Güncelleme Tarihi:
Çocuk ve Ergen Psikiyatristi, Psikoterapist Prof. Dr. Özgür Öner, Pokemon Go oyununun çocuklara olan etkisini değerlendirerek, “Pokemon Go oynayanların daha çok çocuklar olması, çocukların bu mekanlarda zaman zaman tek başına bulunması, maalesef çocuk istismarcıları için uygun fırsatlar oluşturabilir. İstismarcıların çocuklarla oyunu kullanarak yakınlaşabilmesi ve onların güvenini kazanma riski oldukça yüksektir" dedi.
Son günlerde dünyanın kimi ülkelerinde salgına dönen, kimi şehir hatta ülkelerde yasaklanan Pokemon Go hakkında çıkan haberler aileleri tedirgin ediyor. Kimileri yürüyüşü teşvik ediyor, insanlar bilgisayar başından kurtuldu derken kimileri ise daha büyük bir bağımlılık ve çocuk istismarı gibi bir tehlikenin başladığının altını çizdi.
POKEMON GO NEDİR?
Pokemon go geliştirilmiş bir sanal gerçeklik oyunudur. Bu tarz oyunlar oyuncunun gerçek dünyada bazı hareketleri yapmasını gerektirir. Pokemon Go için gerekli olan oyuncunun belli mekânlara gitmesi ve pokemon yakalamasıdır. Bu pokemonlar daha sonra geliştirilebilir ve diğer oyuncularla yarıştırılabilir. Oyuna bedava olarak akıllı cep telefonlarından ulaşılabilmektedir. Belli bir yaşın altındaki çocukların oyunu indirebilmesi için ebeveyn izni gereklidir, ancak yaşın yanlış beyanı her zaman mümkündür. Şu anda Avusturya ve Yeni Zelanda’da oynanabilen oyun, cep telefonu ayarlarındaki değişiklikle dünyanın her yerinde telefonlara indirililebilir durumda. Türkiye’de resmi olarak ne zaman başlayacağı bilinmeyen Pokemon Go yayına girdiği tarihten itibaren yayıncı firma borsada 9 milyar dolardan fazla değer kazandı. Bu rakam Türkiye’de birkaç büyük firmanın toplam değerinin çok üzerine ulaşmış durumda.
EGZERSİZ YAPTIRIYOR, SOSYALLEŞTİRİYOR AMA...
Çocuk ve Ergen Psikiyatristi, Psikoterapist Prof. Dr. Özgür Öner Pokemon Go ile ilgili merak edilenleri cevapladı. “Bir sanal gerçeklik oyunu olan Pokemon Go, şimdiki çocuklar kadar, çocukluğunda Pokemon çizgi filmini izlemiş şimdiki gençlerin de ilgisini çekiyor. Diğer oyunlardan farklı olarak, oyuncunun hareket etmesini gerektirmesi, oynayanları ‘bir yandan da hareket ediyoruz’ düşüncesine sevk ediyor. Yani oyuncu bir şekilde fiziksel egzersiz de yapıyor. Diğer olumlu tarafı ise diğer oyunlarda olduğu gibi insanların bir odada tek başına, bilgisayar karşısında zaman tüketmesinin önüne geçip gerçek insanlarla sosyalleşmesine fırsat vermesi” diyen Prof. Dr. Özgür Öner “Ancak oyunun olumlu tarafları aynı zamanda potansiyel olarak en tehlikeli taraflarını da oluşturuyor. Oyun ücretsiz indirilmesine karşın uygulama için satın alımlar ve yoğun internet kullanımı önemli harcamalara neden oluyor. Oyunun hareketli iken oynanması ve kişinin dikkatini oyuna vermişken yürümeye devam etmesi kaza riskini arttırıyor. Pokemon Go oynayan kişilerin Pokemon yakalamak için oyunun belirttiği mekanlara girmesi de ayrı bir tehlike. Oyuncular, bu mekanlarda bulunmalarına izin verilip verilmediğini kontrol etmek zorunda. Bazı ülkeler sırf bu güvenlik riskleri sebebiyle oyunu yasaklamış durumda” şeklinde konuştu.
“ÇOCUK İSTİSMARCILARININ ARADIĞI FIRSAT”
Prof. Dr. Özgür Öner Pokemon Go ile yaklaşan sinsi bir tehlikeye dikkat çekerek, “Pokemon Go oynayanların daha çok çocuklar olması, çocukların bu mekanlarda zaman zaman tek başına bulunması, maalesef çocuk istismarcıları için uygun fırsatlar oluşturabilir. İstismarcıların çocuklarla oyunu kullanarak yakınlaşabilmesi ve onların güvenini kazanma riski oldukça yüksektir. Bir diğer risk de, çocukların oyunu kullanırken yerlerini yabancılara bildirmesidir. Böylece istismarcılar çocuğun nerede olduğunu kolaylıkla belirleyebilir. Bu konuda uzmanlar, çocukların gidecekleri yerlerin yabancılar tarafından bilinmesi ve yakalanan pokemonların yarıştırılacakları yerlerin belli olmasının bir risk faktörü olduğunu belirtiyorlar. Özellikle bu ilgi alanına göre davranan bir istismarcı, bir çocuğu başka bir pokemon olan yere götüreceğini ya da çok yakında güçlü bir kahraman yakaladığını söyleyerek rahatlıkla kandırabilir.
“ÇOCUKLAR HAZ ALIYOR, HAZ ARTTIKÇA BAĞIMLILIK BÜYÜYOR”
Peki, normalde bakkala bile zor gönderebildiğiniz çocuklarınız pokemon yakalamak için nasıl bu kadar yürümeyi göze alıyor? Prof. Dr. Özgür Öner bunun motivasyon ve alınan hazla ilgili olduğunu belirterek, “İnsan beyninde motivasyon ve ödül sistemlerinin yer aldığı bölgelerden başarı ile beraber ödül olarak dopamin maddesi salınıyor. Salınan dopamin maddesi insanlara haz hissi veriyor. Dopaminin az salınması da cezalandırılma hissi oluşturuyor. Ancak başarı tamamen bireysel bir tanımlama; çocuklar için pokemon yakalamak önemli bir başarı ve belirgin haz hissine yol açarken bu konuyla hiç ilgilenmeyen bir yetişkin için ödül özelliği içermiyor. Tıpkı yetişkinler için ödül özelliği taşıyan durumların çocuklar için ödül olmaması gibi. Çocuklar Pokemon Go oynarken, tıpkı bir yetişkinin iş hayatında başarı kazandığında, alkışlandığında yaşadığı hazzı yaşıyor. Bu haz büyüdükçe çocukların oyuna bağımlılığı da artıyor” ifadelerini kullandı.
“ELEŞTİRMEK YERİNE ALTERNATİF ÜRETİN”
Prof. Dr. Özgür Öner Ailelerin pokemon yakalamak yerine çocuklarına daha üretken aktiviteler ile bu hazzı yaşatmalarının mümkün olduğunu söyledi. Prof. Dr. Öner ailelerin çocukları anlaması gerektiğini söyleyerek, “Spor, yardımseverlik, ders başarısı da bu hissi oluşturabilir. Ancak, bu kadar popüler ve çocukların paylaştığı bir oyun varken, bunu sağlamak oldukça zor. Ailelerin çocuklarını eleştirirken, kendilerinin popüler akımlara ne kadar kapıldıklarını göz önünde tutmaları gerekiyor” şeklinde konuştu.