Sahurda çok çeşitli yemeyin

Güncelleme Tarihi:

Sahurda çok çeşitli yemeyin
Oluşturulma Tarihi: Eylül 13, 2007 12:36

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Gastroenteroloji ve İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yusuf Uzun, yurt dışında yapılan araştırmalarda, oruç tutan kalp hastalarında zararlı kolesterolün azaldığı, faydalı kolesterol denilen HDL-C'nin yüzde 30 oranında arttığının tespit edildiğini bildirdi.

Prof. Dr. Uzun, oruç konusunda bugüne kadar yurt içi ve yurt dışında çeşitli araştırmalar yapıldığını belirtti.

Özellikle orucun yararları konusunda bazen rivayetler bazen de bilimsel gerçeklere dayalı birçok şey söylendiğini ifade eden Uzun, “Kalp hastalıkları konusunda yurt dışında yapılan araştırmalarda, oruç tutanlarda zararlı kolesterolün azaldığı, faydalı kolesterol denilen HDL-C'nin yüzde 30 oranında arttığı tespit edilmiştir. Tansiyon hastası 99 kişide yapılan araştırmada ise hastanın tansiyonunun seyrinde değişiklik olmadığı saptanmıştır” dedi.

İlaç ve diyetle kontrol altındaki şeker hastalarında oruç tutmanın zararlı etkisi olmadığını kaydeden Uzun, insülin kullanan şeker hastalarının oruç tutmamalarının uygun olduğunu söyledi.

Orucun vücut kondisyonunu değiştirmediğini belirten Uzun, şöyle konuştu:

“Ramazan ayında oruçla vücut metabolizması yavaşlamakla beraber vücudun hareket kapasitesinde değişiklik olmamaktadır. Ancak oruç tutan kişilerde acıkmaya yol açan çeşitli sebeplerin sayısının azaldığı bilinmektedir. Böylece gereksiz yemek yeme ve atıştırmalar oruç tutan kişilerde ortadan kalkmakta, kişiler ramazan ayından sonra da gereksiz yemek yeme alışkanlığından kurtularak daha sağlıklı bünyeye kavuşabilmektedir.”

Uzun, orucun kişinin gereksiz acıkmalara karşı daha iradeli olabilmesini sağladığını kaydederek, “Bu, aynı zamanda ruhsal olarak iradenin, diğer bir deyimle kişinin nefsinin güçlenmesi, böylece yapabileceği olumsuz davranışları kontrol altına alabilmesidir. Sonuçta oruç, düzgün davranışları olan, otokritik ve otokontrol yapabilen, iyi huylu, meziyetlere sahip bir kişiliği oluşturmaktadır” diye konuştu.

Prof. Dr. Uzun, orucun sağlıkta bazı zararlı etkileri de olabileceğini belirterek, “Yeme alışkanlığındaki değişiklik, özellikle mide asidini ve midedeki gastrin salgısını artırmaktadır. Bunun sonucunda daha önce ülser tedavisi görmüş veya halen ülseri olan hastalarda, hatta çeşitli sebeplerle aspirin ve romatizma ilaçları kullanan hastalarda, mide kanaması riski artmaktadır” dedi.

Prof. Dr. Uzun, ramazan ayında günlük hayattan farklı bir beslenme yapılmaması gerektiğini ifade ederek, şunları söyledi:

“Ramazanda sabah kahvaltısının yerini tutan sahur, akşam yemeğinin yerini tutan iftar yemeğidir. Eksik olan öğle yemeği ile gün içinde tüketilen su, çay, kahve gibi içeceklerdir. Sahurda her zaman yaptığımız kahvaltıdan, iftarda da her zamanki akşam yemeklerinden fazla yememize tıbbi olarak gerek yoktur. Sahurda 3-4 bardak fazla su içerek gün içindeki ihtiyacı karşılamak yeterlidir.”

RAMAZANDA ÇAY VE KAHVE...

Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. İbrahim Hayoğlu, ramazan ayında “sindirimi kolaylaştırsın diye” tüketilen çay ve kahvenin, yemeğin hemen ardından içilmesi durumunda vücutta demir emilimini azaltabildiği için yemeklerden en az 1 saat sonra içilmesi gerektiğini söyledi.

Doç. Dr. İbrahim Hayoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, iftar ve sahurda mideyi birden bire yemekle doldurmanın bazı sağlık sorunlarını beraberinde getirebileceği uyarısında bulundu.

Bu yıl sıcak bir döneme denk gelen ramazan ayında beslenmeye her zamankinden daha çok dikkat edilmesi gerektiğini ifade eden Hayoğlu, özellikle protein ve vitamin yönünden zengin gıdalar ile bol su tüketilmesini, iftar saatlerinde aşırı yağlı gıdalardan kaçınılmasını, yemeğe çorbayla başlanmasını ve yiyeceklerin iyi çiğnenmesini tavsiye etti.

Aşırı yağlı yemekler yerine bol sebzeli yemekler, protein yönünden zengin gıdalar ve sindirimi daha kolay olan sütlü tatlıların tercih edilmesi gerektiğini kaydeden Hayoğlu, “Ramazanda doğru beslenme, insan sağlığı için büyük önem taşıyor. Bu dönemde mideyi zorlayabilecek sıcak, aşırı tuzlu, yağlı besinlerin yerine daha kolay sindirilebilen ve çok çeşitli besinler ve bir miktar sirke ilave edilmiş salatalar daha fazla tercih edilmeli” dedi.

Doç. Dr. Hayoğlu, vücudun gün boyu kaybettiği mineralin yeniden dönüşümünün sağlanması için meyve suyu ve soda içilmesini de önerdi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!