Güncelleme Tarihi:
Plasenta, anne ile bebek arasında pek çok kritik rol üstlenir. Plasentanın temel görevleri arasında gaz değişimini sağlamak, besinleri bebeğe getirirken, atık maddeleri bebekten alıp anneye taşımak ve bebeğin büyümesinde önemli rol oynayan bazı hormonları salgılamak yer alır.
Gelişen bebeğin temel enerji kaynağı olan glikojen ve kolesterolün sentezi plasentada meydana gelir. Plasentadan salgılanan beta hCG, progesteron, insülin benzeri büyüme faktörü gibi hormonlar gebeliğin normal seyretmesinde önemli rol oynar.
Plasenta glikoz, amino asit, yağ asitleri, kalsiyum ve D vitamini, oksijen ve bağışıklıktan sorumlu olan immunoglobulin G’yi (IgG) anneden bebeğe iletirken, karbondioksit ve diğer atık maddeleri bebekten alıp anneye transfer eder. Annenin kullandığı bazı ilaçların, sigaranın içerisindeki zararlı maddelerin de plasentadan geçip bebeğe ulaştığı akılda bulundurulmalıdır. Son olarak plasenta annenin kanında bulunabilecek bir enfeksiyonun bebeğe bulaşmasını önleyen bariyer görevi de görmektedir.
PLASENTA YETERİ DÜZEYDE GELİŞMEZSE NELER OLUR?
Büyük kısmını damarların oluşturduğu plasenta yeterli gelişmediği takdirde bebekte büyüme-gelişme geriliği, preeklampsi gibi olumsuz gebelik sonuçları ortaya çıkabilir. Plasenta, rahim ağzı olarak bilinen serviksi kapatırsa plasenta previa denilen ve gebelikte kanamaya yol açabilen durum görülebilir. İkiz gebeliklerde bebeklerin plasentaları arasındaki damarsal bağlantılar bebekler arası büyüme farklılıklarına yol açabilir. Sağlıklı bir gebelik için esas rol oynayan plasentanın bebeğin ultrasonografik takibi sırasında değerlendirilmesi oldukça önemlidir.