Güncelleme Tarihi:
Sebepsiz sanılan ve uzun sürebilen hıçkırıklar beyin ve kalp gibi hayati organlardaki bir hastalığın habercisi olabilir. Memorial Ataşehir Hastanesi Dahiliye Bölümü’nden Prof. Dr. Birsel Kavaklı, hıçkırık hakkında bilgi verdi.
ÇOK HIZLI YEMEK YEMEK, AŞIRI ALKOL VE SİGARA KULLANMAK HIÇKIRIĞA NEDEN OLABİLİR
Hıçkırık, göğüs boşluğu ile karın boşluğunu birbirinden ayıran ve diyafram adı verilen kasın istem dışı kasılmasını takiben ses tellerinin bulunduğu gırtlak bölgesinin aniden kapanmasıyla oluşur ve bu sırada bir `hık` sesi duyulur. Dakikada 10-30 kez tekrarlayabilen bu kasılmalar diyaframdan başka kaburgalar arasındaki kaslarda da saptanabilir.
Hıçkırık çoğu zaman kısa süreli ve zararsızdır ve sağlıklı kişilerde geçici bir rahatsızlık olarak ortaya çıkabilir. Küçük bebeklerde ve çok hızlı yemek yiyen, bu sırada hava yutan kişilerde görülen hıçkırık buna iyi bir örnektir. Aşırı gülme, gıdıklanma, fazla sigara ve alkol kullanılması, histeri, hava yutulması gibi organik bir hastalığa bağlı olmayan durumlarda da geçici hıçkırık ortaya çıkabilir.
SİNİR SİSTEMİ VE MİDE RAHATSIZLIKLARI İHTİMALİNİ GÖZ ARDI ETMEYİN
Hıçkırık bazen günlerce-haftalarca kesilmeyip, hastayı ciddi şekilde rahatsız edebilir ve önemli bir hastalığın belirtisi de olabilir. Uzun süreli hıçkırıklar hastanın yemek yemesini, uykusunu, konuşmasını etkiler. Cerrahi girişim sırasında ve sonrasında ortaya çıkan hıçkırıklar da çeşitli rahatsızlıklara yol açar. Hıçkırığın merkez sinir sistemi hastalıklarından mide hastalıklarına kadar çok farklı nedenleri olabilir
REFLÜ VE HIÇKIRIK İLİŞKİSİNE DİKKAT
Hıçkırık; menenjit, beyin içi kanama, beyin tümörleri ve beyindeki yaşlılıkla ilgili değişiklikler gibi merkezi sinir sistemini ilgilendiren hastalıkların bir bulgusu olabilir. Reflü hastalarında hıçkırık da olabilir. Sadece hıçkırık şikayetiyle doktora başvuran hastalar da olmaktadır. Bu kişiler uzun süre hıçkırık nöbetine tutulur ve başka reflü hastalığı belirtisi de göstermez. Bu hastaların reflüsü tedavi edildiği zaman hıçkırık da geçer. Herkesi zaman zaman hıçkırık tutabilir ama reflüsü olan hastalarda daha sık ve uzun süreli görülür. Tabii ki her hıçkırık tutan kişinin reflüsü vardır denemez.
HIÇKIRIK KALBİNİZİ DE İŞARET EDİYOR OLABİLİR
Bunun yanında hıçkırığın farklı nedenleri de bulunmaktadır. Her iki akciğer arasında kalan ve içinde kalbin de bulunduğu “mediyasten” ismi verilen bölgenin hastalıklarında hıçkırık gelişebilir. Buradaki lenf bezlerinin tüberküloz, kanser veya başka nedenlerle büyümeleri, frenik sinirin travması, aşırı kalp büyümesi, kalp krizi ve yemek borusu tıkanıkları bu hastalıkların başlıcalarıdır. Zatürre ve akciğer zarları arasında sıvı toplanması da hıçkırığa neden olabilir. Diyafrağma kasının fıtıkları, karaciğer tümör ve apseleri, mide kanseri, dalak enfarktüsü, bağırsak tıkanıklığı, akut pankreatit gibi hastalıklarda hıçkırık saptanabilir. Ayrıca, üst batın operasyonları sonrasında da hıçkırık ortaya çıkabilir.
HIÇKIRIĞI GEÇİRMEK İÇİN PRATİK ÖNERİLER
• Soluk elden geldiğince tutularak, diyafram yanıltılır ve yeniden normal soluklanma ritmine dönmesi sağlanır.
• Buzlu su, limon suyu veya sirke içmekle, gırtlaktaki glottis spazmı çözülebilir.
• Buruna bir tutam enfiye veya karabiber çekildiğinde oluşan hapşırık ardından gelen şok soluklanma, diyafram kaslarını etkileyerek yeniden normal soluklanma ritmine dönülmesini sağlar.
• 2-3 adet kesme şeker veya 1 kahve kaşığı tuz yemek de olumlu sonuç verebilir.
• Aç karnına birkaç karanfil çiğnemek, özellikle yaşlılarda iyi sonuç verir.
• Yemek yerken acele edilmemeli ve konuşulmamalıdır. Genelde yavaş konuşmaya özen gösterilmelidir.
• Meşrubatlar kesinlikle şişeden içilmemelidir.
• Aç karnına sigara kullanılmamalıdır.
• Aşırı gülmekten kaçınılmalıdır.
UZMANA BAŞVURMANIZ GEREKEBİLİR
Bu yöntemlerle giderilemeyen hıçkırık için sakinleştiriciler, kas gevşeticiler gibi çeşitli ilaçlar etkili olabilir. Boyundaki karotis damarına hekim tarafından masaj yapılması da denebilir. Geçmediği takdirde hekime başvurulmalıdır. Durdurulamayan hıçkırık için son çare frenik sinirin bir anestezik ilaçla veya cerrahi olarak blokajıdır.