Oluşturulma Tarihi: Mayıs 23, 2008 11:25
Selçuk Üniversitesi (SÜ) Meram Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Bülent Baysal, genellikle ağızla direk temas eden metal kutulu içeceğin ambalajının mikroorganizma barındırabileceğini, ancak kapağa basit bir koruyucu tabaka eklenerek bu tehlikenin önüne geçilebileceğini söyledi.
Selçuk Üniversitesi (SÜ) Meram Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji Bölümünce, ağızla doğrudan temas eden metal kutulu içecek ambalajlarının yol açabileceği enfeksiyon riski araştırması yapıldı.
SÜ Meram Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Bülent Baysal, dünya üzerindeki ambalajlı içeceklerin yüzde 50'sinden fazlasının kutu içeceklerden oluştuğunu belirtti.
Prof. Dr. Baysal, bu ambalaj türünün yapısı itibariyle mikroorganizma barındırabilme potansiyeline sahip olduğunu, bu kutularda kullanılan kapak açma mekanizması ile kutudaki içeceğe partikül geçme olasılığı bulunduğunu, direk ağza temasının ise enfeksiyon kapma riskini mümkün kılabileceğini bildirdi.
Buradan hareketle kutu ambalaj içeceklerin taşıyabileceği enfeksiyon riskini tanımlayabilmek ve içecek sarfiyatının arttığı yaz ayları öncesi bu konuyu gündeme getirmek için bir araştırma yaptıklarını belirten Prof. Dr. Baysal, şöyle dedi:
“Bu çalışmayı benimle birlikte, asistan arkadaşlarım Uzman Dr. Metin Doğu ve Araştırma Görevlisi Bahadır Feyzioğlu gerçekleştirdi. Toptancı, market, bakkal, büfe ve depolardan, firma ismi ya da marka dikkate almadan 100 metal kutu ambalajlı içecek ürün toplayıp, üzerlerinde çalıştık.”
Prof. Dr. Baysal, araştırma sonucunda, kutu içeceklerin kapakları üzerinde genelde direkt hastalık oluşturmayan, ancak fırsatçı enfeksiyon yapabilen mikroorganizmalardan oluşan bir tablo ile karşılaştıklarını açıkladı.
RİSK SANILANDAN DAHA BÜYÜK
Bulunan masum mikroorganizmaların, bu tür ambalaj yapısının mikro organizma barındırabilme potansiyelinin varlığı konusunda ciddi bir ipucu verdiğini ifade eden Baysal, şunları kaydetti:
“Ancak rutin dışı tetkiklerle belirlenebilen mikroorganizmaların ve özellikle virüslerin varlığının da bu sonuçlara eklenebileceği düşünüldüğünde, riskin sanılandan daha büyük olduğu açıktır. Üretimden raf satış aşamalarına kadar metal kutu ambalaj, özellikle dudakla temas edilen kapak civarına kolonize olan mikroorganizmalarla temas edebilmektedir. Dudağın metal içecek kutuları ile teması, gündelik hayatta hastalık oluşturmayan, fakat fırsatçı enfeksiyon yapabilen mikroorganizmaların vücuda alınmasını sağlayabilir. Bu bulaşma kaynağı genelde depolardaki bozuk hijyen şartları olabiliyor. Kullanım öncesi son aşamada, ellerle olan temas sırasında mikroorganizmaların kapak bölgesine bulaşması da önemlidir.”
Prof. Dr. Baysal, bulaşmaya yol açabilecek mikroorganizmaların, bakteriler, virüsler, mantarlar olabileceğini, uygun olmayan stok ve raf şartları, yetersiz el temizliği gibi pek çok faktörün mikroorganizmaların kutu ambalajlar üzerindeki varlığını artırabildiğine dikkati çekti.
“SARILIK VE TÜBERKÜLOZA BİLE YOL AÇABİLİR”
Yaz aylarında kutuların dış ortamda daha fazla kalması gibi durumların da enfeksiyon riskini önemli oranda artırdığını bildiren Prof. Dr. Bülent Baysal, şunları söyledi:
“Ağız temasının sağlandığı kapak bölgesinde bulunan ya da kapak açımı sırasında kutu içine geçebilecek mikroorganizmalar, sindirim, solunum ya da ağız bölgesinde bulunabilecek bir çatlaktan direkt olarak vücuda girme olasılığına sahiptir. Bu şekilde, solunum ve idrar yolu enfeksiyonları, hatta sarılık ve tüberküloz gibi hastalıklara bile yol açabilme potansiyeli vardır.”
RİSKİ AZALTMAK İÇİN...
Prof. Dr. Baysal, bu ambalajların yol açabileceği sağlık riskinin çeşitli önemlerle azaltılabileceğini belirterek, şöyle devam etti:
“Üretim aşamasında eklenebilecek basit bir koruyucu tabakanın kullanılması ya da alternatif kapak geliştirilmesiyle mikroorganizmanın vücuda geçmesi minimalize edilebilir. Başta İtalya olmak üzere bazı ülkelerde koruyucu ambalaj uygulamasına geçilip bu sorun aşılmıştır. Enfeksiyon hastalıklardan korunmada en önemli unsur olan etkin el yıkama alışkanlığı, tüketiciyi bu tür enfeksiyonlardan önemli ölçüde koruyacaktır. Kutu içecek açılmadan, ağza değecek kısmın güzelce yıkanması önemlidir. Bu da yapılmadığı takdirde hiç olmazsa kutu içeceğinin bardağa boşaltılarak içilmesi tercih edilebilir.”