Güncelleme Tarihi:
Neden zamanla eşler birbirinden uzaklaşabiliyor?
- Ayrı hayatlar sürdürmek evliliklerin bozulmasının en önemli nedenlerinden biri. Aynı evin içinde, erkek ayrı, kadın ayrı hayat yaşamaya başlıyor. Biri bir odada, diğeri başka odada TV seyrediyor. Her ikisi de kendi arkadaşlarıyla eğleniyor. Ayrı yataklarda hatta ayrı odalarda yatanlar bile var. Bu durum, birbirlerinden sadece fiziksel değil, duygusal olarak da uzaklaşmalarına yol açıyor.
Eşlerin zamanla hayranlıkları da mı bitiyor?
EŞLER NE İSTER? |
- Gözlerinin içine bakarak konuşmanı, - Onu dinlemeni, - Gün içinde hoşuna gidecek mesajlar yollamanı, - Buluşmak, vakit geçirmek için can atmanı, - Seksi olduğunu hissettirmeni, - Yürürken, bir şey seyrederken elini tutmanı, - Kucağına başını koyduğunda saçlarını okşamanı, - Eve gelirken ufak bir hediye veya sevdiği bir tatlı almanı, - Sık sık öpmeni, sarılmanı, - Küçük jestler yapmanı, - Her zaman dürüst olmanı, - Kendine özen göstermeni, - Ona masaj yapmanı, - Yorgun olduğunu gördüğünde yardım önermeni, - Onu sevdiğini söylemeni, - Onunla gurur duymanı ve bunu dile getirmeni, - Öğlenleri iş arasında onunla yemek yemeni, - Hobilerini paylaşmanı, - Ona şarkı dinletmeni, - Onun için yemek yapmanı, - Daha az eleştirmeni, daha fazla takdir etmeni, - Hafta sonu onun sevdiği aktiviteler yapmayı önermeni. |
HAYRANLIK BİTİNCE, BİTER
Kaçamakların nedeni bu mu?
- Çoğu kaçamaklardan, aldatmalardan alınan heyecanının nedeni de budur; şımartılmak, güzel, yakışıklı hissetmek ve beğenilmek. Kişiler kendilerine sormalı; hayranlığınız tamamıyla bitti mi, yoksa hâlâ hayran olduğunuz birkaç şey sayabilir misiniz? Beğenmediğiniz özellikleri neler? Resmin bütününe baktığınızda bu beğenmediğiniz özellikleri ile onu olduğu gibi kabul edebiliyor musunuz? Çünkü onu olduğu gibi, tümüyle kabul edemezseniz, onu hep değiştirmeye çalışırsınız, bu da gerginliklerin artmasına neden olur. İlişkilerde sorunların ortaya çıkma nedeni çoğunlukla ‘heyecanın kalmaması’ değil, hayranlığın, birbirini olduğu gibi kabulün, saygının kalmaması.
İletişim problemi yaşanıyorsa!
- İletişim problemleri evliklerin uzun sürmesini engelleyen en önemli faktörlerden biri. Çiftler birbirlerini dinlerken bir çok hatalar yapıyor bu da çatışmaların artmasına ve iletişim problemlerine neden oluyor. Örneğin, her hangi bir sohbet sırasında bile sürekli olarak haklı olduğunu ispatlamaya çalışıyor. İçten içe ‘Ben haklıyım, o haksız’ diye düşündüğünüzde, bütün enerjinizi kendi haklılığınızı ispatlamak için kullanırsınız. Bu durumda, karşınızdakinin ne söylediğine veya ne hissettiğine dikkat etmemiz çok zor olur. Diğer bir hata da karşınızdakini suçlamak. ‘Hepsi senin suçun’ veya ‘senin yüzünden böyle oldu’ gibi cümleler, karşımızdakini dinleyip anlama önünde önemli bir engeldir. Suçlamanın karşıtı, savunma. Bazıları da ‘kendimi her ne pahasına olursa olsun korumalıyım’ şeklinde düşünür ve böyle bir düşünce içindeyken, söylenenleri duymak ve değişik bakış açılarını fark etmek epey zorlaşır. Kendisini savunmaya odaklanmış kişi, bazen sadece kendini korumak için tartışmayı sürdürür.
İLİŞKİLERDE TATMİN TESTİ
- 1. İletişim ve açıklık (şeffaflık)
- 2. Çatışmaları ve tartışmaları çözümleyebilmek
- 3. Para konularını ele alış
- 4. Cinsel tatmin
- 5. Dinlenme ve hobiler için ayrılan zaman
- 6. Ev işlerini ve diğer sorumlulukları paylaşmak
- 7. Çocuk büyütmek*
- 8. Sevgi ve ilgi
- 9. Arkadaş ve akrabalarla ilişkiler
- 10. Duygusal yakınlık ve samimiyet
- 11. İlişkinizdeki rolünüzden tatmin
- 12. Eşinizin ilişkinizdeki rolünden tatmin
- 13. Genel olarak ilişkinizden tatmin
* Eğer çocuğunuz yoksa bu kategoriye 13’üncü soruya verdiğiniz puanı verin.
