Güncelleme Tarihi:
Prof. Dr. Biçer, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin biber gazı vb. kimyasalların amaç dışı kullanımını işkence yasağı ihlali olarak değerlendirdiğini hatırlattı.
Türk Tabipleri Birliği, Türk Toraks Derneği, Adli Tıp Uzmanları Derneği, Türkiye Psikiatri Derneği, Halk Sağlığı Uzmanları Derneği, Türk Farmakoloji Derneği’nin Taksim Point Otel’de düzenlediği ve yabancı gazetecilerin de yoğun ilgi gösterdiği toplantıda biber gazının kimyasal silah sayılması çağrısı yapıldı.
Son protestolarda Ankara’da İrfan Tuna ve İstanbul’da Zeynep Eryaşar’ın biber gazından öldüğünden şüphe duyduklarını belirten Prof. Dr. Biçer, “Biber gazının ölümcül etkilerini daha önce de gördük ve aktardık. Gezi Parkı Direnişi’nde biber gazı kimyasal silah olarak kullanıldı. Toma’lardaki suyun içine bizzat zarar vermek amacıyla katıldı. Bu işkence suçuna giriyor” dedi. Prof. Dr. Biçer göz yaşartıcı kimyasallara maruz kalan herkesin tetkik ve tedavilerini yaptırmaları, adli raporlarının düzenlenmesi ve yasal haklarını kullanmaları, rapor almaları çağrısında da bulundu. Prof. Dr. Biçer İnsan Hakları Vakfı’nın şubelerine başvurarak bu maruziyetin belgelenebileceğini söyledi.
Türk Toraks Derneği adına konuşan Prof. Dr. Elif Dağlı, biber gazlarının insan üzerinde kullanımının durdurulması için ulusal ve uluslararası arenada uğraş verdiklerini söyledi.
EN AZ 1 MİLYON KİŞİ TRAVMATİZE OLDU
Türkiye Psikiatri Derneği İstanbul Şube Başkanı Prof. Dr. Doğan Şahin, “Tüm toplumlarda barışın inşa edilmesinin ilk şartı, insanların en temel ihtiyacı olan güven duygusunun önemsenmesi ve incitilmemesi. Son olaylarda 1 milyon insanın travmaya maruz kaldığını söylebiliriz. Bunların üçte birinde yani yaklaşık 300 bin kişide ruhsal sorun ortaya çıkması ihtimali var. Bunların yüzde 70’inden fazlası bir yılda iyileşecek. Yüzde 20’si yani 50 bininde belirtiler kronik bir şekilde devam edecektir. Türkiye çok fazla travmatize edildi. 12 Eylül darbesi, deprem, Güneydoğu olayları vs. travmayla yüzleşen bir toplumuz. Bu başta bireysel olmak üzere şiddette olağanüstü bir artış meydana getirecektir” dedi.
Halk Sağlığı Uzmanları Derneği Başkanı Prof. Dr. Selma Karabey, sağlık kavramanının bedensel, ruhsal ve sosyal sağlığın bütünlüğünden oluştuğunu belirterek, “İnsanların sağlıklı bir kentte yaşama talebini bu şekilde bastırarak halk sağlığı da tehlike altına sokuluyor. Son müdahalelerde kantarın topu kaçtı” dedi.
Avukat Turgut Kazan, müdahalelerin AB muktesabatına kesinlikle uygun olmadığını söyledi. Uyuyan, kaçan, eğlenen, müzik dinleyen insanların üzerine “vahşice” gaz atıldığını belirten Kazan, “Bu kesinlikle suçtur. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi işkence suçunda zaman aşımını kaldırdı. Mutlaka bunların hesabı sorulur” dedi.