'Sıradan bir grip mevsimi yaşıyoruz'

Güncelleme Tarihi:

Sıradan bir grip mevsimi yaşıyoruz
Oluşturulma Tarihi: Mart 19, 2015 17:36

İstanbul Tıp Fakültesi Viroloji ve Temel İmmünoloji Bilim Dalı bünyesinde yer alan ve Dünya Sağlık Örgütü’ne bağlı Ulusal Influenza Referans Laboratuvarı koordinatörü Prof. Dr. Selim Badur, sıradan bir grip mevsimi yaşadığımızı ve bugün için sıra dışı bir durum sözkonusu olmadığını söyledi.

Haberin Devamı

INFLUENZA B VAKASI DOMUZ GRİBİNDEN FAZLA

Sıradan bir grip mevsimi yaşıyoruz
Laboratuvarlarında, Ankara’nın batısında kalan illerden 2014/2015 sezonunda gönderilen ve incelenen toplam 1365 hasta örneğinde, 37 (%2,7) Influenza A/H3N2, 132 (%9,7) Influenza A/H1N1(domuz gribi) ve 140 (%10,3) Influenza B virüsü saptandığını hatırlatan Prof. Dr. Badur, “Referans laboratuvarımızda ülkemize ait grip izlemi yapılıyor. Farklı illerden gönderilen örneklerde grip virüsleri dahil 20 kadar solunum yolları enfeksiyonlarına yol açan mikroorganizma araştırılıyor. Bu sezonun grip aşıları, bizim de en sık saptadığımız bu üç grip virüsüne karşı etkili. Yaşamını kaybedenlerin aşılı olup olmadıklarını bilmiyorum. Grip aşısının etkili olduğunu ve ölümleri engellediğini biliyoruz. Aşı sağlık bireylerde yüzde 80, yaşlılar ve kronik hastalıkları bulunanlarda ise yüzde 60 koruyucu etkili” dedi.

Haberin Devamı

GRİP AŞISI HAYAT KURTARIR
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr. Esin Şenol’ün verdiği bilgiye göre, gebeler, 6 ay-5 yaş çocuklar, 65 yaş üzeri olanlar, kalp-akciğer hastalığı bulunanlar, kanser, diyabet, diyaliz hastası olmak gibi müzmin sağlık sorunları bulunanlar, bağışıklık sistemi baskılananların sorunlu ve şiddetli grip geçirme riski bulunuyor.

Grip risk grubundakiler dışında genellikle istirahat, bazen de grip için mevcut antivirallerin kullanılmasıyla (ki çoğunlukla gerekmez) 3-7 gün içinde sorunsuz atlatılabiliyor. Ancak risk grubundakilerin grip olmaları mümkünse önlenmeli veya gribi hafif geçirmeleri sağlanmalı. Prof. Dr. Şenol, “Bunun tek yolu her yıl grip aşısı olmaları. Eğer aşı yapılamamışsa veya o yıl aşı etkinliği beklenenden daha düşükse bu kişilere en kısa sürede grip için mevcut antiviraller başlanmalı” diyor. Bir kez grip geçirmek nasıl hayat boyu hastalıktan korumuyorsa, aşılanmak da ömür boyu korumuyor. Dolaşımdaki virüsler sürekli tip değiştirdiği için her yıl yeni aşı üretilmesi gerekiyor.

NİSANA KADAR SÜRER

Grip virüslerinin dünya üzerindeki hareketinin Dünya Sağlık Örgütü tarafından takip edildiğini hatırlatan Prof. Dr. Badur, şunları söyledi:
“Grip salgınlarını önceden tahmin etmek ve konu ile ilgili öngörüde bulunmak olası değil. Kısacası “grip salgını kapıda, geliyor, gelecek..” şeklindeki yorumlar da gerçekçi değil. Bugün için son 5 sezondur gözlediğimiz tek farklılık, ülkemizde grip sezonunun (küresel iklim değişikliği nedenine bağlı olabilir) ötelendiği. Eskiden kasım-aralık aylarında başlayan salgınlar, ocak-şubat aylarına kaydı. Grip mevsimi nisan ayı sonuna kadar sürüyor.”

“DOMUZ GRİBİ DEMEYELİM”

H1N1 virüs için “domuz gribi” tanımının kullanılmasının yanlış olduğunu ısrarla vurgulayan Prof. Dr. Badur, nedenini şöyle açıkladı:
“2009/2010 sezonunda yeni bir yapıya sahip olan ve insanların daha önce karşılaşmadığı, bu nedenle de bağışık olmadıkları pdmH1N1 virüsü (pandemik H1N1 virüsü) ortaya çıkmıştı. Bağışıklığın bulunmamasına bağlı olarak virüs süratle kıtalar arası yayılım gösterdi. Daha popüler bir yaklaşım sonucu, genetik yapısının bir bölümünü domuzlarda görülen Influenza virüsünden alan bu mikroorganizmaya “domuz gribi etkeni” dendi. Ancak geçen süre zarfında virüs çok sayıda insanla temas ettiği için toplumsal bir bağışıklık oldu. Daha önceki salgınları izleyen dönemlerde olduğu gibi H1N1 virüsü de sıradan mevsimsel grip etkenlerinden biri haline dönüştü.”

ÇOCUKLARIN YÜZDE 30’U HER YIL GRİP OLUYOR
Genel olarak erişkinlerin yüzde 5-10’u, çocukların yüzde 20-30’u her yıl grip salgınlardan etkileniyor. Hafiften şiddetliye değişen seyirler gösteren grip, gebeler, 6 ay-5 yaş arası çocuklar, 65 yaş üzerindekiler, kalp-akciğer hastalıkları, diyabet, kanser gibi süregen ya da bağışıklık sistemini etkileyen sağlık sorunları olanlarda ölümle sonuçlanabilen ağır ve şiddetli hastalık tablosuna yol açabiliyor. Her yıl dünyada 3-5 milyon şiddetli (genellikle hastaneye yatırılması gereken ) olgu ve 250 bin-500 bin fazladan ölüme yol açıyor. Bu yüzden önemli ve önemsenmesi gereken bir hastalık.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!