Güncelleme Tarihi:
Parkinson hastalığı, beyinde dopamin adlı kimyasal maddeyi yapan hücre gruplarının zamanla işlevlerini kaybetmesi sonucu oluşur ve 40-75 yaşları arasında, sıklıkla da 60 yaşın üzerinde başlar. Parkinsonda egzersizlerin, yapılabildiği ölçüde, özellikle kas sertliği ve hareket yavaşlığı üzerine olumlu etkisi görülmektedir. İşte, parkinson tedavisi ve belirtileri hakkında bilgiler.
Parkinson Hastalığı ilk kez 1817 yılında James Parkinson isimli bir İngiliz doktor tarafından tanımlanmıştır. Başlangıç yaşı ortalama 60’tır ve görülme sıklığı yaşla birlikte artar. Hastaların % 5 kadarında 40 yaşın altında başlar. Bu gruba “genç başlangıçlı Parkinson” deniliyor. Hastaların büyük çoğunluğu, genelde ileri yaşlarda başlayan ve ailesel olmayan “sporadik” denilen gruptalar. Küçük yaşta başlamış olan hastalığın genetik olma olasılığı daha yüksektir...
Beyin sapı bölgesinde bulunan, substansiya nigra (siyah çekirdek) isimli bir hücre grubunda yavaş olarak ilerleyen hücre ölümü ve dejenerasyon olmasıyla karakterizedir. Bu hücrelerdeki seçici-ilerleyici kayıp ve dejenerasyonun sebebi henüz bilinmiyor, ancak hastalık daha çok kırsal kesimde yaşayanlarda ve kuyu suyu kullananlarda görülüyor. Tarım ilaçlarının bir etkisi olabileceği düşünülmektedir.
Siyah çekirdekteki hücre grubu “dopamin” denilen bir kimyasal maddeyi üretir. Dopamin, hareketlerimizin başlatılmasını, akıcı ve ahenkli olmasını sağlar. Parkinson hastalığında siyah çekirdekteki hücrelerin azalması sonucunda dopamin eksikliği olmakta ve bu nedenle hastalığın belirtileri ortaya çıkmaktadır.
PARKİNSON BELİRTİLERİ NELERDİR?
1.Hareketlerin Yavaşlaması (Bradikinezi): Hastaların her türlü hareketlerinde yavaşlama, ağırlaşma olur. Eğer hastalık koldan başladıysa, beceri isteyen ince işlerde güçlük olur. Örneğin düğme ilikleme ve tıraş olmada zorluk, yazının giderek küçülmesi gibi belirtiler gözlenir. Hastalık bacakları etkilediğinde ise ayağını sürüyerek yürüme,özellikle basamakları çıkarken veya engebeli yollarda ayağın takılması görülebilir. Bu istemli hareketler dışında göz kırpmak ve yürürken kolları sallamak gibi otomatik olarak yapılan hareketler de azalır veya kaybolur. Hareketlerde yavaşlık ne kadar belirgin olsa da hastalarda kuvvet kaybı (felç durumu) yoktur.
2.Kaslardaki Tonusun Artması (Rijidite): Normalde dinlenme halindeyken kaslarda, kas tonusu olarak adlandırılan, hafif bir kasılma vardır. Parkinsonda ise hastanın kolu veya bacağı hafifçe bükülmeye çalışıldığında harekete karşı sürekli dirençle karşılaşılır. Hastalar bu durumu yorgunluk, ağrı, kramp, sertlik, tutukluk şeklinde hissedebilir.
3.Titreme (Tremor): İstirahat halindeyken kollar ya da bacaklarda tipik kaba bir titreme gözlenir . Elin baş ve işaret parmağında para sayma hareketi şeklinde sınırlı kalabilir. Hastalar ellerini kullanmaya başladıklarında bir süre kaybolur. Eller ileri doğru uzatılıp havada bekletildiğinde de gözlenebilir. Burada üzerinde durulması gereken bir nokta var. Halk arasında zannedildiği gibi Parkinson hastalığında mutlaka titreme olması gerekmez. Titreme önemli bir bulgudur, fakat titremesi olmayan Parkinson hastaları da vardır. Ayrıca, her titremesi olan Parkinson hastası değildir. Heyecan, stres gibi durumlarda normal insanlarda da titreme olabildiği gibi titremeyle giden “ailevi/esansiyel tremor” denen iyi gidişli bir hastalıkta ve bazı yaşlılarda da titreme gözlenebilir.
4.Duruş Refleksinde Bozulma: Normalde ayakta hareketsiz olarak duran bir insanı ittiğinizde ayaklarının ve kollarının pozisyonunu ani olarak değiştirerek dengesini sağlar ve düşmez. Parkinson hastalığında bu refleks bozulduğundan, hastayı aniden geriye doğru ittiğinizde, dengesini sağlayamaz ve yere düşebilir. Buna “postural refleks bozukluğu” denmektedir. Ayrıca hastaların ayakta duruşlarında da bozulma gözlenir. Hastalar öne doğru eğik, kolları dirsekten hafifçe bükük ve gövdeye doğru çekilmiş olarak dururlar.
Parkinson hastalığı diyebilmek için bu dört belirtinin hepsinin birden olması gerekmemekte. Bu belirtiden ikisi bulunduğunda tanı konulmaktadır.
Parkinson Hastalığında Görülebilen Diğer Belirtiler
Monoton, alçak sesle, zor anlaşılır biçimde konuşma. Bazen hecelerin tekrarı. Yürüme bozukluğu: Bazen ani olarak hızlanma, istedikleri zaman duramama ve düşme . Kapı eşikleri ve dar yerlerden geçerken kilitlenme. Yutma zorluğu, tansiyon düşmesi, salya akması, ayaklarda şişme, kabızlık, idrar yapma problemleri, cinsel fonksiyon bozuklukları, ciltte yağlanma artması-pullanma, aşırı terleme, görmeyle ilgili problemler, ağrılar, depresyon, unutkanlık – bunama gibi belirtiler de görülebilmektedir.
Parkinson hastalığına benzeyen ve onunla karışabilen “parkinsonizm” tabloları da vardır. Bunlar:
1.Parkinson hastalığında görülebilen belirtiler yanında başka ek belirtiler de görülen ”Parkinson artı sendromları”: Multisistem atrofisi (MSA), İlerleyici göz hareketleri felci (PSP) ve kortikobazal gangliyonik dejenerasyon (CBD) olarak adlandırılan hastalıklar.
2.Başka bir sebep ya da hastalık nedeniyle beynin etkilenmesi sonucu görülen Parkinsonizm tabloları: Bazı ilaçlar, beyin damar tıkanıklıkları, travma, civa-manganez zehirlenmesi, bazı enfeksiyonlar gibi.
PARKİNSON NASIL TEDAVİ EDİLİR?
Parkinson hastalığının uzun süreli, yavaş ilerleyici bir hastalık olması nedeniyle, tedavisinde hastanın ve ailesinin hekimle uzun yıllar iş birliği yapması gerekmektedir. Beraberce gösterilecek çaba hem hastanın kendisini rahatsız eden belirtilerin kontrolünü, hem de hastanın daha iyi bir yaşam düzeyine kavuşmasını sağlayacaktır.
Türkiye’de 100 000 civarında Parkinson hastası olduğu tahmin edilmektedir. Her yıl yaklaşık 10 000 civarında hastaya yeni teşhis konulmaktadır, Parkinson hastalığı hakkında toplumda farkındalık oluşturmak amacıyla 11 Nisan Dünya Parkinson Günü olarak kutlanmaktadır.