Güncelleme Tarihi:
Özçelik, bazı tüketicilerin aklından bir şey alırken “GDO'lu mu, katkı maddesi var mı, ışınlanmış mı, helal mi” gibi pek çok sorunun geçtiğini belirtti.
Bu durumun ortaya çıkmasını, basında tüketiciye sunulan ürünlerin güvenilirliliğini zedeleyen haberlere bağlayan Özçelik, son olarak Avrupa'nın bazı ülkelerinde ortaya çıkan, “at eti skandalının” kafaları daha da karıştırdığını anlattı.
"GIDALARA KARŞI GÜVENSİZLİK VE FOBİ OLUŞTU"
Özçelik, uzman olmayan kişilerin basına açıklama yaptığını belirterek şöyle devam etti:
“Gıda güvenliği ve güvenilirliği ile ilgili problemler, medyada oluşan kirlilik, bazı risklerin halka doğru şekilde iletilmemesi bazı vatandaşlarımızda gıda fobisinin oluşmasına neden oldu. Bu nedenle insanlarda bir karmaşa, gıdalara karşı güvensizlik ve fobi oluşmuş durumda. Herkes kanserojen bir şeyleri yediğini düşünüyor. Gıdalara güvenini kaybetmiş durumda. Gelinen nokta şu. Geliri yüksek olanlar köy ve kasabalardan posta, kargo yoluyla doğal olduğunu düşündüğü bir takım ürünleri getirtmektedir. Ancak buralarda üretilen ürünlerin hiçbir şekilde denetlenmediği unutulmamalı, mikrobiyal risk içerdiği akıllardan çıkarılmamalı.”
"YERSİZ ENDİŞELERE KAPILMAYIN"
Gıda maddelerinin gerekli denetimlerden geçtiğinin unutulmamasını vurgulayan Özçelik, ambalajlı, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nca gerekli üretim izinleri alınan ürünlerin tercih edilmesini istedi.
Prof. Dr. Beraat Özçelik, şunları söyledi:
“Gereksiz endişelere ve yersiz korkulara kapılarak belirli besinleri almaktan kendimizi ve çocuklarımızı mahrum etmek, doğal olduğunu düşündüğümüz için tam olarak kaynağını veya nasıl üretildiğini net olarak bilmediğimiz gıdalara çok daha fazla paralar ödememek konusunda dikkat etmemiz gerekir. Tüketiciler yapılan bilimsel çalışmalara ve gıda konusunda bugün gelinen noktaya güvensin. Gıda sektöründe de zaman zaman problem ve sıkıntı olabilir. Bunun tümüyle bitmesini beklemek yanlış. Yersiz endişelere kapılmadan dengeli ve her şeyden yeterli miktarda beslenmeliyiz.”
"SAĞLIKLI BESLENME TAKINTISI HASTALIK BOYUTUNA VARIYOR"
İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Endokrin ve Metabozlizma Bölümü Beslenme Uzmanı ve diyetisyen Betül Sanrı da “gıda fobisi” diye bir korkuyu gözlemlediğini açıkladı.
Bu korkunun çok da büyütülmemesi gerektiğini kaydeden Sanrı, “Sağlıklı beslenme takıntısı insanlarda bir zaman sonra hastalık boyutuna varıyor. Bu takıntı aslında insanların bilinçlenmesi için de bir avantaj olabilir” dedi.
VATANDAŞIN DA KAFASI KARIŞIK
Gıda güvenliği, vatandaşlarda oluşan gıdaya şüpheci bakma ve korku duyma konularında da vatandaşın kafası karışık.
Emekli Murat Kayacan, denetimlerin yetersiz olduğunu savunarak, peyniri köyden aldığını söyledi.
Ev hanımı Neriman Özçelik ise artık gıdalara ön yargı ile yaklaştığını ifade ederek 18 yaşındaki kızının bu korku nedeniyle çok az şey yediğini, ürünleri sürekli kontrol ettiğini anlattı.
Özçelik, “Gerçekten gıda alırken tedirginlik duyuyoruz artık. Şimdiki çocuklara bir bakın. Çoğu semiz. Hepsi yedikleri GDO'lu gıdalardan. Ben gıda alırken internetten araştırma yapıyorum, sürekli aldığım yerleri tercih ediyorum” diye konuştu.
Alışverişini aynı yerden yapmaya özen gösterdiğini belirten Niyazi Gümüş, “gıda korkusu” yaşadığını ifade etti.