Güncelleme Tarihi:
ÇOCUĞU CİNSEL İSTİSMARDAN SOĞUKKANLI VE DİKKATLİ ANNE KORUYABİLİR
Prof. Dr. Arif Verimli, konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede, çocuk istismarı, taciz ve tecavüz olaylarıyla ilgili verilen haberler için "eğitici olur ya da tam tersi olumsuz etkileri olur" denilemeyeceğini söyledi. Yapılan araştırmalar sonucunda, bu haberlerin aşırı, abartılı ya da sıkça verilmesinin ailelerde önlem almaları konusunda farkındalığı artırdığının ortaya çıktığını belirten Verimli, şöyle konuştu: "Bu, aşırı korumacılıkla sonuçlanacak bir endişeli bekleyiş de ortaya çıkarabilir. Kişiler herkese karşı çocuğu korumak üzerine hatta aşırı şüphecilikle panik ve endişe içerisinde çocuğu toplumdan soyutlama eğilimine girebilirler. Çocuğun özgüveni ve kişilik gelişimi bundan olumsuz etkilenecektir. Yine yapılan bir araştırma, çocuğu cinsel istismardan soğukkanlı ve dikkatli bir annenin koruyabileceğini göstermiştir. Bence korkutucu trajedik bombardıman halde yayıncılık yapmak yerine istismar konusunda özellikle annenin yetiştirilmesi gerekmektedir. Bu iş soğukkanlılık dikkat ve donanım gerektirir."
ÇOCUKLAR KORUMASIZ
Prof. Dr. Nazan Aydın ise çocukların korumasız varlıklar olduğunu ifade ederek, şiddet, istismar gibi olayların hem maruz kalan çocukta hem de toplumda travmatik etkilere neden olacağını aktardı. Medyaya bu konuda önemli görev düştüğünü dile getiren Aydın, "Medyanın farkındalığı arttırma görevi vardır ancak bu haberlere konu olan çocukların teşhir edilmesinin ve nesneleştirilmesinin önüne geçilmeli, çocuklar daha da incitilmemelidir. Bu haberlerin yayılması yoluyla toplumdaki farkındalık da artacaktır. Bu farkındalık arttıkça çocuklara yönelik cinsel şiddeti engellemeye yönelik önlemlerin alınabileceği kanaatindeyim." ifadelerini kullandı.
Aydın, ortak acıların yaşanış şeklinin toplumun ruh halini belirleyeceğini belirtti. "Bu haberler tarafsız bir biçimde olayı gündeme getirmez de medya tarafından istismar edilirse toplumsal kaygı ve öfkeyi arttırıcı, güveni zedeleyici etki gösterebilir ve toplum demoralize olur" diyen Aydın, yaşananların göz ardı edildiği ve paylaşılmadığı durumlarda ise toplumda karmaşa duygusu, tahammülsüzlük, iyi niyetten emin olamama ve gerginlikler oluşabileceğini vurguladı.
Aydın, haberlerin veriliş şekli, detayları, takip sürecine dair hassasiyet gösterilerek, şiddetin sıradanlaştırılmasının önüne geçilmesi gerektiğine dikkati çekerek, "Aksi takdirde toplumda açığa çıkabilecek umursamazlık ve bu şiddetin olabilir kılınması saldırganların cesaretlendirilmesine yol açabilir. Haberlerin nesnelliği, bu haberlerin olayları önleyici niteliğini arttıracaktır." diye konuştu.
BU TÜR YAYINLAR GÜVENLİ DAVRANIŞ AÇISINDAN GEREKLİ
Prof. Dr. Nevzat Tarhan da bu konudaki yayınların toplumsal farkındalığın oluşması ve güvenli davranış geliştirilmesi için gerekli olduğuna dikkati çekerek, çocuklara yürümeye başladığı andan itibaren mahremiyet eğitimi verilmesi ve "hayır" deme becerisinin kazandırılması gerektiğini söyledi.
Toplumda bu konuda farkındalık oluşturulmasının önemine değinen Tarhan, "Bu olayları abartmak yahut da politize ederek başka amaçlarla kullanmak gibi bir niyet her zaman olacaktır ama etik sınırlar içinde bu konunun konuşulmasının önleyici değeri vardır. Problemi azaltıcı değeri vardır. En azından kötücül kişileri engelleyici etkisi vardır." dedi.
Taciz, tecavüz, istismar gibi olayların nasıl önlenebileceğinin konuşulması gerektiğini aktaran Tarhan, "Bu olayların olmaması için toplum ne yapmalı, bunu konuşmamız gerekir. Olay bize bir işaret olsun. Oradan hareketle çocuklara nasıl bir eğitim vermemiz gerektiği konusunun toplum olarak konuşulması gerekir." şeklinde konuştu.
GERÇEKLER ÇARPITILMAMALI
Prof. Dr. Vedat Şar ise bu tür olaylarda gerçeklerin çarpıtılmadan ciddiyetle haber yapılması gerektiğini belirterek, "Unutulmasın ki bu olgular evrensel gerçeklerdir. Utanç verici olması saklanmasına yol açmamalıdır. Önemli olan ihtiyacı olanların korkmadan yardım isteyebilmesidir. Başlıca faydası ihtiyaç duyanların yardım isteme cesaretini artırılmasıdır. Kişilerin bu gibi durumlar nedeniyle baskı ve utanç hissetmeleri hayatlarını kötü etkiler." diye konuştu.
Şar, gerçeklerin olduğu gibi konuşulmasının yararı olduğunu ifade ederek, "Açıklık karanlığı azaltır, insanları iyi yöne çeker." ifadelerini kullandı.