Op. Dr. Erman Çekiç yazdı: Deprem çantanız hazır mı?

Bilimsel veriler, geçmişte çok fazla depremin yaşandığı bu ülkede gelecekte de depremlerin olacağını gösteriyor.
O sebeple bu gerçeği kabullenip kendimizi ona göre hazırlamalıyız.
Tabii ki altyapı bu işin en önemli aşaması. Ama bireysel olarak alacağımız küçük önlemler de hayati derecede önemli. Bu noktada sizlere deprem çantasından bahsetmek istiyorum...
Acil ihtiyaçlarınızın ve değerli evraklarınızın bulunduğu bir “afet ve acil durum çantası”, deprem sonrasındaki ilk 72 saatte, yardım ekipleri ulaşana kadar hem sizin hem de sevdiklerinizin hayatını kurtarabilir.
Bu çantanın hazır ve ulaşılabilecek bir yerde olması önemli. Çantanız, sorumlu olduğunuz kişi/kişiler (bebekler, yaşlılar, engelliler) ve varsa evcil hayvanlarınız için gerekli ihtiyaç malzemelerini de içermeli.
Afet ve acil durum çantası sadece evinizde, iş yerinizde değil, aynı zamanda okulunuzda, sınıfınızda da olmalı.
Engelli bireylerin özel ihtiyaçları için çantanızın içine eklemeniz gerekenleri de unutmayın. Çantadaki yiyecek ve içecekleri düzenli olarak kontrol edip, bozulmadan nasıl saklamanız gerektiğini de öğrenmelisiniz.

Peki çantada neler olmalı?

◊ Gıda
· Yüksek kalorili, vitamin ve karbonhidrat içeren, su kaybını önleyen ve dayanıklı, çabuk bozulmayan gıdalar:
Konserve, kuru meyveler, tahin-pekmez, meyve suyu gibi...
◊ Önemli belge fotokopileri
· Kimlik kartları: Nüfus cüzdanı, ehliyet gibi...
· Tapu, sigorta, ruhsat belgeleri...
· Zorunlu deprem poliçesi...
· Diplomalar...
· Pasaport, banka cüzdanı gibi...
◊ Giyecekler
· İç çamaşırı
· Çorap
· Yağmurluk
· İklime uygun giysiler
◊ Su
· Her bir aile üyesi düşünülerek yeterli içme suyu alınmalı.
◊ Hijyen malzemeleri
· Sabun ve dezenfektanlar
· Diş fırçası ve macunu
· Islak mendil
· Tuvalet kağıdı
Tabii ki bu saydıklarımızın hepsi birebir olmayabilir.
Ama en azından hayati nitelikte olanları çantamızda mutlaka bulundurmamız çok önemli.
Son olarak, deprem felaketinde hayatını kaybedenlere rahmet, geride kalanlara sağlık ve sabırlar dilerim.
Aynı zamanda gece gündüz kar-soğuk demeden afet bölgesinde çalışan tüm sağlık personeline, mesai arkadaşlarıma ve diğer birimlerin çalışanlarına da teşekkürü borç bilirim.
Toplum olarak bir kez daha gördük ki, böyle zamanlarda birbirimize sımsıkı sarılıyoruz.
Bu birlik ve beraberlik, geleceğimiz için bizi umutlandırıyor.