Güncelleme Tarihi:
Çocuğunuzla iletişim kuramadığınızı ya da sadece sizin bunun için çaba sarfettiğinizi düşündüğünüzde aradaki bu iletişimsizliği yaratan nedir peki? Ya da çocuklarla ebeveynler arasındaki bu iletişimsizliği ortaya çıkaran sebepler neler olabilir?
Psikomola Bireysel ve Kurumsal Danışmanlık Merkezi’nden Çocuk ve Ergen Psikoloğu Uzm. Psk. Reyhan Uzun, çocuğumla nasıl sağlıklı iletişim kuracağım sorusuyla mücadele ederken neler yapılması ve yapılmaması gerektiğini anlattı:
"İlk olarak çocuklarımızla konuşurken kaçınmamız gereken şeylerden biri, öfkelendiğimizde mümkün olduğu kadar olumsuza giden ilişki biçimini sonlandırmak ve aynı ortamdan uzaklaşmaktır. Kısa bir moladan sonra tekrar varolan sorunun çözümü için bir araya gelerek yapıcı bir sonuca varmak gerekir. Yani karşılıklı öfke içindeyken konuşmak sadece söylenmek istenmeyen sözlerin ortaya çıkmasına sebep olur. Karşı tarafa kırıcı sözler söyler, karşılıklı mutsuzluk yaratırız. Dolayısıyla gerçek tepkilerimiz ancak sakinken daha anlamlı olur.İletişimde en önemli şey aslında net olmaktır, ne istediğini bilmek ya da doğru olanı açık ve kararlılıkla belirtmek.Aksi taktirde ne istediğini bilmemek zaten başlı başına kaygı yaratan bir durumdur. Kaygı da iletişimde zaman zaman gerginlikler ortaya çıkarabilir."
ÇOCUKLARLA TEHDİT EDİCİ KONUŞMAYIN
Uzm. Psk. Reyhan Uzun, çocuklarla konuşurken özellikle tehdit edici yaklaşımdan uzak durulması gerektiğini vurguladı:
"Çocuklarla konuşurken mümkün olduğu kadar tehtit ve saldırganca tavırlardan kaçınmalıyız. ‘Bir daha bunu yaparsan…’, ‘Bunu bir daha söylemiycem…’ gibi sözler belki de çoğu zaman çocukların istenmedik davranışlarını ortadan kaldırmak için çoğu ebeveynin kullandığı sözcüklerdir. Çocukları caydırmak için ya da olumsuz davranışı ortadan kaldırmak için kullanılan bu tehdit cümleleri işe yaramaz. Çünkü çoğu zaman bu cümleler blöf amaçlı, çocuğu sadece o anki davranışından caydırmak içindir. Belki çocuk bu tehdidi daha önce çok defa duydu ve bu tehtidler artık etkisini kaybetti. Burada önemli olan, cümlelerin tehdit içermesi değil, söylenen şeyin yapılması ya da çocuğun üzerinde etkili olacak, gerçeklik payı olan cezalar uygulayabilmektir."
Çocuk ve Ergen Psikoloğu Uzm. Psk. Reyhan Uzun çocuklarla iletişim kurarken beden dilinin önemine de vurgu yaptı:
"Söylenilen şeyden çok söylenmek istenilen şeyin nasıl söylendiği de çok önemlidir. Çocuklarla iletişim kurarken onların gözlerinin içine bakmak, onlarla aynı seviyede olmak, yüksek ses tonuyla konuşmamak, mümkün olduğu kadar ten temasında bulunmak önemlidir. Aksi halde, arkanız dönükken, arka odadan bağırarak, ya da başka işlerle uğraşırken çocuğunuza söylediğiniz sözler çok fazla yerine ulaşmaz. Daha anlamlı olması için sizin de ona yeteri kadar değer verdiğinizi belirten durumları yaratmalısınız. Çocuğunuza iletmek istediğiniz mesajların etkin olabilmesi için sizinde burada gerekli vücut dilini kullanmanız gerekir.Çocuklar sorularla karşılaşmaktan ya da eleştirilmekten hoşlanmazlar aslında tıpkı yetişkinlerde olduğu gibi. Dolayısıyla onlarla konuşurken bizi anlayacakları dilde, sade ve anlaşılır konuşmakta fayda var. Net ifadeler kullanarak, sözlerinizi dikkatle seçerek iletişime girmelisiniz.Ayrıca cevabını bildiğiniz soruları tekrardan çocuklara sorarak onları incitmeye çalışmak sadece aranızdaki iletişimi güçleştirir.Yani çocuklarla konuşurken söylediklerinizi davranışlarınızla destekleyerek net olmalısınız. Sürekli ‘hadi hadici anne’ değil de tek seferde istediklerini iletebilen etkin bir anne baba modeli oluşturmalısınız. Aksi halde bu durum sadece sizi yormaktan daha öteye geçemez."
FİZİKSEL TEPKİLER ŞİDDETİ BESLER
Uzm. Psk. Reyhan Uzun, fiziksel davranışların çocuklarla iletişimde en hassas noktalardan biri olduğunu belirtti:
"Fiziksel tepkiler çocuklarımıza öğretmek istediklerimizi çarpıtabilir. Saç çekme, terlik atma, tokat atma bunların hepsi şiddeti besleyen şeylerdir. Peki anne baba olarak çocuklara öğretmek istediğimiz şey bu mu? Şiddet istenmeyen davranışı durdurur evet, ama sadece o anda, sonrasında istenenden daha fazla boyutta karşımıza çıkar. Yani istenmeyen bir şeyi ortadan kaldırmak yerine o davranışını ortaya çıkma sıklığını farkında olmadan desteklemiş oluyoruz. Çocuklarla konuşurken gösterdiğimiz saldırganca tavırlar, kontrol dışı davranışlarımız çocuğun bizim hakkımızdaki düşüncelerini olumsuz etkiler. Ebeveynler olarak çocukları kontrollü şekilde yetiştirmeye çalışırken ya da kurallar ve sınırlar koyarak hayatı öğretmeye çalışırken, birden bire sınırsızca ve kontrolsüzce davranışlarda bulunmak aynı şekilde yanlış mesajların oluşmasına sebep olur. İletişimde, özellikle çocuk-ebeveyn arasındaki ilişkilerde tutarlı olmak da önemlidir. Yanlış olan davranışın her ortamda yanlış kabul edilmesi, şartlar ne olursa olsun bu değerin değişmemesi anne babanın çocuğun gözünde tutarlılık anlayışını destekler. Aksi taktirde sürekli ortamına göre değişen kural ve sınırlar çocuğu bilinmezliğe iter ve her seferinde sınırları zorlayarak ebeveynlerini sınamaya çalışır. Unutmamak gerekir ki, her çocuk özeldir ve tektir, hepsinin kendine ait farklı dünyası vardır. Bunu göz önüne alarak, onları anladığımızı hissettirerek, eleştirmeden, öğütler vermeden, bazen sadece dinleyerek, destekleyici ve yol gösterici olarak her zaman onlarla etkili iletişim kurmak mümkündür. "