Sağlıklı evliliğin sırrı kılıbık olmak

Güncelleme Tarihi:

Sağlıklı evliliğin sırrı kılıbık olmak
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 20, 2013 01:02

Evliliğinizin, birlikteliğinizin her yedi senede bir ciddi bir sınavdan geçtiğini biliyor muydunuz? Doktor Mehmet Öz’e göre bunun nedeni hormonlarımız. Öz’e göre, çiftler ilk yedi sene birbirlerine bir hormon kelepçesiyle bağlı gibiler. Ama yedi senenin sonunda bu hormonal kelepçe açılıyor. Çaresi mi?

Haberin Devamı

Doktor, havalar nasıl olursa olsun, bizim havamız bazen hep bozuk çalıyor. Modern çağın hastalığı mıdır, bizim zayıflığımız mı bilmiyorum ama ruh halimiz zaman zaman takviyelere ihtiyaç duyuyor. Böyle durumlarda neler yapmalıyız?
mRuh halimizin kötü olması yalnızca gününüzü berbat etmekle kalmaz aynı zamanda sağlığınızı da etkiler. Üstelik yaşımız ilerledikçe kötü ruh hali, vücudumuza daha çok zarar vermeye başlar. Kızgınlık, anksiyete, üzgün olma ve kıskançlık gibi negatif duygular kortizol denilen stres hormonu salgılamamıza neden oluyor. Kortizolün azı yararlı ama uzun vadede kan damarlarında yaşlanma ve inflamasyona neden oluyor. Tabii bununla da baş edebilecek yöntemler uygulayabiliriz.
Nedir onlar?
Modern yaşamın hayatımıza soktuğu cep telefonu, bilgisayar gibi cihazlar; ayrıca evlerimizdeki toz, mikrop, evcil hayvan kepeği gibi tahriş edici elementler bize sürekli olarak pozitif iyon yüklüyor. Eğer yaşam alanlarımızda bir negatif iyon üreticisi bulundurursak bu yüklerin önemli bir kısmından korunabiliriz. Negatif iyon üreticilerini internetten veya mağazalardan satın alabilirsiniz. Aracınıza, bilgisayarınızın yanına veya uyuduğunuzda yanınıza koyun ve kendinizi pozitif iyonlardan koruyun.
Bu işin, sağımızda solumuzda cihazlarla gezmeden bir yolu yok mu?
Var tabii. Kendimizi kötü hissettiğimizde rahatlamak için çoğunlukla tatlılara yöneliriz. Ama ironik olarak, bu tatlılar ruh halimizi daha da kötüleştirebilir. Çünkü vücudumuz, huysuzluğa neden olan işlenmiş şekeri emmek için insülin salgılıyor. Bu şeker kısır döngüsünü yenmek ve gerilimi azaltmak için D-Riboz denilen şeker alternatifini deneyin. Riboz, doğal şekerdir. Atletler de performansları için D-Riboz kullanıyor. Yapılan araştırmalar, kalbin iyileşmesini ve kan akışını hızlandırabileceğini gösteriyor. Bir diğer yöntem de eski Japon ve Çin sağlık biliminden yararlanan akupresür masajlar... Bunlar iğne kullanılmadan yapılan basit ve etkili masajlar. Örneğin okaliptüs, fesleğen ve nane yağlarını karıştırıp parmaklarınıza sürün ve boynun arkasından başlayarak kulak memesine, oradan da şakaklara doğru masaj yapın. Kan akışının hızlanıp stresinizin azalmasını sağlayacaksınız.

E, KÜFRET O ZAMAN!

Çin işi-Japon işi... Doktor bizim dilimizden konuş, yok mu bunun Türk usulü?
E, küfret o zaman! Çocukların yanında bunu yapmaktan tabii ki kaçınmalısınız ama araştırmalar, küfür ettiğiniz zaman beyninizin sizi rahatsız eden şeylerle daha iyi başa çıktığını gösteriyor.
Hay yaşa!
Samimi söylüyorum. 2009’da yapılan bir araştırmada, araştırmacılar kişilerden ellerini buzlu suya sokmalarını istediler. Küfür eden katılımcıların acıyı daha iyi tolere ettiği gözlemlendi. Küfür etmenin katılımcıların kalp atış hızını artırdığını, bunun da ‘savaş’ veya ‘kaç’ tepkisini tetikleyerek vücudun acıyı tolere etmesini, hatta görmezden gelmesini sağladığı düşünülüyor. ‘Küfür kavanozu’ yöntemini kullanarak ruhsal avantajları ikiye katlayabilirsiniz.
Peki bazen düzenli uyuduğumuzda, stressiz hissettiğimiz anlarda, hatta bol bol küfrettiğimiz anlarda bile enerji seviyemizi düşük hissediyoruz. Bunun nedeni ne olabilir?
O kadar çok değişken var ki... Sabah kahven bile seni yoruyor olabilir. Çoğumuz sabahları uyanabilmek için kahve veya çay içmeyi tercih ediyoruz. Ama kahve, fazla tüketildiğinde uyuyan metabolizmamızın birden fazla çalışmasına neden oluyor. Ayrıca kafeinin dehidrasyon etkisi var. Başka içecekler tüketmezsek, kahve daha fazla su kaybına neden olarak enerjimizi azaltır.
Kahve gibi böyle başka ‘şok enerji tüketiciler’ var mı?
Kıyafetlerde aşırı rahatlık da sizi yorgun hissettirebilir. Bol ve esnek kıyafetler daha kambur ve hımbıl durmamıza neden olup eklemlerimizi ve kaslarımızı zorlar. Kıyafetlerimizin rengi bile önemli. Siyah, lacivert ve kahverengi, uyku getiren melatonin salınımını harekete geçiriyor. İyi haber şu ki araştırmalar enerjimizi artıracak renkler de olduğunu gösteriyor. Beyaz giysiler uyku hormonu melatonin salınımını bastırıyor ve beyninizdeki mutluluk hormonu olan serotonin seviyesini yükseltiyor. Kırmızı, daha aktif olmak için ideal. Ayrıca kırmızı, kan akışını hızlandırıyor ve böbrek üstü bezlerini harekete geçiriyor. Sarı da, özgüven sağlayıp, iyimserliği teşvik ediyor.

