Güncelleme Tarihi:
Dünya Sağlık Örgütü’nün pandemi ilan ettiği koronavirüs salgını ile mücadele sürüyor. Virüsün yayılmasının ardından hayatımıza giren maske, dezenfektan ve kolonya tedbirleri, bir yandan sağlığımızı korurken, bir yandan da psikolojik rahatsızlıklara da neden olabiliyor. Uzmanlar, sürekli kaygı yaşayan insanların ’takıntı’ hastalığı ile karşı karşıya kalabileceğini söyleyerek, olumsuz haberlere bakılmamasını öneriyor.
Uzman Psikolog Merve Demircioğlu, koronavirüs salgın sürecinde yaşanabilecek psikolojik sorunlara dikkat çekerek, insanlık tarihi boyunca çaresi bulunamayan hastalıklardan her zaman çok korkulduğunu söyledi. Demircioğlu, "Koronavirüs sürecinde bir belirsizlik söz konusu olduğu için insanlar daha da çok korkmaktadır. Bu durumun getirdiği psikolojik bazı sonuçlar vardır. Bunlar obsesif kompulsif bozukluk, yani takıntı olarak veya titizlik hastalığı olarak karşımıza çıkmaktadır. Pandemi süreci de insanlarda bu hastalık normalde olmamasına rağmen oluşmasına zemin hazırlamıştır. Çok el yıkayan bir hasta varsa bu süreçte daha da fazla yıkayacaktır. Aklındaki düşünceler ona tuzak kuracaktır. Kişi bu tuzaklara düştüğü zaman sürekli olarak, ’ellerimi yıkamalıyım’, ’bana bir şey olacak mı?’, ’acaba enfekte oldum mu?’ gibi kaygılarla karşı karşıya kalacaktır. Günde 100’den fazla kez el yıkama vakaları ile karşılaşmaktayız. Kişi, en ufak bir durumda dahi el yıkamak zorunda olduğunu hissetmektedir. Dezenfektan veya kolonya kullanmak şu süreçte çok normaldir fakat dozunu kaçırmak bir süre sonra bu kaygının takıntı boyutuna ulaşmasına sebebiyet verebilir" dedi.
PANDEMİ OLUMSUZ DURUMLARLA MÜCADELE ETMEYİ HATIRLATTI
Her hastalıkta olduğu gibi Covid-19’da da psikolojik durumun süreci çok etkileyeceğini kaydeden Demircioğlu, "Bazı kişiler hiçbir şekilde dışarıyla temas kurmayarak evlerine kapanabilmektedir. Bu durumda kişi depresyon yaşayabilir hatta zamanla intihara kadar gidebilir. Pandemi süreci bize olumsuz durumlarla mücadele etmeyi hatırlattı. Bu süreç bize mücadele etme fırsatı verdi. Ne olursa olsun ayakta kalmamız gerektiğini, enfekte olsak dahi onunla mücadele etmemiz gerektiğini öğretti. Aynı zamanda yine psikolojimizi iyi tutmak için gece yatmadan en az 2-3 saat önce sosyal medya veya televizyon üzerinden olumsuz haberlere bakılmaması gerektiğini öneriyorum. Bu tarz haberler beynimizdeki hormonların olumsuzluk etkenleri salgılamasına neden olmaktadır. Bu durum bir sonraki güne olumsuz başlamanıza sebebiyet verebilir" diye konuştu.
KAYGI ÇOK NORMAL BİR DURUMDUR
Belirli oranda kaygının insan yaşamının kalitesini artıran bir unsur olduğunu belirten Demircioğlu, "Kaygı çok normal bir durumdur. Evet, kaygılarımız gereği tedbir almak güzeldir. Fakat ne derecede tedbir aldığımız da önemlidir. Tedbirleri normal bir seviyede tutarsak kişinin sağlıklı düşünebilmesi daha mümkün olur. Optimize şekilde tedbir almak da psikolojik problemlere neden olmaktadır. Çocukları online eğitim alan ailelere de tavsiyem, çocuklarıyla daha fazla vakit geçirerek normal süreçte okulda atacakları enerjiyi harcamalarını sağlamalarıdır. Belki şu an okulda olsaydılar teneffüslerde top oynayacaklar ve mevcut enerjilerini atacaklardı. Fakat onlara da hak vermek lazım ki şu an enerjilerini atamıyorlar. Bu nedenle ailelerin onlara destek olması, bu süreci en az zararla atlatmalarına yardımcı olacaktır" ifadelerinde bulundu.