Güncelleme Tarihi:
İnsanların dengeli ve sağlıklı beslenmesinde önemli bir yeri olan balın yanı sıra polen, arı sütü, propolis ve arı zehri gibi diğer arı ürünleri de günümüzde birçok amaç için kullanılmaktadır. Son yıllarda yapılan çalışmalar ile en az bal kadar önemli bir diğer arı ürünü olan propolisin içeriği ve etkileri belirlenip kullanım alanının artırılması sağlanmıştır. Propolis 17. yy. da Londra’da resmi ilaç olarak listelenmiştir ve yine bu yıllarda anti-bakteriyel aktivitelerinden dolayı Avrupa’da önem kazanmıştır.
Propolis, insan sağlığı için alınması gereken 22 bileşeni içermesi açısından içinde bulunduğumuz yüzyılda keşfedilen, mükemmel doğal ürün özelliği ile de önem kazanmıştır.
Propolisin farklı kullanım alanları bilim adamlarının dikkatini çekdikten sonra bu konuda çeşitli araştırmalar yapılmaya başlanmıştır. Bu ilgiye bağlı olarak propolisin ticari öneminde de artış ortaya çıkmıştır. Propolis veterinerlik ve insan sağlığıyla ilgili kullanımlarında büyük potansiyele sahip doğal bir üründür. Diğer taraftan tıbbi bitkilerden sağlanan ürünlerden farklı olarak içeriği olağanüstü çeşitlilik göstermektedir. Farklı ülkelerde toplanan propolis örneklerinin kimyasal içeriği oldukça çeşitlilik göstermektedir. Bu çeşitlilik propolisin tıbbi amaçlı kullanımında ve kalite kontrolünde ciddi sorun yaratmaktadır. Karşı karşıya gelinen en büyük sorun propolis orijininin bölgeden bölgeye çeşitlilik göstermesidir. Propolisin orijininin bilinmemesi ise standartlaşmada ciddi sorun yaratmaktadır.
Günümüzde propolisin çeşitli kullanım şekilleri mevcut olup, saf ya da aloe jel ile polenle, ekstrakt olarak (hidroalkolik veya glikolik), ağız spreyi olarak (melissa, adaçayı ve/veya rosemary ile karıştırılarak), boğaz pastillerinde, kremler ve pudra şeklinde, gargara olarak üretilmekte ve içindeki balmumu alındıktan sonra kullanılmaktadır.
Propolisin çok sayıda etkilerine rağmen, raporların çoğu ön çalışmalara dayanmaktadır. Çalışmaların çoğunluğu Doğu Avrupa ülkelerinde yürütülmektedir. Uygulamalı çalışma ve araştırmalar ağırlıklı olarak Çin’de yapılmaktadır. Ama bilgi sağlanılması dil engeli nedeniyle zordur. Daha detaylı çalışmalar özellikle bağırsaklar, cildiye ve dişle ilgili uygulamalar propolisin tıbbi kullanımda olası faydalarının belirlenmesini sağlayacaktır.
Propolisin Tanımı
Bitkilerin büyük bir bölümü, yapraklarını, çiçeklerini ve meyvelerini, antimikrobik çürümeye karşı ürettikleri, su geçirmez ve ısı yalıtımı özellikleri olan reçinemsi maddelerle korurlar. Bal arıları bu reçinemsi maddeleri ağaçların gövdelerindeki çatlaklardan, tomurcuklardan ve yapraklardan toplarlar. Arıların çiğneyip, ağız sindirim enzimlerini ekleyerek ve kısmen de sindirerek, balmumu ile karıştırdıkları yapışkan madde, kovanda çeşitli amaçlar için kullanılır. Diğer bir deyişle propolis bal arılarının; canlı bitkilerden topladığı, balmumu ile karıştırdığı ve larva gözlerine yumurta bırakılmadan önce cilalamada ve kovan içi açıklıkların kapatılmasında kullandıkları yapışkan, koyu renkli bir maddedir.
Propolis Nasıl Tüketilir?
Genellikle aktarlarda bulunabilecek olan propolis, piyasada kuru taneler ve damla halinde sıvı olarak iki şekilde bulunuyor. En çok kullanılan propolis ürünü sıvı damla şeklindedir. Damla ürünü bal, yoğurt, ekmek, pekmez vb. gıdalara damlatarak tüketebilirsiniz.
Suda çözünür olanı su, süt, meyve suyu, çay, kahve vb. içeceklerinize damlatarak tüketebilirsiniz.
Propolisin Tarihçesi
Propolis terimi Yunanca’dan türemiş olup pro “savunma”, polis “şehir” anlamına gelmektedir. Buradan da şehrin ya da kovanın savunması gibi bir anlama ulaşmak mümkün olmuştur.
