Oluşturulma Tarihi: Temmuz 20, 2007 13:22
Bacağındaki dayanılmaz ağrı nedeniyle doktora başvuran, bir süre romatizma tedavisi görmesine karşın ağrıları geçmeyince yapılan tahlil sonucu lösemi teşhisi konulan 13 yaşındaki Nur Saygınar, zorlu bir mücadelenin sonucunda hastalığı yendi.
Saygınar, ilkokul 5. sınıfa devam ettiği sırada, bacağında dayanılmaz bir ağrı hissettiğini, bunun üzerine doktora gittiğini ve bir süre romatizma tedavisi gördüğünü anlattı. Ağrının geçmemesi ve gittikçe halsizleşmesi üzerine başka tahliller yaptırılan küçük kız, kanser teşhisi konularak hastaneye yatırıldığını anlattı.
Teşhis konulduktan sonraki 2 ay içinde 39 kilodan 11 kiloya düştüğünü ifade eden Saygınar, şunları söyledi:
“Hastaneye yattığımda çok halsizdim. Babamdan okul kitaplarımı istedim, kitaplarımı getirdi. Sürekli ders çalışmaya başladım. Yatağımdan kalkıp yürümeye halim olmadığında bile ders çalıştım. Babam kitaplarımla birlikte takı malzemesi getirmişti. Rengarenk boncuklardan takılar yapıyordum her gün. Takı yaparken ve ders çalışırken hastalığı düşünmüyordum. Daha sonra bunu, doktorumun babama tavsiye ettiğini öğrendim. O dönemde yaptığım takıları şimdi lösemi hastaları yararına düzenlenen kermeslerde satıyorum ve gelirini derneklere bağışlıyorum.”
Hastalıktan önce uzun olan saçlarının dökülmeye başlamasına çok üzüldüğünü belirten Saygınar, “Üç kez saçlarım döküldü. İlk döküldüğünde çok uzundu. Babam hala dökülen saçlarımı saklıyor” dedi.
Dr. Behçet Uz Çocuk Hastalıkları, Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesinde gördüğü 3 yıllık tedavinin ardından hastalığı yendiğini ifade eden Saygınar, “Burada hastalıkla savaşırken sadece hastalık tedavi edilmiyor. Servis psikoloğu ve doktorları bizim hastalığı yenmemiz için gerekli olan moral desteğini de veriyor. Tedavim bitmesine karşın, haftada 2 kez hastaneye geliyorum” diye konuştu.
Tedavi sürecinin çok zor olduğunu belirten baba Hamit Saygınar da duygularını şöyle dile getirdi:
“Çoğu kez çocuğumun kaldığı odanın penceresinin altında uyudum. Saçları dökülmeye başladığında, kilo kaybettiğinde çok üzüldüm. Saçlarını hala saklarım. Buraya geldiğimizde doktoruna sordum, 'ne yapayım çocuğum sıkılmasın' dedim. O da 'Boncuk al, takı yapsın' dedi. Rengarenk boncuklar aldım, malzeme aldım, kızım her gün takı yaptı. Şimdi hastalığı yendi, düzenli kontrollere geliyoruz. 55 kiloya kadar çıktı, kendisini son derece iyi hissediyor.”
Onkoloji servisinde çocukları tedavi gören aileler arasında büyük bir dostluk ve dayanışma oluştuğunu belirten Saygınar, “Burada ortak bir düşmana karşı çocuklarını korumaya çalışan aileler var. Herkesin çocuğunun benimki kadar şanslı olmasını diliyorum” dedi.
Dr. Behçet Uz Çocuk Hastalıkları, Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Onkoloji Kliniği doktorları, Saygınar'ın tedavisinin olumlu sonuç vermesinde, düzenli tedavi görmesinin yanı sıra, hastanın moralinin yüksek olmasının da önemli etkisi olduğunu belirterek, iyileştikten sonra diğer çocuklara moral vermek için Saygınar'ın sürekli hastaneye geldiğini kaydettiler.