Güncelleme Tarihi:
Varis, bacak toplardamarlarının içindeki kapakların kanı kalbe götüreceğine, hasar görmesi ya da doğuştan zayıf yapıda olmasıyla bacak damarlarına geri kaçırmasıdır. Bu durum bacakta 1-5 mm çapında istenmeyen damarların oluşumuna yol açar.
Hasta, damarlarının normal olduğunu, açık tenli ve cildi ince olduğu için damarların belirgin olduğunu düşünür.
Ardından da ayak bileklerinde çorap izinin belirgin olduğunu görür.
Gün içinde akşama doğru giydiği kıyafetlerin dar geldiğini, ayakkabıların, çizmelerin sıktığını fark eder. Artık damar çapları daha da büyümüş ve ele geliyor olabilir. Yolculuklar sevimsiz olmaya başlar.
Herkesten daha çok bacaklarda şişlik olur.
Daha ileri dönemlerde bacak, cilt rengi yolculuk ve uzun süre ayakta kalınan günlerde mavi, mor, kırmızı renk alır. Yer yer kırmızı renk değişiklikleri, kaşıntı ve buna bağlı izler kendini belli eder.
Aslında bu, damar dışına çıkan, kalbe dönemeyen kanın ve artık maddelerin cilt altında oluşturduğu hasara bağlıdır. Bu cilt altında olmaması gereken sıvı da damar dışına çıkmasıyla ayak bileğinde “varis ülseri”, “varis yaraları” olur.
Kadınlarda daha mı fazla görülüyor?
Varislerin erkekler ve kadınlar arasındaki dağılımına bakacak olursak her 3 varisli bireyin 2’si kadın, 1’i erkek olarak oranlanıyor.
Günümüzde sadece kadınlar arasında bir oranlama yapılacak olursa 10 kadından 7’si varis sorunu yaşıyor. Kadınlardaki hormonel değişiklikler, doğum, gebelikler ve doğum kontrol hapları, kadınlarda bu sorunun daha sık görülme nedenleridir.
Hastalığın tanısı nasıl konmalıdır?
Varis bir damar hastalığıdır. Mutlaka bu konuda eğitimini alan kalp damar cerrahı tarafından tanısı konulmalı ve tedavi edilmelidir.
Bacaktaki varisin hangi damardan kaynaklandığını net olarak belirlemek için ‘doppler ultrasonograf” yapılmalıdır.
Altta yatan kaçak tespit edilerek önce onun tedavisi gerekmektedir.
Bunlar yok sayılarak sadece belli olan cilt varisine yapılan tedavi sadece buz dağının üstünü tıraşlamak olacak ve eksik tedaviyi doğuracaktır.
Tedavi edilse de ya geçmeyecek ya da kısa sürede tekrarlayacaktır.
Hangi durumlarda müdahale edilmeli
Damar belirginleşmeleri:
Bacaklarda dışarıya doğru çıkıntı yapan kalın, kıvrıntılı ve her an içlerinde pıhtı oluşabilecek damarlar sizi uyarsın.
Bacak ağrısı:
Gün içinde gittikçe artan baldırda dolgunluk, yanma hissi, kaşıntı ve kendiliğinden olan morarmalar, kanamalar, hareketsizken daha da artan bulgular...
Bacak şişliği:
Kötü dolaşımın başka bir göstergesidir. Bacaklardaki kirli kanın kalbe ve akciğerlere temizlenmek üzere pompalanma işinde sorun oluştuğunda görülür.
Cilt değişiklikleri:
Bacaklardaki varisler kendi hallerine tedavi edilmeden bırakıldıklarında ve hastalığın ilerlediği durumlarda karşımıza çıkarlar.
Son yenilikler
Öncelikle “doppler ultrason”la kaçak noktalarının belirlenmesi yapılır. Kaçak noktasına ince bir kateter ilerletilir. Bu kateter aracılığıyla lazer ya da radyofrekans verilerek hastalıklı damarın büzülerek verdiği zararların önlenmeye çalışılır. Dikiş gerektiren hiçbir kesi yapılmamaktadır. Varislere neden olan doppler ultrasonda tespit edilen kaçak damar ısı veya yapıştırıcı ajanlarla müdahale edilir. Varisli damar büzüşüp kendi üzerine kapanmaktadır. Devre dışında kalan bu damar, vücut tarafından 6-8 ay içinde emilip yok edilir. Yöntemin başarısı yüzde 80-90’dır.
Tekrarlama riski
Klasik varis ameliyatından vazgeçilmesinin en önemli nedenlerinden biri tekrarlama ve ameliyat yerlerindeki enfeksiyonlar. Ameliyatı takip eden 5 yıl içinde, sorunun tekrar etme olasılığı yüzde 40-70’tir. Damar içi yani kapalı yöntemler de aynı oran, yüzde 10-15 civarındadır. Damarı ürkütmeden içeriden kesi olmadan yapılan müdahalelerde tekrarlama riski daha az oluyor.