Selinsu ameliyat olmazsa organları iflas edecek

Ev hanımı Hatice Baş, vücudundaki kabarıklıklar çıkan tek çocuğu 3 yaşındaki Selinsu Baş’ı ilçedeki devlet hastanesine götürdü. Burasıyla birlikte sevk edildiği toplam 3 hastanede herhangi bir teşhis konulamayan minik Selinsu’nun, son olarak götürüldüğü İzmir Ege Üniversitesi Hastanesi’nde, böbrek reflüsü olduğu ortaya çıktı.

Selinsu’nun tedavisi için 2 yılda 15’er günden 3 defa hastanede yattığını belirten annesi Hatice Baş, "Son kez 6 ay önce gittiğimiz hastanede kızımın sol böbreğinin çalışmaz duruma geldiği, sağ böbreğinin ise yüzde 40’ının işlevini sürdürdüğünü tespit ettiler. Ayrıca kanındaki alyuvarların azaldığını ’kistik fibrusis’ adlı hastalığa yakalandığı söylendi. Ameliyat edilmesi gerektiği yoksa böbreğinin yanı sıra akciğerler, pankreas, karaciğer, bağırsaklar, sinüsler ve üreme organlarının da zarar görebileceği belirtildi. Böbrek reflüsü nedeniyle ameliyat olmazsa, 4 yaşındayken ilik nakli yapılmasının zorunlu hale geleceği ifade edildi."

Riskli olduğu için devlet hastanelerinin kızını ameliyat etmediğini belirten Hatice Baş "Bunun Ankara’da bir özel sağlık kuruluşunda yapılabileceğini öğrendik. Ancak istenen 15 bin lirayı verecek gücümüz olmadığı için ameliyat ettiremiyoruz" diye konuştu.

BÖBREK REFLÜSÜ NEDİR?

Kısaca VUR olarak bilinen vezikoüreteral reflü (böbrek reflüsü), çocukluk çağında yineleyen idrar yolu enfeksiyonlarının en önemli nedenlerinden biridir. İdrar, kanın süzülmesi ile böbreklerde oluştuktan sonra iç idrar kanalları (üreter) yoluyla idrar kesesine (mesane) ulaşır. Burada biriken idrar belli bir hacme ulaştıktan sonra işeme refleksi başlar. Mesane duvarında bulunan kasların kasılmasıyla dış idrar kanalından (üretra) dışarı doğru atılır. Bu sırada, üreterlerin mesaneye giriş yerleri fizyolojik olarak kapanarak idrarın geriye doğru kaçması önlenir. İşte bu kapanma mekanizmasında oluşan anormallikler idrarın geriye kaçmasına, yani reflüye neden olur.

KİSTİK FİBROZİS

Kistik Fibrozis, akciğer, pankreas, bağırsak, ter bezleri dış salgı bezlerinde görülen, kalıtsal bir hastalıktır. Kistik dejenerasyon gösteren, yani bağ dokusu artımından oluşan tümöral odaklar arasında yer alan sıvı toplanmasıyla belirginleşen tümör olan kistik fibrozis hastalığı, perisinüzoidal hücreler de denilen hepatik stellat hücrelerin, sessiz durumdan aktif duruma geçmesi şeklinde tanımlanabilir. Kistik fibrozis hastalığı, aynı anda solunum sistemi, sindirim sistemi gibi vücudun birden çok sistem ve organını etkileyebilir. Doğumla birlikte görülen fibrozis, bu etkileme sonucu işlev bozukluklarına neden olur. Akciğerlerin temiz kalmasını sağlayan salgı bezlerinin ince ve akışkan olan sıvısı, kistik fibrozis hastalarında daha fazla yoğunlaşarak akıcılıkları azalır. Balgam çıkarmayı güçleştiren bu durum, küçük hava yollarının tıkanmasına yol açar. Bu kanalların tıkanması da öksürük, hırıltı, zatürree, bronşit gibi hastalıklara neden olur. Çocukların gelişememesine, büyümelerinin geri kalmasına neden olan ksitik fibrozis, ter bezlerinde de sorun yaratarak vücudun susuz kalmasına yol açar.