Güncelleme Tarihi:
Erkek hastalara ve gebelere de uygulanabilen cihaz, bir milimetrenin altındaki tümörleri tespit ederken; meme kanseri riski taşıyan ve düzenli kontrol altında tutulması gereken kadınlar için de kolaylık sağlıyor. MEİK isimli cihaz, hastanın meme yapısı ve direncine göre meme kanserine karşı risk altında olup olmadığını ve meme tipini belirliyor.
Genç yaşlarda ve gerekmedikçe 35 yaşın altındaki kadınlara uygulanmayan mamografi ile kıyaslandığında, uygulamada radyasyon alınmaması, memede sıkıştırma yapılmadığından acı vermemesi, herhangi bir enjeksiyon uygulanmaması, gebelere ve 16 yaşından itibaren uygulanabilmesi ve çok küçük tümörleri saptayabilmesi gibi özellikleriyle avantajlar sağlıyor.
ABD, Kanada ve birçok Avrupa ülkesinde tarama amaçlı kullanılan “MEİK”, Türkiye'de de kullanılmaya başlandı.
Meme kanseri teşhisinde radyasyon ışınları kullanılması nedeniyle zararları sıkça tartışılan, ancak hala altın standart olmaya devam eden “mamografiye” alternatif yöntem geliştirme çabaları sürüyor. Bu amaçla geliştirilen en etkin cihaz olarak gösterilen MEİK, basit bir kullanım prensibi taşıyor. Gebelerde de kullanılan cihaz, kanserli hücrenin net görüntülenmesine imkan tanıyor.
ERKEN TEŞHİSLE HAYAT KURTARIYOR
MEİK ile teşhis çalışmalarını Türkiye'de ilk uygulayan ve inceleyen bilim insanlarından Radyoloji Uzmanı Prof. Dr. Selma Tükel, yaptığı açıklamada, bugüne kadar meme kanseri taramasında tek çarenin mamografi olduğunu, yardımcı olarak da sıkça ultrasonografi ve zaman zaman MR kullanıldığını, MEİK'in birçok ülkede tarama programlarında kullanıldığını söyledi.
Taramalarda kullanılan cihaz ile tümörlerin erken dönemde saptanabildiğini ifade eden Tükel, “MEİK sayesinde ileride hastalığın tekrarlama veya metastaz yapma ihtimalleri erkenden öğrenebilecek ve önlem alınabilecek” dedi.
Cihazın özellikleri hakkında bilgi veren Tükel, şunları söyledi:
“Herhangi bir yan etkisi bulunmuyor, acı vermiyor, sadece 0,5 mA elektrik gücü ve 50 kHz frekansla çalışıyor, radyasyon yaymadan görüntüleme yapıyor, aralıksız 8 saat çalışabiliyor, kullanılan malzemeler açısından su dışında hiç masraf yaratmıyor, görüntülemeyi meme bezi dokularının elektrik iletkenliklerine göre oluşturuyor, rakamsal olarak analiz yapma fırsatı veriyor, görüntüleri hem renkli, hem de siyah-beyaz olarak sunuyor, görüntüler elektronik ortamda arşivlenebiliyor, bilgisayar hafızasındaki seçilmiş bin 654 adet hastalıklı meme görüntü deposuyla kıyaslama yapılabiliyor, 16 yaş üstü tüm kadınlara sınırsız kere uygulanabiliyor.
Cihaz, erkek hastalarda da kullanılabiliyor, risk durumunda bebeklere bile uygulanabiliyor, 3 boyutlu (3D) değerlendirme yapılabiliyor, 46 mm derinliğe kadar, 7 mm aralıklı kesitler halinde inceleyebiliyor, meme bezinde elle muayene sırasında fark edilen kitlenin tipi ve durumu hakkında değerlendirme ve fark edilmeyen oluşumların ise görüntülenerek değerlendirmesi yapılabiliyor.”
ESTETİK AMELİYAT SONRASI DA UYGULANABİLİYOR
Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Mahmut Can da MEİK cihazıyla yoğun meme bezi dokusunun ek incelemesinin de yapılabildiğini dile getirerek, “İmplant ya da küçültme gibi estetik ameliyatlar ve diğer herhangi bir cerrahi müdahale sonrasında da uygulanabiliyor” dedi.
Meme bezi ile ilgili tüm hastalıkların teşhisine de yarayan cihazın, otomatik yorumlama yaptığını bildiren Can, şunları kaydetti:
“Cihazın dünyadaki hiçbir yöntemin yapamadığı en büyük avantajı hastanın meme yapısı ve direncine göre meme kanserine karşı risk altında olup olmadığını ve meme tipini belirlemesidir. Risk grubunda olan hastalar daha sıklıkla muayene edilerek kanser çok daha erken dönemde, herhangi bir belirtisi yokken teşhis edilebilecek ve de kanserden ölüm oranları çok düşecektir. Bu kansere ayrılan ilaç bütçesini de oldukça düşürecek bir yöntemdir.”
MEME KANSERİ KAYNAKLI ÖLÜMLERDE İLK 3 ÜLKE
Diğer kötü huylu tümörlere göre kadınlarda ölüme en sık meme kanseri yol açıyor. Meme kanserinin yol açtığı ölüm seviyesinin en yüksek olduğu ilk üç ülke Danimarka, İrlanda ve Hollanda olarak gösteriliyor. Rusya bu listenin 28. sırasında yer alıyor.
Batı Avrupa ve Kuzey Amerika ülkelerinde 35-54 yaş aralarındaki kadınların yüzde 20'sinde ölüme neden olan en sık görülen hastalık olarak kabul ediliyor ve 55 yaş üstü kadınlarda kalp-damar hastalıklardan sonra ikinci ölümcül hastalık olarak dikkati çekiyor.
GEBELİK SÜRESİNCE DE TAKİBİM YAPILDIĞI İÇİN ÇOK HUZURLUYUM
4 aylık hamile olan 45 yaşındaki T.Ş., 4 yıldır meme kanseri açısından rutin takip altında olduğunu, ancak gebelik döneminde takibinin yarım kalacağının kendisinde endişe yarattığını belirterek, “Bu dönemde de takibim yapılabildiği için çok huzurluyum. İçim rahatladı” dedi.
Memelerinde silikon bulunduğundan MEİK ile yapılabilen uygulamanın “güvenebilir” olmasının da ayrı bir avantaj olduğunu ifade eden T.Ş., “Silikonlu göğüslerde de tanı sıkıntı yaratabiliyor. Radyasyon almadan takip edilebildiğim bu yöntem sayesinde içim rahatladı” diye konuştu.