Prostat 3 boyutlu görüntülenecek
Güncelleme Tarihi:
Görüntüleme teknolojisindeki son gelişmeler, prostat kanseri tanısında da çağ atlattı. Gelişmiş MR (manyetik rezonans) teknolojisi ile ultrasonografinin birlikte ve aynı anda kullanımıyla, prostat içindeki doğru bölgeden biyopsi alınması, dolasıyla tanının konması kolaylaştı. Erkeklerde en sık görülen kanser olan prostat erken evrede yakalandığı ve doğru tedavi uygulandığında başarı şansı yüzde 90’lara kadar çıkıyor.
Antalya’da düzenlenen 4’üncü Minimal İnvaziv Ürolojik Cerrahi Kongresi’nde konuşan Gazi Üniversitesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi
Prof. Dr. Sinan Sözen, yeni yöntemin gelişmiş bir navigasyon aleti gibi kanserli bölgeyi daha isabetli göstererek, biyopsi için doğru alandan örnek toplanmasını sağladığını söyledi.
3 BOYUTLU ULTRASON ORTAYA ÇIKIYOR
Bunu çözünürlülüğü yüksek MR kesitlerin ultrason görüntüleri ile örtüştürülebilmesi için geliştirilen yeni yazılım sağladı. Hastaya önce MR çekiliyor. Radyolog bu görüntüler üzerinde şüpheli alanları işaretliyor. Daha sonra rektal ultrason probu ile prostat taranırken, MR görüntüleri ultrason kesitleriyle örtüşecek şekilde kaydırılıyor. Böylece detaylı, 3 boyutlu ultrason/MR görüntüsü ortaya çıkıyor. Elde edilen bu görüntü yardımıyla biyopsi iğnesi eski yöntemdeki gibi prostatın herhangi bir yerinden değil, tam da MR’da teşhis edilen şüpheli olan lezyondan sokulup, parça alınıyor.
PROSTAT GÖRÜNTÜLENEMİYORDU
Prof. Dr. Sözen, “Öğrencilerimize 2 sene öncesine kadar ‘Maalesef prostat kanseri görüntülenemiyor’ derdik. PSA’ya bakıp risk saptadıklarımıza biyopsi yapıyorduk. Hastaların yüzde 80’ine gereksiz biyopsi yapılırdı. Bu yönteme kadar, ultrason kullansak bile körlemesine biyopsi yapıyorduk. Şimdi elde edilen görüntülerde özellikle saldırgan kanser odakları yüksek oranda tespit edilebiliyor. Biyopside kullanılan iğnenin sapma olmadan kanserli bölgeye yüksek doğrulukta ulaşması sağlıyor” dedi.
KLASİK YÖNTEMDEN DAHA ÜSTÜN
Yöntemin yüksek düzeydeki başarısına rağmen bazı durumlarda kanserin atlanabileceğini belirten Prof. Dr. Sözen, “Ancak tanıdan kaçabilen tümörlerin çoğunluğu klinik olarak önemli değil. Daha doğrusu yeni yöntem, üstünde durulması gerekmeyen prostat tümörlerini göstermeden tedavi edilmesi gereken tümörleri yakalamada klasik biyopsiye kıyasla çok daha üstün” dedi. Yöntem ayrıca, ilk girişimde yeterli ve gerekli bilgiyi sağladığı için biyopsi tekrarlarının da önüne geçiyor. Tam da bu nedenle maliyetleri önemli oranda azaltıyor.
ROBOTLA AMELİYAT RÜŞTÜNÜ KANITLADI
Minimal İnvaziv Üroloji Derneği Genel Sekreteri Doç. Dr. Haluk Akpınar, robotun, prostat ve diğer üroloji ameliyatlarında kendini kanıtladığını söyledi. Cerrahların kolay kolay teknik ve alışkanlıklarını değiştirmediğini, ancak ameliyat robotlarının hızla kabul gördüğünü belirterek, “Bugün ABD’de prostat ameliyatlarının yüzde 80’i bu yöntemle yapılıyor. Avrupa’da en çok üroloji alanında kullanılıyor. Üroloji kanserlerinin cerrahisinde, robotla yapılan ameliyatlar ile açık cerrahinin sonuçları çok benzer” dedi.