Güncelleme Tarihi:
Dünya hipertansiyon günü, son on yıldır her 17 Mayıs’ta dünyanın en önemli sağlık problemi olan hipertansiyona dikkat çekmek için çeşitli etkinliklerin organize edildiği bir gün. Esas misyonu Türk halkının kalp-damar sağlığını korumak olan Türk Kardiyoloji Derneği de bu günü önemsemekte ve desteklemekte.
YAŞLA BİRLİKTE ARTIYOR
Kan basıncının normal değerlerden yüksek olması olarak bilinen hipertansiyon (HT), Dünya Sağlık Örgütü’nün raporlarına göre ölümün önlenebilir en önemli nedenidi. Yapılan ulusal ölçekli büyük çalışmalarda 18 yaş üzeri erişkinlerde her üç kişiden birinde, 50’li yaşlardan itibaren her iki kişiden birinde HT olduğu gösteriyor. 31 Aralık 2015 tarihi itibarıyla Türkiye nüfusunun yaklaşık 79 milyon olduğu düşünülürse, 18 yaş üzeri 15.5 milyon insanımızda HT olduğu varsayılabilir. TEKHARF çalışması verilerine göre HT en sık Karadeniz bölgesinde görülürken onu Marmara bölgesi takip etmekte, en az Akdeniz ve Ege bölgelerinde görülmekte. Ülkemizde kentlerde yaşayan erkeklerde 50 yaşından sonra ortalama kan basıncı, kırsal kesime göre daha yüksek. Tüm yaş gruplarında kan basıncı kadınlarda daha yüksek. Türk kadınında kan basıncının erkeğe göre daha yüksek oluşunda daha yüksek bir beden kitle indeksi (obezite) önemli sayılabilir. HT tüm dünyada yaşla birlikte artmakta. Türkiye’deki ortanca yaşın her yıl arttığı düşünülürse (yıllık ortalama binde 3) HT ilerleyen yıllarda daha da önemli bir problem olmaya devam edecek.
ÇOĞU İNSAN FARKINDA DEĞİL
Türkiye’de HT olanların ortalama %42’si bunun farkında değildir. EURIKA çalışması sonuçlarına göre de farkında olanların ancak 1/3’ünde (%32.1) HT kontrol altındadır. Diğer dikkati çeken bir istatistik de ülkemiz kadınlarının HT farkındalığı ve tedavi sıklığı erkeklere göre daha yüksek olsa da tedavi-kontrol oranları daha düşük. Yaşlanmayla birlikte tedavi ve HT kontrol oranları düşmekte. Gelecekte HT sıklığının özellikle kadınlarımızda yaşlanma, obezite sıklığında artış ve hareketsiz yaşam koşulları ile daha da artması bekleniyor.
2000 yılından sonraki süreçte HT farkındalığı, ilaç kullanma sıklığı, tedavi-kontrol oranlarının artmış olması kayda değer olsa da, yeteri düzeyde olmaması ve Avrupa ülkelerine göre geri kalması ve yaşlanan nüfusta düşünülünce kaygı verici olmaya devam etmekte. Özellikle artan obezite, hareketsizlik ve diyabet sıklığı da hesaba katılınca ülke çapında ciddi adımlara ihtiyaç duyulmaktadır. Bu amaçla, Türk Kardiyoloji Derneği’nin katkılarının da olduğu Sağlık Bakanlığı tarafından 2015 yılında yayınlanan “Türkiye Kalp ve Damar Hastalıkları Önleme ve Kontrol Programı Eylem Planı (2015-2020)” harekete geçirildi.