Propolisin keşfi milattan önceki yıllara dayanmaktadır. Ünlü Yunan filozofu Aristo, arıların çalışmasını saydam kovan kullanarak incelemek istemiş, ancak kovanın saydamlığı koyu renkte mumsu maddeler ile kapatılmıştır. Bu koyu renkli maddenin propolis olduğu tahmin edilmektedir.
Propolisin, insanlar üzerindeki olumlu etkileri çok eski yıllardan beri bilinmekte ve halk arasında kullanımı eski çağlara dayanmaktadır. İlk olarak M.Ö. 79-23 yıllarında Roma’da büyük bir okul olan “Pliny the Elder” da propolisin ağrı azaltıcı, yara iyileştirici aktiviteleri tanımlanmıştır. Propolis eski çağlarda Mısırlılar tarafından da bilinmekte ve bazı hastalıkların tedavi edilmesinde, ölülerin mumyalanmasında kullanılmaktaydı. Yunanlılar ve Romalılar, propolisi deri apselerinin tedavisinde yüzyıllar boyunca kullanmışlardır. Hipokrat (460-377 M.Ö.), propolisin deri hastalıkları, ülser ve sindirim sistermi rahatsızlıklarının tedavisinde kullanıldığını belirtmiştir. Afrika’da ise propolis ilaç olarak uzun zamandır kullanılmaktadır. 12. yüzyıla ait Avrupa kayıtlarında, propolisin ağız, boğaz enfeksiyonları ve diş sağlığı için kullanılan tıbbi preperasyonları tanımlanmıştır. Propolisin eski zamanlara dayanan diğer bir kullanım şekli vernik olarak kullanılmasıdır. İtalya’da 17. y.y.’da Stradivari, propolisi telli enstrümanların cilalanmasında da kullanmıştır.
Propolisin, geçmiş zamanlardan günümüze kadar gelmesini sağlayan en önemli ve çokça bilinen özelliği mikroorganizmalara karşı olan etkisidir. Propolis söz konusu özelliklere sahip olması nedeniyle insanlar tarafından günümüzde de kullanılmaktadır.
Yaşadığımız yüzyılda bu değerli arı ürününün antibakteriyel, antifungal, antiviral özellikleri yanında antiinflamatör, antiülser, lokal anestezik, antitümör, bağışıklığı uyarıcı gibi çok sayıda yararlı biyolojik aktivite göstermesi; tıp, apiterapi, sağlık besini ve biyokozmetik alanında kullanımını da yaygınlaştırmıştır. Son yıllarda propolis bir sağlık içeceği olarak da önem kazanmıştır. Ayrıca yiyeceklerde geniş çapta kullanılmakta ve insan sağlığını geliştirdiği, kalp rahatsızlıklarını giderdiği düşünülmektedir. Propolisin bu özellikleri bilim adamlarının dikkatini 60’lı yılların sonundan beri çekmektedir. Son 40 yıl boyunca ise kimyasal kullanımı biyolojik aktivitesi, farmokolojik ve tedavi edici kullanımlarıyla ilgili birçok araştırma yayınlanmıştır. İlk kapsamlı araştırma 1978’de Ghisalberti tarafından yayınlanmıştır. Günümüzde propolisin kimyası ve biyolojik aktivitesiyle ilgili oldukça fazla çalışma yapılmıştır. Fakat propolisin tedavide uygulanmasıyla ilgili çeşitli zorluklar vardır. Bu konuda problemlerin olmasının başlıca nedeni toplandığı yörenin bitki örtüsüne ve mevsimine bağlı olarak propolisin kimyasal bileşiminin belirgin bir şekilde çeşitlilik göstermesidir. Çünkü farklı ekosistemlerde farklı bitkiler ve bu bitkilere ait salgılar propolis kaynağı olabilir. Bu nedenlerden dolayı propolisin standartlaşması henüz tam olarak gerçekleştirilememiştir.
Günümüz dünyasında stres ve çevre kirliliği gibi insan sağlığını tehdit eden olayların giderek artıyor olması insanlar üzerinde çevre koşullarının olumsuz etkisini daha sık gösterir hale getirmiştir. Yaşam şartlarının bu olumsuz etkilerine karşın propolis, vücut direncini arttırma, antibiyotik etki gösterme ve en önemlisi doğal bir ürün olma özelliklerinden dolayı birçok ülkede çeşitli amaçlara yönelik olarak çalışılmaktadır. Yurtdışında ki birçok ülkede propolis kullanılarak çok çeşitli ticari ürünler üretilmektedir.