Güncelleme Tarihi:
EÜ Tıp Fakültesi Algoloji (Ağrı) Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İbrahim Yegül, 3 aydan fazla süren ağrıların "kronik" olarak tanımlandığını, klinikte kronik ağrıların yanı sıra dolaşım bozukluğuna bağlı ağrıları da sonlandırmayı hedeflediklerini belirtti.
Yegül, ağrıyı sona erdirmek için hastanın durumuna göre yöntem belirlediklerini, yöntemlerden birinin de ağrı tedavisi için uygulanan "sinir bloku yapma" olduğunu, radyo dalgaları ile ısı oluşturulmasını içeren bu çalışmanın radyo frekans olarak adlandırıldığını anlattı.
Isıyla sinirleri tahrip ederek ağrıyı sonlandırmayı amaçladıklarını ifade eden Yegül, "Radyo frekansı motor sinirler dediğimiz, kaslarımızı hareket ettiren sinirleri koruyan ve tahrip edici etkisi olmayan bir başka yöntemle daha kullanıyoruz. Hastaya uygun yöntemi tercih ediyoruz" dedi.
İbrahim Yegül, radyo dalgalarını 2 ve 20 milimetre arasında değişen uç, iğnelerle hastaya uyguladıklarını, ısı yüksekliğini de cihazla kontrol edebildiklerini dile getirdi.
"TEKNİĞE GÖRE YÜZDE 70-95 ARASINDA BAŞARI SAĞLANABİLİYOR"
Türkiye'de kronik ağrılar söz konusu olduğunda hastaların hemen ameliyata yönlendirildiğini söyleyen Yegül, kullanılan tekniğe ve hastaya göre yüzde 70 ile 95 arasında başarı sağlayabildiklerini dile getirdi.
Radyo frekans yöntemini vücudun her noktasında hissedilen ağrıya uygulayabildiklerini anlatan Yegül, "Bel ağrısı çekenler felç kalmaktan korkuyor ve ameliyatı hemen kabul ediyor. Bel ağrılı hastalarını 'felç olursun' diye korkutuyorlar. Böyle bir şey yok. Bizim ülkemizde bu durum istismar ediliyor. Biz, bütün ağrıları giderebileceğimizi iddia etmiyoruz ama hastayı gereksiz ameliyatlardan kurtarmayı amaçlıyoruz" diye konuştu.
Kliniğe 18 yaş üstü her hastayı kabul edebildiklerini söyleyen Yegül, SGK kapsamındaki hastaların herhangi bir ücret ödemediğini, tedavi süresi ve sıklığının ise ağrıya ve hastanın durumuna göre değiştiğini ifade etti.
Radyo frekans yönteminin, nadir rastlanmakla birlikte yan etkisinin olabileceğine de işaret eden İbrahim Yegül, risksiz herhangi tedavi yönteminin bulunmadığına da dikkati çekti.
"AĞRI KESİCİLERE DE DİKKAT"
Hastanın bacağını kırması gibi durumlarda ortaya çıkan akut ağrılarda hastaların ağrı kesici kullanmak zorunda kalabileceğini dile getiren Yegül, kronik ağrılarda ise hastanın kliniğe başvurması gerektiğini vurguladı.
Prof. Dr. İbrahim Yegül, sürekli karın ağrısı çeken birinin rahatsızlığının nedenini öğrenmesinin zorunluluğuna işaret ederek, şunları kaydetti:
"Aspirin grubu ilaçların sindirim sistemine olumsuz etkileri var. Karaciğer, böbrek, kan sistemi üzerinde olumsuzluklar görülüyor. Ağrı kesici ilaçları 3-5 gün kullanmak zarar vermez ama kronik ağrı varsa ve bu ilaçları düzenli kullanırsanız bir süre sonra ilaç bağımlılığı gelişebilir. İlaçların yan etkileri ortaya çıkabilir. Bazen hastanın vücudunu ilaçlardan temizlememiz gerekir. Biz eğitimli insanların dahi doktora başvurmadan komşunun ilaçları ya da koca karı yöntemleriyle iyileşmeye çalıştığını biliyoruz. Kronik ağrılarda hastanın kliniğe başvurmasını öneriyoruz."