Salgınla Mücadelede Hijyenin Rolü

Güncelleme Tarihi:

Salgınla Mücadelede Hijyenin Rolü
Oluşturulma Tarihi: Mart 27, 2020 10:12

Dünyayı etkisi altına alan yeni tip Korona virüs ile birlikte bulaşıcı hastalıklar yeniden gündemimizde… Böyle dönemlerde herkesin kafasındaki sorular ise bulaşıcı hastalıklara karşı kendimizi koruma önlemi almak için hayatımızda ve günlük alışkanlıklarımızda yapmamız gereken değişiklikler hakkında. Sorularımızın yanıtlarını Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Hilal Mocan’dan aldık.

Salgınla Mücadelede Hijyenin Rolü


1- KOVİD-19 Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemi olarak ilan edildi. Bu noktada kişisel hijyenin sağlanması en öncelikli önlem olarak karşımıza çıkıyor. Kişisel hijyen neden önemli? 

KOVİD-19 özelinde konuşursak, virüsün solunum damlacıkları ile bulaştığını ve buna ek olarak bu damlacıkların bulaştığı farklı yüzeylerde saatlerce ve hatta günlerce canlı kalabildiğini unutmamamız gerekiyor. Ancak hijyen kuralları sadece KOVİD-19’a karşı değil, insan sağlığını tehdit eden pek çok bulaşıcı hastalığa karşı korunmak için önemli. Bu açıdan hijyen kavramını hem kişisel hijyenimiz hem de yaşam alanlarımızın hijyeni açısından ele almamız gerekiyor.

Kişisel hijyenimizi sağlamak için ellerin sabunla en az 20 saniye boyunca iyice ovuşturularak yıkanması ve ardından durulanması, temiz ve kişiye ait bir havlu ile kurulanması ve el yıkama işleminin gün içerisinde sıklıkla tekrarlanması büyük önem taşıyor. Sabun ve suya erişiminiz olmadığında ise alkol bazlı temizleyicilerle el hijyeninizi sağlayabilirsiniz. Ellerinizi temizlemeden asla ağız, burun, göz ve yüzünüze dokunmamalısınız. El yıkamanın yanı sıra cep telefonlarınızı, cüzdanlarınızı, çantalarınızı da sık sık dezenfekte edebilirsiniz, tek kullanımlık mendiller ise kullanıldıktan sonra bir poşete koyularak çöpe atılmalı. Herkesin yanında kolonya ve el dezenfektanı bulundurması bu süreci kolaylaştıracaktır.

2- Çocukların kişisel hijyenini sağlamak için neler yapmalıyız?

Bu noktada çocuklarımızın bilinçlendirilmesi de göz önünde bulundurmamız gereken bir diğer noktadır. Yaşı kaç olursa olsun çocuklarımıza kişisel hijyenin ve el yıkamanın önemini anlatmalı ve doğru el yıkama yöntemlerini öğretmeliyiz. Çocukları temas etmemesi gereken yerler konusunda uyarabilirsiniz. Çocukların dışarı çıkması gereken özel durumlarda ise hijyen kurallarına çok dikkat etmemiz gerekir. Çocuklarımıza evde bulundukları şu günlerde öksürürken ve hapşırırken ne yapacaklarını, ellerini en az 20 saniye boyunca sabunla ve suyla nasıl yıkamaları gerektiğini teknik olarak öğretmek çok önemlidir. Çocuklar öksürürken ve hapşırırken tek kullanımlık mendil kullanarak ağız ve burunlarını kapatmalı ve mendili çöp kutusuna atmalıdır. Öğretilmesi gereken diğer bir nokta da eve girince yemeklerden önce ve sonra, tuvaletten önce ve sonra, kirli bir zemine dokunduktan sonra el yıkamaları gerektiği. Bunları çocuklara kendiniz göstererek anlatabilirseniz akıllarında daha fazla yer edecektir.

Salgınla Mücadelede Hijyenin Rolü

3- Yaşam alanlarımızda da hijyenin bu sürece mutlaka dahil edilmesi gerektiğini söylediniz. Bu konuyu biraz açabilir misiniz?

Artık hepimizin çok iyi bildiği gibi KOVİD-19’ın yayılmasını önlemeye yardımcı olmak amacıyla alabileceğimiz en önemli tedbirlerden biri de sosyal mesafenin artırılması, bireyler arasında en az 1-1,5 metrelik bir mesafe sağlanması. Bu da aslında evlerimize çekilmek ve dışarı çıkmamak anlamına geliyor. Artık insanlar evden çalışmaya başladı ve okullar tatil edildi. Bu da evlerin daha yoğun kullanılması demek. Bu durum beraberinde evdeki hijyen koşullarına daha fazla özen gösterilmesi ihtiyacını getirdi diyebiliriz.

Salgınla Mücadelede Hijyenin Rolü

4- Kişisel hijyenimizi ellerimizi yıkayarak sağlayabiliyoruz. Peki ev hijyeni açısından neyi farklı yapmalıyız?

Uzmanlara göre KOVİD-19 taşıyan bir kişi öksürdüğünde veya hapşırdığında ağızdan çıkan damlacıklar içindeki virüs o ortamda 3 saate kadar canlı kalabiliyor. Araştırmalar plastik yüzeylerde virüsün kalma süresinin 5 güne kadar uzayabileceğini, cam ve tahta üzerinde 4 gün yaşayabileceğini gösteriyor. Bu sebeple, özellikle evlerimizde de kalabalığın artmasıyla sık dokunduğumuz yüzeylerin her gün temizlenmesi ve dezenfekte edilmesi ayrıca önem kazanıyor.

