalışmaların hepsi yayınlanmıştır, bütün literatürde de mevcuttur. Kendi aşımızı kendimiz yapmalıyız. Dünyada yapılanların aynısını yapabilecek birikimlerimiz, bilim insanlarımız, insan gücümüz her şeyimiz var" dedi.