Güncelleme Tarihi:
Sjögren Sendromu genellikle salgı bezlerin tutulduğu kronik otoimmun bir hastalık olduğunu belirten İç Hastalıları Uzmanı Dr. Aysun Özbek, “Tek başına görülebildiği gibi, romatoid artrit, sistemik sklerozis gibi otoimmun hastalıklara da eşlik edebilmektedir. Kadınlarda 9 kat daha sık görülür. Özellikle gözyaşı ve tükürük bezleri tutulur. Dolayısıyla hastalar ağız ve göz kuruluğu şikâyetleri ile başvururlar. Bunun dışında cilt, akciğer, mide ve bağırsak sistemi, santral ve merkezi sinir sistemi, kas iskelet sistemi ve böbrekler de etkilenebilir” dedi.
Salgı yetmezliğine bağlı olarak ortaya çıkıyor
Primer Sjögren Sendromu sık görülen bağışıklık sisteminin yaptığı bir hastalık olduğunu yineleyen Özbek, “Primer SS’daki patogenez diğer otoimmun hastalıklardaki hastalık yapan herhangi bir mikroorganizma modellerine benzemektedir. Genetik olarak duyarlı kişilerde, enfeksiyonlarla özellikle viral enfeksiyonlarla karşılaştığında daha çok salgı bezlerinde, daha az salgı dışı organ/sistemlerde hastalık görülür. Bu durum zamanla kronik bir hale gelir ve bulunduğu yerde hasara yol açarak klinik bulguların doğmasına yol açar. Sjögren Sendromu’nun en sık görülen klinik bulguları salgı bezi ile ilgilidir. Salgı yetmezliğine bağlı olarak ortaya çıkan hastalık göz, ağız, burun, cilt ve vajinal lokalizasyonlarda görülür. Salgı bezleri dışında farklı sıklıklarda sistemik bulgular da ortaya çıkabilir. Kas-iskelet sistemi bulguları yüzde 54-84 oranında ortaya çıkar” şeklinde konuştu.
Kuru öksürük görülebilir
Çoğunlukla kas iskelet sistemi tutulumu veya eklem ağrısı şeklinde olduğunu belirten Özbek, “Radyolojik yıkıcı değişiklikler görülmez fakat tutulan eklem aralığında daralmaya yol açabilir. Sjögren Sendromlu hastaların akciğer tutulumu da olabilir. Yüzde 40-50 olguda kuru öksürük görülebilir. Öksürük sebebi çoğunlukla soluk borusudaki (trakea) salgı bezlerinin çalışmamasıdır. Akciğer tutulumlu daha az sıklıkla küçük hava yolu hastalığı, bronşiektazi, bronşiolit, interstisyel akciğer hastalığı veya akciğer zarı tutuluma bağlı olabilir. Tedavisi genel önlemler, tropikal ilaçlar, salgıyı artırmaya yönelik ilaçlar ve temel etkili ilaçlardır. Geleneksel temel etkili ilaçların yetersiz olduğu durumlarda hastalarda biyolojik ajanlar gündeme gelmektedir” diye konuştu.