Güncelleme Tarihi:
Bilim adamları düzenli bir şekilde çikolata yemenin kalbe iyi geldiğini söyledi. Yapılan araştırma, düzenli bir şekilde çikolata yiyen insanlarda kalp krizi riskinin daha düşük olduğunu gösterdi. Kalp krizi riski taşıyan insanlara yapılan tatlı veya yağlı yiyeceklerden uzak durulması gerektiği yönündeki uyarıları da göz önünde bulunduran araştırmacılar kalp ve damar hastalıkları olan insanların çikolatadan uzak durmalarını gerektirecek hiçbir tehlikenin bulunmadığını söyledi.
ARAŞTIRMA 12 YIL SÜRDÜ
9 bin 200 erkek ve 11 bin 700 kadın üzerinde 12 yıl boyunca yapılan araştırma sonucuna göre her gün düzenli bir şekilde 100 gram çikolata tüketenlerin hiç tüketmeyenlere oranla yüzde 11 daha az kalp krizi veya diğer kalp damar hastalıklarına yakalandığı saptandı. Çikolata tüketmenin aynı zamanda kalp rahatsızlığı yüzünden meydana gelen ölüm riskini de yüzde 25 oranında azalttığı kaydedildi.
LİBİDOYU YÜKSELTİYOR
Çikolatanın afrodizyak olduğu yıllardır konuşulur. 2006 yılında yapılan ve Sexual Medicine isimli tıp dergisinde yayınlanan araştırmaya göre her gün çikolata tüketen kadınların libidosu daha yüksek. Araştırmayı yürüten Jennifer Earle, "Kan basıncının da yükselmesine neden oluyor. Bu aynı zamanda birinden hoşlandığınızda da olur." diyor.
ÇİKOLATA KALP VE DAMAR HASTALIKLARINA DA İYİ GELİYOR
Aberdeen, Manchester, Cambridge ve East Anglia üniversiteleri araştırmacıları, yaptıkları çalışmada yalnızca istatistiksel verilerden yola çıktıklarını, araştırmanın kesin neden ve sonuçlara ulaşmadığını belirtti. Fakat araştırmacılar, yapılan çalışmaların genel olarak düşünüldüğünde çikolata tüketiminin kalp ve damar rahatsızlıklarına iyi geldiğini gösterdiğini de ekledi.
BİTTER ÇİKOLATA FAYDALI
Bitter çikolatanın içindeki flavonoid ve antioksidanların kanın akışını hızlandırdığı düşündüklerini ifade eden bilim adamları, sütlü çikolatanın da sanıldığının aksine bitter kadar yaralı olduğunu saptadıklarını dile getirdi. Sütlü çikolatanın bitter çikolataya oranla daha fazla tüketildiğini belirten araştırmacılar, gözlemlemeye devam ettiklerini, bu süreçte flavonoidlerin yanı sıra sütteki kalsiyum ve yağ asitleri gibi bileşenlerin de araştırmalarını güçlendirebileceğini kaydetti.