Haberin Devamı

Türk kahvesine, Yunan demedim

Haberin Devamı

Televizyona çıkıp Türk kahvesine, Yunan kahvesi deme hikâyeniz nedir? Çok tartışıldı burada...
- Aslında Türk kahvesi ile Yunan kahvesi arasında pek fark yok. Yunanlılar kendi kahveleri üzerine araştırma yapmışlar; bir rapor hazırlamışlar. Günde şu kadar içerseniz, ömrünüz şu kadar uzar diye... Bu araştırma bana geldi, ben de programımda bahsettim. Rapor, ‘Yunan kahvesi’ dediği için ve Amerika’da da böyle tanındığı için ben de “Yunan kahvesi” dedim.
İyi de sahiplenmedikleri bir kahvemiz kalmıştı, siz de Türkiye kökenli bir doktor olarak tuz biber ekmişsiniz...
- Olur mu öyle şey? Araştırma, Yunanlıların yaptığı bir araştırma olmasına rağmen aynı programda Yunan kahvesiyle Türk kahvesinin aynı şey olduğunu da belirttim. “Yunan kahvesinin ömrü uzattığı ispatlandı ama benim ülkem Türkiye’nin kahvesiyle de aynı kahvedir” dedim. Bundan çıkarılacak bir ders var: Türkiye’de birçok ürün üretiyoruz. Onların araştırmasını yapıp, ne kadar iyi olduklarını dünyaya duyurmamız lazım. Mesela fındığımızı daha iyi araştırıp, daha iyi sunabiliriz.

Haberin Devamı

Dijital olarak sen kimsin?

TEKNOLOJİK il erlemeler ‘dijital insan’ı yaratmak üzere. Artık akıllı telefonlar ve onlara yüklenen uygulamalar sayesinde insan metabolizmasıyla ilgili her şeyi ölçebileceğiz. Gece yattığımız zaman bile nasıl yattığımızı anlayabileceğiz. Örneğin kişinin akşam uyuduğu süreyi; ne kadar REM, ne kadar derin ve ne kadar hafif uyku uyuduğunu, gece kaç kere kalktığını... Diyelim ki babanız 88 yaşında ve buzdolabını günde sekiz kere açarken günde sadece üç kere açmaya başladığını bu ölçümler sayesinde öğrendiniz... “Acaba bunun sebebi ne, yemek yemiyor mu?” diye düşünürsünüz. Ona telefon edebilirsiniz. Belki de doktora götürürsünüz. Bunların hepsini bir araya koyunca ortaya ‘digital you–dokunmatik sen’ çıkıyor. Yani siz dijital olarak kimsiniz, bunu anlamaya başlayacağız. Ben bir sağlık uzmanı olarak bu bilgileri öğrendiğim zaman, kişinin ne kadar sağlıklı olduğunu ve nasıl daha sağlıklı olabileceğini daha iyi takip etmeye başlayacağım. İtiraf etmeliyim; bu teknolojiyi Amerikalılar da kullanıyorlar ama Çinliler hakikaten daha ileri.

Haberin Devamı

28 senede dört ayrı kadınla evlendim

Sağlıklı ilişki diye bir şey var mı? Evliliğin sağlıklısı olur mu?
- Tabii ki...
Nedir sağlıklı evliliğin sırları?
- Kılıbık olmak! (Gülüyor) Bak sana şöyle izah edeyim: Bir erkek tam olarak kafasındaki gibi bir kadınla evlenmek ister. Ama sonra kadın değişmeye başlar. Kadınlarsa nasıl biri olabileceklerini tahmin ettikleri erkeklerle evlenirler ancak erkekler değişmez. Onun için daha evlenir evlenmez, ayrılıklar başlıyor. İlk başta ikisinin arasında hormonal bir bağlantı var. İlk yedi sene birbirlerine bir hormon kelepçesiyle bağlı gibiler. Ama yedi senenin sonunda bu hormonal kelepçe açılıyor, çözülüyor. Eğer taraflar bu yedi senenin sonunda birbirlerine kendilerini tekrardan tanıştırmazlarsa o zaman birbirlerinden çok koparlar. Tekrar tanışabilirseniz de yeni bir evlilik başlar, yedi sene daha gidersiniz.
Bu kırılma ve yabancılaşma döngüsü hep böyle yedi-yedi-yedi diye mi gider?
- Evet. Mesela bu sene benim 28’inci evlilik yıldönümüm.
E dördüncü yedi demek... Desenize doktor tehlikeli dönemdesiniz!
- Hem de çok! Ama diğer yandan bakıldığında, aslında dört ayrı kadınla evlenmiş gibiyim ben. Aynı isim, aynı kimliğe sahip dört farklı insan...

BİTTİ

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!