Güncelleme Tarihi:
Erkekte genital sistemde yerleşen mikroorganizmalar sperm sağlığını bozarak ya da yumurta ile birleşmesini engelleyerek kısırlık nedeni olabilir. Cinsel ilişki sırasında eşine de geçerse, onda da döllenmeyi bozacak ya da düşüklere neden olacak şekilde ciddi sorunlar ortaya çıkarabilir. En sık rastlanılan etkenler klamidya, üreoplazma ve bel soğukluğu olarak bilinen gonokoklar olup, bunların dışında başka amiller de üreyebilir.
Eğer mikroorganizmalar testis içinde ya da epididim bezinde yerleşmişse, orşiepididimit dediğimiz ağır bir iltihaplanma tablosuna yol açar. Testisler şişmiş, aşırı derece hassas ve ağrılı bir hal almıştır. Bazen çok yüksek ateşlenmelerle seyreder. Eğer zamanında tedavi edilmezse abse gelişecek kadar ciddi boyutlara erişebilir. Böyle durumlarda testisin içi tamamıyla haraplanır ve sperm üretimi geri döndürülemeyecek ölçüde bozulur. Prostat iltihapları ise başlangıçta sessiz kalabilir. Bacak arası bölgede, özellikle cinsel ilişki sırasında artan, derinden gelen bir ağrı hissedilir. Meninin dışarı atılması sırasında peniste yanma olabilir. Daha ileri dönemlerde ateş yükselmesi de görülebilir. Prostatitler sıklıkla kronik bir seyir gösterir, yani rahatsız edici şikâyetler aylarca devam eder. Çoğu kez psikolojik bozuklukların da eşlik ettiği, kişiyi huzursuz eden bir durumdur. Karın ağrısı, idrar yaparken yanma hatta penisten kokulu, koyu renkli bir akıntı olur. Bunların dışında genital sistemin başka bölgelerinde de yerleşen mikroorganizmalar değişik iltihaplanma belirtileri gösterebilir.
Mikroorganizmalar doğrudan kendileri sperm üretiminde bozulma yapabileceği gibi sperm taşıyan kanallarda tıkanıklığa yol açarak ya da lökosit artması nedeniyle de kısırlık nedeni olabilir. Böyle durumlarda başta gelen sorun spermlerde DNA hasar oranının artmasıdır. DNA hasarları erkek kısırlığının en önemli nedenlerinden biridir.
Genital sistem enfeksiyonlarında sperm tahlilinde sayı ve harekette azalma, sperm morfolojisinde bozulma görülür. Özellikle lökosit sayısı artmıştır. DNA hasarlı spermlerde ciddi artış olur. Bazen hastalar meninin kanlı gelmesinden şikâyet ederler. Bütün bunların yanı sıra sperm enfeksiyonları hiçbir klinik belirti vermeden de gelişebilir. Bu nedenle uzun süre beklemelerine rağmen eşlerini gebe bırakamamış erkeklerde spermin enfeksiyon yönünden araştırılması faydalı olabilir.
Diğer yandan, spermler virüsler tarafından da enfekte edilebilir. Özellikle sperm hücresinin içine girerek yumurtayla birleşmesini ve döllenmeyi önleyebilir. AIDS, Hepatit B ve Hepatit C en sık karşılaşılan viral etkenlerdir. Bunların dışında daha nadir görülen HPV, HSV, HCMV ve AAV gibi virüsler de vardır.
Bütün bunlar göz önüne alındığında, çocuk sahibi olamayan çiftlerde spermin enfeksiyon yönünden araştırılması önem kazanır. Özellikle sperm tahlilinde lökosit artışı olan olgularda semen kültürü yapılarak tanı konulabilir. Üreyen etkene uygun antibiyotik kullanılarak başarıyla tedavi edilebilirler. Bazen tedaviye haftalarca devam etmek gerekebilir. Gecikmiş ya da yetersiz tedavi edilen erkeklerde düzeltilemeyecek derecede ciddi hasar gelişebilir.
arpanetmedya.com Tarafından hazırlanmıştır.