NUSS tedavisinde Türk patentli çözüm
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Mart 10, 2008 11:53
Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Yüksel ve Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Öğretim Üyesi Yrd. Doç Dr. Ahmet Önen, doğumsal bir hastalık olan ve halk arasında “kunduracı göğsü” olarak bilinen nuss (Pectus Excavatum) hastalığı tedavisinde kullanılmak üzere çelik bar geliştirdiler. Patenti alınan çelik bar, ameliyatlarda başarıyla kullanılıyor.
Yrd. Doç. Dr. Ahmet Önen, göğüs çöküklüğü hastalığının çoğunlukla hayatı tehdit edici bir hastalık olmadığını, nadiren kısıtlı fonksiyon bozukluklarına neden olduğunu ifade ederek, daha çok kişilerin psikolojilerini olumsuz etkilediğini söyledi.
Söz konusu hastalığın, göğüs kemiği (sternumun) alt kaburga ve kıkırdaklarıyla beraber, yani omurga kemiklerine doğru arkaya çökmesi olduğunu belirten Önen, hastalığın görülme sıklığının 300-400 kişide bir olduğunu kaydetti.
Önen, ameliyatla çukurun düzeltilebileceğini belirterek, göğüsteki yapısal baskının azaldığını, göğüs kafesinin normal gelişimine izin verildiğini, akciğer ve kalple ilgili şikayetlerin azaltıldığını, psikolojik problemlerin ortadan kaldırıldığını söyledi.
Geliştirdikleri çelik barı kapalı yöntemle, göğüsün iki yanında küçük kesiler (minimal invazif) açarak yerleştirdiklerini anlatan Önen, 30-35 dakika içinde ameliyatın bittiğini ifade etti.
Önen, göğüs ölçülerine göre çelik bar hazırladıklarına dikkati çekerek, “Göğüs kemiğinin arkasından kalbin önünden tünel açıyoruz. Hazırladığımız barı ters yerleştirip, göğüs içinde düzeltiyoruz. Ameliyatlarda daha önce kullanılan barların kullanım zorluklarını göz önüne alarak oturup bu barı hazırladık. Barın patentini aldık. 25 hastamızda bu barı kullandık, sonuçlar gayet iyi” diye konuştu.
Geliştirdikleri barın, anti alerjik özelliği bulunduğunu, maliyet açısından da çok uygun olduğunu ifade eden Önen, “Marmara Üniversitesi ve biz bu barı kullanıyoruz, son derece başarılı sonuçlar elde ettik” dedi.
Söz konusu hastalığın, göğüs kemiği (sternumun) alt kaburga ve kıkırdaklarıyla beraber, yani omurga kemiklerine doğru arkaya çökmesi olduğunu belirten Önen, hastalığın görülme sıklığının 300-400 kişide bir olduğunu kaydetti.
Önen, ameliyatla çukurun düzeltilebileceğini belirterek, göğüsteki yapısal baskının azaldığını, göğüs kafesinin normal gelişimine izin verildiğini, akciğer ve kalple ilgili şikayetlerin azaltıldığını, psikolojik problemlerin ortadan kaldırıldığını söyledi.
Geliştirdikleri çelik barı kapalı yöntemle, göğüsün iki yanında küçük kesiler (minimal invazif) açarak yerleştirdiklerini anlatan Önen, 30-35 dakika içinde ameliyatın bittiğini ifade etti.
Önen, göğüs ölçülerine göre çelik bar hazırladıklarına dikkati çekerek, “Göğüs kemiğinin arkasından kalbin önünden tünel açıyoruz. Hazırladığımız barı ters yerleştirip, göğüs içinde düzeltiyoruz. Ameliyatlarda daha önce kullanılan barların kullanım zorluklarını göz önüne alarak oturup bu barı hazırladık. Barın patentini aldık. 25 hastamızda bu barı kullandık, sonuçlar gayet iyi” diye konuştu.
Geliştirdikleri barın, anti alerjik özelliği bulunduğunu, maliyet açısından da çok uygun olduğunu ifade eden Önen, “Marmara Üniversitesi ve biz bu barı kullanıyoruz, son derece başarılı sonuçlar elde ettik” dedi.