Sonuçların değerlendirilmesi:
- 0 – 15 aşırı hoşnutsuz
- 16 – 30 orta derecede hoşnutsuz
- 31 – 45 biraz hoşnutsuz
- 46 – 60 biraz hoşnut
- 61 – 75 orta derecede hoşnut
- 76 – 78 aşırı hoşnut
BENCİLLEŞMEYİN PAYLAŞIN
Ya bencillikler?
- Bencillik de evliliklerin bozulmasına ciddi bir faktördür. Çoğu insan evlilik içinde zamanla bencilleşiyor. Birbirinizin ihtiyaçlarını gözetmediğinizde, kendi ihtiyaçlarınızı hep daha fazla önemsediğinizde veya kendi isteklerinizi karşınızdakine diretmeye çalıştığınızda, eşiniz ihmal edilmiş hisseder. Bir süre sonra herkes kendi ihtiyaçlarını giderme telaşına düşer ve bu bir yarışa döner. Bir bakarsınız kendinizi şöyle tartışmalar içinde bulursunuz: ‘Sen daha fazla uyudun, ben daha az uyudum; sen daha çok kendine zaman ayırdın, ben ayıramadım; sen çocukla daha az zaman geçiriyorsun, ben daha çok vs.’
Eşlerin birbirlerine olan ihtiyaçlar da azalıyor mu zamanla?
- İhtiyaçlarının giderilmemesi kişinin bir süre sonra eşine karşı güvensizlik, hayal kırıklığı, kızgınlık, kin gibi olumsuz duyguları yaşamasına neden olur. Erkeğin ve kadının birbirine ihtiyacı olduğu gerçeğini kabul etmeliyiz. Her ikisinin de yakınlığa, arkadaşlığa, muhabbete, cinsel beraberliğe, aile kurmaya, kendini güvende hissetmeye, destek almaya, paylaşmaya, ilgi görmeye ve sevilmeğe ihtiyacı var. Evlenmek bu ihtiyaçları karşılamayı garanti altına almanın bir yolu. Ne zaman bu ihtiyaçlar karşılanmıyorsa işte o zaman evliklerde, ilişkilerde problemler ortaya çıkmaya başlıyor. Bir çok eş şöyle şikâyet eder: ‘Benim iyiliğimi düşündüğüne artık inanmıyorum’. Eve gelince herkes kendi derdine düşüyor, herkes kendini düşünüyor. Ne o benle ilgileniyor, ne ben onunla. İlişkimizin ilk zamanlarında birbirimizin gözünün içine bakardık, ikimiz de birbirimizi mutlu etmek için uğraşırdık, eve gelince ‘Sen yorulma ben yaparım’ derdik. Şimdi ‘ben yorgunum sen yap’ diye kavga ediyoruz. Oysa şımartılmak, ilgi, sevgi görmek en büyük ihtiyaç, insan bunun için evlenmez mi?
EVLİ ÇİFTLERE UZMANINDAN ÖNERİLER
- İhtiyaçlarınızı dile getirin: Vericilik ve empati her türlü ilişkinin ilacı. Özlediklerinizin, ihtiyaçlarınızın listesini yapıp ona şöyle diyebilirsiniz: ‘Bunlar benim ihtiyaçlarım, bunların çoğunu eskiden bana yapardın ve o zamanlar ikimiz de çok daha mutluyduk. Senin ihtiyaçların neler? Sen de onların bir listesini yapıp bana verir misin?’
- Hayranlıklarınızı hatırlayın: Birbirinizi niye seçtiğinizi ve sevdiğinizi hatırlayın. Hatta bunu hem kendinize hem de eşinize hatırlatın.
- Ailelere çok da yakın durmayın: Anne, baba ve kardeşlerle geçirdiğiniz zaman, eşinize ve çocuğunuza ayırdığınız zamanlarda dengeli olun. Onlardan tamamıyla kopmanız gerekmez, sadece artık ayrı bir aileniz olduğunuzu hatırlayarak yeni ailenize odaklanın.
