Güncelleme Tarihi:
İnternette bazı sitelerde yazılanın aksine otofaji, bildiğimiz anlamda "yamyamlık" olmadığı gibi, "tırnak yemek" veya "dudak kemirmek" gibi anlamlara da gelmiyor. Hücresel düzeyde gerçekleşen bu işlem, hücrenin kendi varlığı için doğal ve normal.
Otofaji kelimesini ilk kez Belçikalı biyokimyager Christian de Duve 1963'te kullandı. Mayanın içinde bulunda otofaji ile ilgili genler 1993'te keşfedildi ve bu çalışma Japon araştırmacı Yoşinori Ohsumi'nin 2016 Nobel Tıp Ödülü'nü almasını sağladı.
Antik Yunanca "kendisini yemek" anlamına gelen otofaji sayesinde hücreler, gereksiz ve işlevsiz kalan unsurlarından düzenli bir şekilde arınıp onları geri dönüştürebiliyor.
Hücre açlık çektiğinde kendi proteinlerini üretmek, kendisindeki bilgiyi açığa çıkarmak için gerekli olan aminoasitlerini bulmakta ve enerji üretmekte zorluk çekecektir. Her şey planladığımız gibi gitmediğinde nasıl biz strese giriyorsak, aynı şekilde hücre de işler planladığı gibi gitmediğinde, gerekli olan proteinlerini üretemediğinde ya da proteinlerinin, DNA'sının yapısını bozan kimyasallara maruz kaldığında planladığı faaliyetler engellenmiş olacak ve bu durum hücre için stres yaratacaktır.
Bu stres karşısında hemen yok olmak yerine hücreler, mitokondri gibi kendine ait organelleri yiyerek bir süre kendilerine enerji sağlıyorlar (mikro-otofaji). Ancak şartlar düzelmiyorsa programlı olarak kendilerini öldürüyorlar. (makro-otofaji).