Güncelleme Tarihi:
Her yaş ve sosyoekonomik düzeyden insanda görülebilen depresyon, kadınlarda iki kat daha sık görülüyor. Hastanın ailesi ve çevresi ile olan ilişkilerini etkileyen bu durum, tedavi edilmediği takdirde ciddi sorunlara neden olabiliyor. İşte, majör depresyon hakkında detaylar.
Depresyon; duygusal, zihinsel, davranışsal ve bedensel bazı belirtilerle kendini gösterir. Depresyonun en dikkat çekici belirtisi çökkün ruh halidir. Depresyondaki kişi genellikle mutsuz, karamsar ve ümitsizdir. Kendini hüzünlü ve yalnız hisseder. Kendisine ve çevresine olan ilgisi azalmaya başlar. Ortada hiçbir belirgin sebep yokken ağlayabilir. Yoğun suçluluk duyguları ortaya çıkabilir. Bazen bu çökkün ruh haline gerginlik, huzursuzluk, aşırı evhamlanma ve şüphecilik gibi belirtiler eşlik edebilir. Kişi zaman zaman hırçın hatta çok öfkeli olabilir.
MAJÖR DEPRESYON NEDİR?
Depresyon, en az 2 haftadır süren çökkün duygudurum, ilgi kayıplarının yanı sıra uzun sayılmayacak sürelerde oluşmuş vücut ağırlığı değişimleri (iştahsızlık, kilo kaybı veya çok yeme), uyku alışkanlığında değişme (uykusuzluk veya çok uyuma, uyku sürekliliğinde ve kalitesinde azalma), enerji kaybı veya halsizlik, değersizlik veya suçluluk duyguları, yoğunlaşamama veya dikkati sürdürememe, kararsızlık, yineleyen ölüm düşünceleri ile kendini gösterir. Tüm bunlarla birlikte mesleki ve sosyal işlevsellikte azalma ve kişilerarası ilişkilerde bozulmalar söz konusudur.
DEPRESYONLA NASIL BAŞA ÇIKILABİLİR?
1-Depresyondan kurtulmak için yapılacak ilk şey günlük faaliyetleri arttırmaktır:
2-Günlük faaliyetleri arttırmak daha aktif olmak, bir şeylerle uğraşmak, acı veren düşünceleri kişinin zihninden uzaklaştırmasına yardımcı olur,
3-Kişi daha aktif olmaya başladıkça, daha fazlasını da yapabileceğini görecektir,
4-Aynı zamanda daha açık ve berrak düşünmeye başlayacaktır.
5-Zamanı daha iyi kullanabilmek için yapılması planlanan işleri kaydetmek yararlıdır:
6-Plan yapmak karasızlığı ortadan kaldırır,
7-Plan yapmak işlere yeniden hakim olmayı hissettirir.
8-Depresyona yol açan önemli nedenlerden biri “düşünce hataları” olarak ifade edilen düşünce biçimi, yani olayları değerlendirme şeklidir. Düşünce hataları; ‘-meli, -malı’ şeklinde düşünme, abartma, ‘ya hep ya hiç’ şeklinde düşünme, etiketleme ve kişiselleştirmedir.