Güncelleme Tarihi:
Kalko, yaptığı açıklamada, “buerger” hastalığının Türkçe'de “budama” hastalığı olarak bildiğini, bu hastalığın tedavisinde damarlara by-pass yapılması şansının çok düşük olduğunu belirterek,”Minimal invaziv damar cerrahi yöntemiyle by-pass uygulanması şansını yüzde 10'a çıkardık. Kangrene giden bacaklarda taktığımız damarın çalışma süresinin hiçbir önemi yok. Önemli olan kangren olan bacağa su yani kan verebilmek” dedi.
Bu hastaların uzuvlarını kesmeden bir şansı hak ettiğini belirten Kalko, bacak kesme işleminin hastaların sosyal, aile hayatını etkilediğini, budama hastalığının 20 ile 40 yaşları arasındaki insanlarda görüldüğünü söyledi.
Kalko, budama hastalığının en büyük sebebinin sigara içmek olduğunu dile getirerek, şunları ifade etti.
“İnsanlar sigara içer, parmağında ufacık bir yara çıkar, o yara zaman içinde kangren olur. Sigaradan uzak durulmalı. Bu hastalıkta ayak, bacak, kolu kesmek zorunda kalırsınız. İki ayağı, iki kolu olmayan budama hastaları var. Buradaki ana tedavi sigaradan uzak duracaklar. Sigara dumanı olan yere dahi girmemeleri lazım. Budama hastalığında bizim doktor olarak yapacağımız çok fazla bir şey yok. Ancak budama hastalığında hasta, sigaradan uzak durabilirse, ilaçlarını düzenli kullanırsa, biraz da cerrahi şans verilirse tekrar hayata kazandırılabilir. Doktorların da sadece anjiyoya bakarak, ameliyat kararı vermesi de doğru değil.”
Oksijen tedavileri gören budama hastalarının bu tedaviden pek bir verim alamayacağını söyleyen Kalko, “Kupkuru bir tarla var, tarlaya dünyanın en iyi tohumunu ektin, güneşi, gübreyi verdin ama su yok. Su olmadığı için o ot maalesef yeşermez. Bacak damarı tıkalı bir hastaya dünyanın bütün oksijenini de versen, en iyi ilaçları da versen, o bacak kolay kolay iyileşmez. Ayrıca budama hastalığında kök hücre tedavisi de deneniyor ama maalesef daha damar hastalıklarında kök hücre tedavisinde bir başarı elde edilmiş değil. Ancak ileri ki zamanlarda ne olur bilinmez” diye konuştu.
TIRNAK BATMASINDAN BUDAMA HASTALIĞINA
Doç. Dr. Yusuf Kalko'nun hastası 28 yaşındaki Sinan Şentürk, 20 yaşında ayağının baş parmağında şiddetli bir ağrı olduğunu, ilk zamanlarda tırnak batmasından şüphelendiğini ve çok sayıda doktora gittiğini belirtti.
Doktorların durumu anlayamadığını, ancak yaraya her seferinde bir neşter vurduklarını ifade eden Şentürk, şunları söyledi:
“En sonunda bir doktor arkadaşımın yardımıyla budama hastası olduğumu öğrendim. Çok sayıda hastanede yattım. 140 seans oksijen tedavisi gördüm. Bu hastalığın en büyük sıkıntısı şiddetli bir ağrı. 3 ay gözlerimi kırpmadım. Karadeniz Teknik Üniversitesi ve Kayseri Üniversitesi arasında mekik dokudum. Bir sene içinde iki üniversite arasında 100 bin kilometre yol yaptım. Yine ağrılarım devam etti. Tedavi olmak için 1 milyon dolar para harcadım. Alternatif tıp ile hastaları tedavi ettiğini söyleyen birçok kişiye gittim. Umut yüzünden çok büyük paralar harcadım. Bu işten dolayı işlerimi kaybettim oradaki zararlarımı saymıyorum. Bugüne kadar gittiğim hiçbir doktora inanmadım ama gittim. En sonunda Yusuf hocamızı buldum. Şu anda iyiyim.”
Budama hastalığının tedavisinin olmadığını belirten Şentürk, “Çok sayıda budama hastasıyla konuştum. 6 yaşında sigara içmeye başlayan insanlar var. Ben de 15 sene içtim. Artık içmeyi düşünmüyorum” dedi.