Dünya Sağlık Örgütünün de önerdiği gibi klor,  oldukça etkili bir dezenfektandır. Bu nedenle evlerin temizliğinde klorlu çamaşır suyu kullanımı,özellikle içerisinde bulunduğumuz dönemde hijyen açısından oldukça önemlidir.

Masalar, kapı kolları, elektrik düğmeleri, sehpa yüzeyleri, musluk başları, banyo – tuvaletler ve yaşam alanımızdaki diğer sık temas edilen yüzeyleri klorlu çamaşır suyu suyu ile temizleyerek dezenfekte edebiliriz. Bunun için 5 litre suya yarım çay bardağı ölçüsünde klorlu çamaşır suyu ekleyebilirsiniz. Bu işlemleri yaparken ürünlerin ambalajı üzerinde yer alan talimatlara uyulması gerekmektedir.

Evdeki halıları, kilimleri, koltuk yüzeylerini özel temizlik ürünleri veya sabunlu suyla silebilirsiniz. Dışarıdan gelenlerin ayakkabıları dışarıda bırakmalarını isteyebilirsiniz veya ayakkabıları kapalı bir alanda saklayabilirsiniz. Dışarıda kullanılan giysileri ise özel bir alanda çıkarabilir ve yeniden kullanmadan önce 12 saat havalandırabilirsiniz. Eğer dışarıda bulunduğunuz süre boyunca öksüren veya hapşıran biriyle istemeden temas ederseniz veya 1 metreden daha yakın bir mesafede bulunursanız giysilerinizi ayrı bir kirli torbasına koyarak minimum 60 derece sıcaklıkta yıkayabilir, hatta tercihen kurutucuda kurutabilirsiniz.

Salgınla Mücadelede Hijyenin Rolü

5- Dışarıdan eve getirdiğimiz her şeyi temizlememiz gerekir mi?


Evet. Örneğin marketten satın alıp eve getirdiğiniz malzemelerin yer aldığı plastik torbaları eve sokmadan önce sabunlu bez veya dezenfektan ile silebilirsiniz. Hatta markete kendi poşetlerinizle gitmeyi tercih edebilirsiniz.

6- Okulların tatil olması ve uzaktan eğitim ile birlikte çocuklar artık evdeler.   Bu süreçte nasıl önlemler almalıyız?

Çocukların evde kalma süreçlerinden önce de dışarıda oynayan parka giden çocuklar için ailelerin dikkat etmesi gerekli bazı noktalar vardı. Çocukların kaydırakları ve salıncakları kullanmamaları, parklarda hiçbir yere dokunmamaları, bir yere dokunmaları halinde ise yüzde 70 alkol içeren bir el dezenfektanı veya kolonya ile ellerinin temizlenmesi öneriliyordu. Dışarıdan eve dönünce kıyafetlerini çıkarıp ellerini sabunla yıkayıp, banyo yaptırdıktan sonra temiz kıyafetler giydiriyorduk. Dışarıda kullandıkları giysileri ise 60 ila 90 derecede uygun bir deterjanla yıkanmasını tavsiye ediyorduk. Şimdi çocuklarımızı dışarı çıkarmıyoruz, evdeyiz ama bu kurallar genel hijyen açısından hala geçerli ve önemli.

7- Çocuklarımızın evdeki çalışma alanları, evdeki oyun alanları ve  oyuncakları için dikkat etmemiz gereken temizlik rutini var mı?

Yetişkinler için geçerli olan tüm önerilerimiz aslında çocuklar için de geçerli diyebiliriz. Çocukların da oyun alanları, masaları, kullanıyorlarsa bilgisayar, telefon ve tabletleri günde 2 kez dezenfekte edilmelidir. Hatta oyuncakları yıkanabilir. Dışarı çıkmasalar bile çocukların ara sıra ellerini yıkaması istenmeli.

8- Son olarak özellikle de bu dönemde yaygın olan  Influenza ya da KOVİD-19 gibi hastalıklara karşı önlem almak için bağışıklık sistemimizi desteklemeye nasıl yardımcı olabiliriz? 

Hem yetişkinlerin hem de çocukların güçlü bir bağışıklık için benimsemesi gereken bazı prensipler var. Günde beş öğün taze meyve ve sebze tüketilmesi ve protein yönünden zengin beslenilmesi önemli. Yoğurt, kefir, yeşil salata, karabuğday ilave edilmiş pilav, bulgur pilavı, yeşil, sarı ve mor renkli sebzeler, lahana, soğan, sarımsak ilave edilen ev yemekleri, kemikli et ve tavuk suyuna yapılan çorbalar, yulaf ve diğer tahıllar her zaman olduğu gibi bu dönemde de bağışıklığı desteklemeye yardımcı olabilir. C vitamini, çinko ve beta glukanın da bağışıklığı güçlendirmeye yardımcı olabileceğini eklemek isterim. Tabi ki tüm bunların yanına günde 8-9 saat uyku ve evde yapılabilecek egzersizleri unutmamak gerekir.

Salgınla Mücadelede Hijyenin Rolü

 


 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!