- Doğru iletişim kurun: Anlaşamadığınız konuları çözmeye çalışırken, konuya odaklanın. Birbirinizi eleştirmekten, alay etmekten, aşağılamaktan kaçının. Çatışmaların ve kızgınlıkların her ailede olması doğal. Önemli olan olumsuz duygularınızı ifade edebileceğiniz güvenli bir ortam sağlamaktır. Tartışmalarınızda kimin haklı olduğu veya kimin kazanacağı asıl amaç haline gelirse, ikiniz de kaybedersiniz. Probleminizi çözmek için seçtiğiniz yolların doğru olup olmadığını anlamaya çalışın. Evliliği bozan çatışma veya fikir ayrılığı değil, yönetme biçimidir.
- Romantizmi canlı tutun: Baş başa yemeğe çıkın, el ele yürüyüş yapın, beraber film seyredin, dans edin, birbirinize mektup yazın, çiçek alın.
- Anne-baba olduğunuzda, karı-koca olmayı da sürdürün: Bebeğin aileye girişindeki etkiyi beraber göğüslemeli ve paylaşmalısınız. Anne-baba olmanın getirdiği sorumluluklar ve rolleri yerine getirirken evlilikteki duygusal alış verişin sürmesini sağlamalısınız. Birbirinize zaman ayırmalı, çocuk dışında baş başa olabileceğiniz aktiviteler yapmalı, ilişkinizin büyüsünü korumalısınız.
- Krizleri yönetmeyi öğrenin: Her krizin, evliliği yıkma potansiyeli olduğu gibi, evliliği güçlendirme potansiyeli de var.Zorluklara, acılara beraber göğüs gererek ilişkinizi güçlendirmelisiniz. Bunun için doğru iletişim, destek, özveri, empati gerekli.
- Cinsel yaşamınızı canlı tutun ve koruyun: İş stresi, aile sorumlulukları, psikolojik veya fizyolojik problemler önce cinsel hayatı etkiler. Bunun farkında olup, dış etkenlerin cinsel hayatınızı olumsuz etkilemesine izin vermeyin. Cinsel hayatınızda problemler var ise mutlaka çözmek için girişimde bulunun, gerekirse yardım alın. Problemi görmemezlikten gelmeyin, yok saymayın. Mutlu ve uzun bir evlilik için mutlu bir cinsel hayat gereklidir.
EVLİ ÇİFTLER ANLATIYOR
- Hatice Yılmaz: “Salih, babamın öğrencisiydi. Bizim eve gidip gelirken tanıştık. 1972’de evlenme teklifi etti, ben liseyi bitirince nişanlandık, üniversite son sınıfa geçerken evlendik. İkimizden kaynaklanan geçimsizliğimiz hiç olmadı. Dışardan müdahaleler yüzünden kavgalarımız olmuştur. Baştan itibaren birbirimize karşı dürüst, açık ve net olduk. İlk evlendiğimiz yıllarda ikimiz aynı anda konuşuyorduk, kavgaya gidiyordu. Sonra aramızda anlaşma yaptık, birimiz sinirlenince diğerimiz susacak. İlk evlendiğimizde en çok rahatsız olduğum konu eve geç gelmeseydi. O zaman da bana, ‘Nerede kaldın diye sorma. Eve gir, otur, sonra konuşalım’ diye ders verdi. Ne olursa olsun konuyu masaya yatırıp kim suçluysa özür dilemeyi öğrendik. Özgürlüklerimizden çok da taviz vermedik. En önemli şey empati. Evlilikte kendine yapılmasını istemediğin bir şeyi başkasına yapmayacaksın. Evlilikte en büyük bomba yalandır. Eninde sonunda ortaya çıkar. Eşini olduğu gibi kabul etmek gerekiyor, onu değiştirmeye çalışmamalı. Biz evlilik hayatımız boyunca öyle hiç uzaklaşmadık. Kırılmışsak, gücenmişsek bunu bizden başka kimse bilmedi, aileler asla bu işin içine karıştırılmadı. Hiçbirşeyi birbirinden saklamamak gerekir. Hiç kimse içinde birşey biriktermemeli, neyse eşiyle paylaşmalı. Her insanın en çok saygı göstermesi gereken kişi eşidir, diğer herkes ikinci plandadır, en çok ona saygı gösterilmeli.”
ÖZÜR DİLEMEYİ BİLİN
- Salih Yılmaz: “Karşılıklı anlayış, saygı ile 10 yıl geçtikten sonra evlilikte bağlılık oluyor. Klişe gibi olacak ama saygı çok önemli. Ufak tefer tartışmalarda insanın kendisini frenlemesi gerekiyor. Eşi iyi seçmeli. Evlenmek iyi, ama evlililk müessesini uzun yaşatmak daha da önemli. Onun problemi olunca ortaklaşa çözmek gerekir. Eşlerin birbirine baskı kurmaması gerekir. Övmek de güzel bir şey. Samimi olacaksın. En önemlisi evine bağlı olacaksın. Eşini kendinin bir parçası olarak göreceksin. Özür dilemeyi de bilmek gerekiyor.”