Oluşturulma Tarihi: Kasım 26, 2007 11:17
Anne adayları için özel olarak geliştirilmiş bir yoga türü olan doğum öncesi yoganın (Prenatal), doğum anında gerginliği azaltarak doğumun daha kolay ve hızlı olmasına yardımcı olduğu belirtildi.
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Şatıroğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, “Doğum öncesi yoga sayesinde, doğumda alınan nefesler hem psikolojik rahatlama sağlıyor hem de anne oksijeni daha doğru şekilde kullandığı için doğum kolaylaşıyor” dedi.
Bebeğin ana rahminde büyümeye başlamasıyla, annedeki fiziksel değişimlerin bel, sırt, boyun omurlarında ve bacaklarda ağrılara neden olduğunu, fiziksel aktivitelerdeki kısıtlanmalara ve hamileliğe bağlı değişen hormon yapısının anne adayının psikolojik dengesi üzerinde olumsuz etkilere neden olabileceğini belirten Şatıroğlu, yoga ile anne adaylarının stressiz bir hamilelik geçirebileceğini ifade etti.
Şatıroğlu, prenatal yoganın, anne adayları için özel olarak geliştirilmiş bir yoga türü olduğunu ifade ederek, “Yoga, bedenin, zihnin ve ruhun dengeli bir biçimde birleşmesine yardım eder. Huzurlu ve rahat bir hamilelik dönemi geçirmek için bu üçünün tam bir uyum içinde çalışması gereklidir” dedi.
“GEBELİĞİN 12. HAFTASINDA BAŞLANABİLİR”
Yogaya, gebeliğin 12. haftasında başlanabileceğini anlatan Şatıroğlu, yoganın, asanalar (temel duruş biçimleri), pranayama (doğru nefes alma teknikleri, nefes kontrolü), mudra (beyindeki bazı merkezleri uyaran el hareketleri), mantra (bilinçte değişiklik yapmak üzere tekrarlanarak çıkartılan sesler), imgeleme (kendi içimizde yarattığımız imajlarla çıkılan kısa yolculuklarda ,bedenimiz ve ruhumuzda biriken negatif etkilerden arınıp tamamen pozitif etkilerle yenilenerek güçlenmek) gibi esaslara dayandığını belirtti.
Yoganın doğum anında gerginliği azaltarak doğumun daha kolay ve hızlı olmasına yardımcı olduğuna işaret eden Şatıroğlu, yoganın, doğum sonrasında da annenin vücudunun fiziksel ve ruhsal olarak hızla toparlanmasına yardımcı olduğunu söyledi. Şatıroğlu, yoga ile duruş bozukluklarının düzeltilebileceğini, karın kaslarının toparlanabileceğini ve psikolojik olarak daha dayanıklı ve mutlu olunabilineceğini kaydetti. Yoganın, solunum ve dolaşım sistemlerini de güçlendirdiğini belirten Şatıroğlu, şöyle devam etti:
“Ayrıca, gebeliğe mide barsak rahatsızlıkları ile vücutta meydana gelen ödemler (el ve ayaklardaki şişmeler) ve özellikle son aylarda çok sıkça hissedilen kramplar azalır.
Karın kaslarını güçlendirerek ve masaj etkisi yapar ve bağırsak hareketlerini rahatlatır, iştahın kontrol altına alınmasına yardımcı olur.”
“YOGAYLA RUHUNUZU BESLEYİN”
Şatıroğlu, prenatal yoganın fiziksel ve zihinsel yararları dışında ruhsal yararlarının olduğuna dikkati çekerek, yoga ile hamilelik ve loğusalık dönemlerinde bedensel ve zihinsel gerginliklerden uzaklaşılabilineceğini, stresin azalacağını, öfkenin kontrol altına alınacağını ve olaylara karşı daha anlayışlı olunabilineceğini söyledi.
Yoga ile “çakra” adı verilen ve vücuttaki sağlık, mutluluk ve huzur için önemli olan ve belirli bir enerji yayan bölgelerin uyarıldığını anlatan Şatıroğlu, “Yoga ile vücuda yayılan mutluluk hali, kişiyi ruhsal travmalara karşı korur. Bu nedenle, gebeler ve lohusalar, alıngan ve kırılgan yapıdan kurtularak ruhen daha güçlü hale gelir. Yoga ve gebelik egzersizleri, gebelik boyunca gebeliğin getirdiği rahatsızlıklarla başa çıkmayı kolaylaştırır, bundan elbette gebenin kendisi, ailesi, bebek ve doğum hekimi de yararlanır” dedi.
Prof. Dr. Şatıroğlu, prenatal yoganın öz güveni de desteklediğini belirterek, öz güveni artan annenin bebeğine daha olumlu yaklaştığını vurguladı.