Sahte güzellik
Güncelleme Tarihi:
Herkesin uzaktan yakından, ötesinden ucundan genç ve güzel görünmek için bir destek beklediği ve istediği, hiç olmazsa merak ettiği bir dönemdeyiz. Bakımlı olmak, güzel görünmek adına en basitinden berbere ve kuaföre gitmekten tutun da, en radikal karar olan ameliyata kadar talepler aşikâr.
Güzelleşmek için vadedilen ve uygulanan yöntemler, üretilen ürünler, kullanılan araçlar bir okyanus diyebiliriz.
Doğru ya da yanlış bilgi sahibi olmak bir yana, bilgiye ulaşmak çok kolay.
Çünkü kadın-erkek herkesin ilgi alanına giriyor, ayrıca herkes istediği derecede, bütçesine uygun, bazen doğru ama çokça yanlış bir ürüne, uygulamaya ulaşabiliyor.
Sosyal medyada popülerleşen, ne olduğu belli olmayan ürünlere, sistemlere inananlar, kendisine uygunluğunu bile anlamadığı, üretim yeri, içeriği belli olmayan, kayıt dışı üretilen sözde kremlerin yanı sıra, hayati risk taşıyan ilaçların reklamlarının korkusuzca yapıldığı bir ortamda maalesef bu tuzağa düşüyor.
Orta yaştakiler bilir, şöyle bir cümle vardır, “Bizim zamanımızda kızlar kaşlarını evlendiklerinde aldırırlardı” diye.
Şimdi ise okula saçlarını boyatmadan giden ortaöğretim çağlarındaki öğrenciler azınlıkta kaldı.
Bakımlı kadınlar, kusursuz ciltler, hatırı sayılacak düzeyde kullanılan filtrelerle sosyal platformlarda yazılı ve görsel basında hep önümüzde. Herkesi ne kadar güzel ve herkesin cildini ne kadar da kusursuz değil mi.
Üzülmeyin, çünkü değil!
Çıplak gözle, gerçek yüzlerini gördüğümüzde insanları tanıyamıyoruz.
İnce dudakları daha dolgun göstermek uğruna ağır aromatik maddeler içeren ve dudakları yakarak belirli süre şişiren rujlar, ciltteki sivilce izini, lekeleri kapatmak ve cildi parlak göstermek için kullanılan yağlı fondöten ve pudralar...
Kat kat sürülen ve yakından örümceğin sanki kirpikte ağ örmüş gibi gözüktüğü ancak gözleri canlandırmak için kirpiklere sürülen katran kıvamındaki rimeller ya da yapımı saatler süren kirpikleri çoğalmış ve uzamış gibi gösteren yapıştırıcı ipek kirpiklerle sanki herkes Türkan Şoray...
Seksi görüntü vermesi için yüzde özellikle dudak çevresine kalemle yapılan sahte benler hatta abartılıp, daha sempatik görünmek için yapılan yüze çizilen çiller...
Sanki her gün deniz, kum ve güneşten nasipleniyor gibi 12 ay neredeyse bronz gezmek adına yüz dahil tüm vücuda üşenmeden sürülen bronzlaştırıcı yağlar...
Yerçekimine karşı koyması olanaksız olan yüz bölgesini sanki hiç yaşamıyor gibi yanakları olduğundan yukarıda ve çıkık gösteren allık gibi renklendiricilerle değişik uygulama teknikleri...
İnce, zarif ellere sahipmiş göstermek için “bakım” adı altında uygulanan minimum 4 mm’lik değişik şekil ve renklerde tasarlanmış tırnaklar...
Bir tek uzun boya çare yoktu... Ona da İspanyol paça pantolonlarla sözde salaş ve rahatlık düşüncesiyle üretilmiş spor ayakkabılara, yumuşak botlara hatta terliklere eklenen ekstra topuklar sayesinde görsel olarak çözüm bulundu.
Herkesin vücudu 90-60-90! Tüm bu kadınlar güzellik yarışmasına girse sonuç çıkmaz. Bu örnekler uzar gider...
17 yıllık güzellik ve estetik sektöründeki deneyimime dayanarak günde onlarca kadının kendinde kusur saydığı noktaları bizzat dinliyorum. Her zaman mottomuz şu olmalı...
Önce sağlıklı ve temiz cilt.
Bu da ancak lekeler, izler hatta zamanın ve hayatın getirdiği olumsuzlukların profesyonel sağlık kuruluşlarında uygulanan profesyonel desteklerle kalıcı ve sağlıklı şekilde giderilmesiyle sağlanır.
Etrafınızdaki beş kişiye en beğendikleri kadınların ismini sorup, yüzlerini düşünün.
Bunu yaparken kendi beğendiğiniz kadınları da düşünün.
Peki bu kadınların ortak noktası nedir biliyor musunuz?
Kaşları, gözleri, boyları, ağızları tek başına güzel gelmez kimseye...
Tek ortak nokta ciltlerinin güzelliğidir!