Güncelleme Tarihi:
Yeme alışkanlıklarımız değişecek, uzun süren açlık süresi olacak, birbirine yakın sayılan zamanlarda iftar ve sahur yapılacak...
GÜZEL BİR İFTARA NASIL BAŞLANABİLİR
Sağlıklı beslenme kuralları iftarda da geçerli.
Krema, un, yağdan yoğun olmayan bir çorbayla başlangıç, hafif bir kahvaltılık ve biraz mola...
Yavaş yememiz önemli.
Beyin ancak 25 dakikada doyduğunu anlar. Çok hızlı yemeniz halinde beyin o sinyali almadığı için “ye” der durur.
Yüksek kalorili gıdalardan, özellikle yağı, şerbeti fazla tatlılardan mümkün olduğunca uzak durulmalı.
Sebze ağırlıklı Akdeniz tipi beslenme tercih edilmeli.
Fazla tuz ve baharattan bu ay özellikle uzak durun.
Biz “ekmek yiyen” bir toplumuz. Ekmeklerimiz çok güzel ve lezzetli ama ölçülü tüketmek lazım.
Sofrada en az 3 bardak su için.
İftarla sahur arasında kuruyemiş, meyve tüketmek de çok önemli.
Toplumumuzun yüzde 77’sinden fazlası kilolu.
Kilo, bedenimizin en büyük düşmanı.
Tabii ki kilo vermek için oruç tutmuyoruz.
Bedenimize sabrı öğretiyoruz.
Olmayanların halini anlayıp paylaşmanın kıymetini anlıyoruz.
Aile ve birlik kavramlarıyla ruhumuzu besliyoruz.
Bunların hepsini kazanalım ama düşük kalorili beslenirsek ikinci getiri olarak da bu ayda sağlık bulabiliriz...
SAHURA GELİNCE
Mutlaka uykumuzu bölüp kalkalım.
Aç ve susuz kalma süremizi kısaltalım.
Yumurta çok önemli, sahurda mutlaka bir adet haşlanmış yumurta yenmeli.
Az tuzlu peynir, domates, yeşillik, zeytin tüketebilirsiniz.
Süt ve süt ürünleri de alternatif olsun.
Yine yüksek kalorili gıdalardan kaçının.
Şeker hastaları
Şeker ömür boyu sizinle yaşayacak, tehlikeli sonuçlar doğurabilecek bir hastalık ve Ramazan gelince tatile çıkmıyor.
İstenilen seviyelerde seyretmeyen şeker, ince ve büyük damarlarda tıkanmalara neden oluyor.
Damarların hasarı organ yetmezliklerine yol açıyor.
Diyalize giren kişilerin üçte biri şeker hastası.
Görme kayıplarının en sık nedeni şeker hastalığı.
Kalp krizi geçirenleri incelediğimizde şeker hastalığı olanlar dört kat daha fazla!
Şekerin tedavisi var, imkânlar ve seçenekler çok.
En önemli nokta hastanın tedaviye uyumu.
Peki ya oruç?
Tutabilir-tutamaz demek yanlış olur.
Her hastanın özel değerlendirilmesi gerekir.
Hasta, oruç tutup tutamayacağını hekimiyle görüşüp ona göre karar vermeli.
Sadece hapla tedavi gören şeker hastaları, eğer kalbinde, böbreğinde, hiçbir sisteminde ek bir hastalığı yoksa oruç tutabilir.
Birkaç çeşit şeker ilacı kullanıyorsa veya tedavisinde insülin iğnesi varsa, oruç tutması sıkıntılı olabilir.
İğne olarak kullanılan insülinler karışım insülindir.
Vücuda yapılınca bir kısmı hemen 10-25 dakikada etki ederek şekeri düşürür.
Birkaç saat sonra tekrar insülin yapılmış gibi kana ilaç salınır ve bu sefer orta-uzun etkilidir, ortalama 24 saat etki eder.
Kan şekeriniz yüksek gittiğinde kısa vadede sadece ağız kuruluğu yapar. Ama kan şekeriniz düşerse, örneğin 50-60’a inerse terleme, beynin tek gıdası olan şekere kavuşamaması ile şuurda bozulma, baygınlık olur.
Kişi, şeker düşüklüğünden hayatını bile kaybedebilir.
Şeker hastalarında oruç bedene iyi de gelebilir.
Ama mutlaka bir uzmana danışın.
Kan şekeriniz düşmeden veya yükselmeden, gerekli ilaç ayarlamasını doktorunuzla birlikte yaparak bu sürecin zor olan kısımlarından kurtulabilirsiniz.