Güncelleme Tarihi:
Kırıkkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Eraslan sosyal medyanın günlük yaşamda sıkça rastlanılan şiddet ve saldırganlık olgusunu beraberinde getirdiğini anlattı.
“SOSYAL MEDYA SALDIRGANLIĞI ZARAR VERME DAVRANIŞLARINI İÇERİYOR”
Sosyal medya ağları üzerinden yapılan mail, yorum, mesaj gibi sanal iletişim kişinin saldırganlık dürtüsünü yeni bir zemin üzerine taşıyor. Sosyal medyada fiziksel olarak bir saldırganlık davranışının sergilenmesi mümkün olmasa da, günümüzde sosyal ağlar üzerinden psikolojik saldırganlık davranışlarının üst boyutlarda sergilenebildiği görülüyor.
"SOSYAL MEDYA SALDIRGANLIĞI ARAŞTIRMASI YAPILDI”
Binlerce insanın sosyal medya ağları üzerinden her gün farklı kategori ve şekillerde saldırganca tutumlara maruz kalıyor. Geçen ay Ankara ve Kırıkkale'de öğrenim gören 18-25 yaş aralığındaki 225 üniversite öğrencisi üzerinde "Sanal Dünyada Sosyal İlişkiler ve Sosyal Medya Saldırganlığı" araştırmasını yaptı.
Örneklem grubuna, sosyal medya ağları üzerinde karşılaştıkları bir saldırganlık anında ilk olarak kendilerini nasıl hissettikleri ve nasıl bir eğilim içerisinde bulunduklarının soruldu. Katılımcıların büyük bir çoğunluğu, bir sosyal medya saldırganlığıyla karşılaştıklarında, en çok kızgınlık hissettiklerini aktardı. Ardından dikkat çeken yanıt ise öfke ve şiddet eğilimi içerisine girdiklerini ve bu haksız durum karşısında agresifleştiklerini yansıtmış olmaları. Beraberinde ise öfke ile birlikte hemen karşı cevap vermeye yöneldiklerini, sonrasında ise katılımcıların önemli bir bölümü moral bozukluğu yaşadıklarını ve bu durumun yaşam kalitelerini bir süre düşürdüğü. Ayrıca bir grup katılımcı ise sosyal medya saldırganlığıyla karşılaştıklarında sessiz kaldıklarını ve bir süre duygusal katatoni yaşadıklarını ifade etti. Araştırmada, "Sosyal medya saldırganlığı karşısında haklarınızı biliyor musunuz?" sorusuna ise öğrencilerin büyük bir çoğunluğunun yasal haklarını yeterince bilmediği yanıtını verdi.
“SOSYAL MEDYA ULUSAL BİRLİĞİ KURULMALI”
Sosyal medya hukuku, sosyal medya etiği ve bilinçli sosyal medya kullanımının önemine değinen Eraslan, sosyal medya saldırganlığının hızlı bir şekilde yayıldığını vurguladı.
Türkiye'de ise bu gelişmelere rağmen sosyal medya hukuku ve etiği gibi kavram ile uygulamalar yeterince gelişmiş değil. Sosyal medya ortamında bir kişiye hakaret, Türk Ceza Kanunu'na göre, bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, 3 aydan 2 yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılmalı. Sosyal medya araçlarının kullanım şartlarına bu cezalar eklenebilir.
“AFİŞ ÇALIŞMALARI İLE HALK BİLGİLENDİRİLEBİLİR”
Bu konuda kamu spotları ile radyo ve televizyonlarda bilgi spotlarının yayımlanabilir. Kamuya açık yerlerde afiş çalışmaları ile halkın bilgilendirilebilir. Okullarda, öğrencilere verilen derslerde, okul duvarlarında bilgi notlarına yer verilebilir. Sosyal medya saldırganlığı mesajları ile bilgi akışı sağlanabilir. Bilgi Teknolojileri Kurumu, TÜBİTAK, Erişim Sağlayıcıları Birliği gibi kurum ve kuruluşlar, bilgilendirici, seminer, toplantı, broşür gibi etkinlikler yapmalı.
Üniversitelerin, sosyal medya araştırma enstitüleri kurmaları ve toplumsal bilgi oluşturmaları gerektiğine işaret eden Ersalan, "Sosyal medya hukuku ve sosyal medya etiği gibi akademik konuların desteklenmesi ve çalışılması sağlanmalıdır. Medyada bu haklara dönük programlara yer verilmesi sağlanmalıdır. Çeşitli kamu ve sivil toplum kuruluşlarının katılımı ile Sosyal Medya Ulusal Birliği kurulmalıdır" sözleriyle açıklamasını bitirdi.