Oluşturulma Tarihi: Ekim 05, 2007 11:57
Aralarında ABD, İngiltere ve İspanya'nın da bulunduğu 7 ülkede 40 yaş üstü 4 bin 352 kişiyle yapılan anketin sonuçlarına göre, insanlar erken ölüm ve kalp hastalıklarından daha çok “kör olmaktan” korkuyor.
Pfizer Oftalmoloji grubunun sponsorluğunda, Dünya Glokom Derneği ve Dünya Glokomlu Hasta Derneği'nin desteğinde gerçekleştirilen anket çalışması sonuçları, İngiltere'nin başkenti Londra'da düzenlenen “Tüm Gözler Glokomda” adlı basın toplantısıyla açıklandı.
Sonuçlar hakkında bilgi veren Kanada Toronto Üniversitesi Glokom Birimi Sorumlusu Prof. Dr. Neeru Gupta, göz tansiyonu olarak bilinen glokomun, göz sinirinde hasar yaparak kalıcı görme kaybına neden olduğunu söyledi. Sessiz ve yavaş ilerleyen glokomda oluşan hasarın geri dönüşümsüz olduğunu vurgulayan Gupta, risk faktörlerini de “yüksek göz tansiyonu, 40 yaş üstü, aile geçmişi, Asya ve Afrika kökenli olmak ve astigmat” olarak sıraladı.
Gupta, hastalığın çıplak gözle anlaşılamadığını, bu nedenle de teşhis için mutlaka hekim kontrolünden geçmek gerektiğini belirterek, “Dünya Sağlık Örgütüne göre glokom, katarakttan sonra ikinci körlük nedeni. Bunun sebebi de geç teşhis, yeterli ve etkin tedavi alamama” dedi.
Bu sebeple Pfizer Oftalmoloji ve diğer iki dernek tarafından 40 yaş üstündeki insanların görüşlerini nasıl koruyacakları ve onları glokom gelişme riskini fark etme konusunda eğitmeye yönelik global bir inisiyatif olan “Tüm Gözler Glokomda” kampanyası başlatıldığını ifade eden Neeru Gupta, bu kapsamda Avustralya, Brezilya, Almanya, Japonya, İspanya, İngiltere ve ABD'de 40 yaş üstü 4 bin 352 kişiyle “Göz sağlığı tutumları ve davranışları” konulu anket yapıldığını bildirdi.
ANKET SONUÇLARI
Anketin, insanların kör olmaktan çok korktuğunu ortaya koyduğunu kaydeden Gupta, “Katılımcıların yüzde 28'i kalp hastalıklarından, yüzde 23'ü erken ölümden, yüzde 49'u ise kör olmaktan korkuyor. Ancak buna rağmen yüzde 40'ı glokomun körlüğe neden olduğunu bilmiyor. Yine katılımcıların 4'te birinden fazlasının göz muayenesine gitmediği, gidenlerin de 5 yıl aralıklarla bunu yaptırdığı tespit edildi” diye konuştu.
Gupta, ankete katılanların yaklaşık yarısının göz basıncı testinden geçmediğini ifade ederek, “Çalışma glokom konusunda farkındalığın çok az olduğunu gösteriyor. Risk faktörleri, bir kişi için alarm niteliğindedir. Eğer bu risk faktörlerini taşıyorsanız mutlaka bir doktora başvurun” dedi.
Dünya Glokomlu Hasta Derneği Başkanı ve Glokom Vakfı CEO'su Scott Christensen de, glokomun yaşlanan nüfusta çok arttığını vurgulayarak, özellikle 40 yaş üstünün risk altında bulunduğunu söyledi. Bu nedenle düzenli göz muayenesini vurgulamanın çok önemli olduğunu anlatan Christensen, dünyada halen 70 milyon olan glokom hastası sayısının 2020 yılında 80 milyonu bulmasının beklendiğini bildirdi.
Christensen, ilk kez gelecek yıl 6 Mart'ta “Dünya Glokom Günü” düzenleneceğini kaydetti.
“Bütün Gözler Glokomda” kampanyasının amacının, göz tahribi olmadan bu konuda insanları bilinçlendirmek, uygun teşhis konulmasını sağlamak ve düzenli muayene konusunda kamuoyunun dikkatini çekmek olduğunu anlatan Christensen, 40 yaş üstü kişilerin 2 yılda bir tam göz muayenesinden geçmesi gerektiğini ifade etti.
Londra Moorfields Göz Hastanesinden Prof. Dr. Roger Hitchings de, yaşlanan nüfusta glokomda dramatik bir artış söz konusu olduğuna işaret ederek, “40 yaş üzerinde görülme oranı yüzde 1,6 iken, 80 yaşında bu oran yüzde 15'e çıkıyor” dedi.
Görme probleminden dolayı hastaların sık sık düşme yaşadığını ve glokomun kalça kırığı riskinde ilk 3'de yer aldığını belirten Hitchings, “Avrupa'da hastaların yarısı teşhis edilemiyor. Çünkü hastalıkta ağrı yok ve görsel semptomlar geç ortaya çıkıyor” diye konuştu.
HASTALARIN YAŞADIĞI SIKINTILAR...
25 yıldır glokom hastası olan İngiliz Sarah Richards da, problemi ilk kez 10 yaşındaki torunuyla tenis oynarken hissettiğini söyledi. Bugüne kadar sol gözüne birkaç operasyon yapıldığını anlatan Richards, “Muhtemelen birkaç yıla kadar ehliyetimi elimden alacaklar. Emekli olunca Londra dışında yaşamayı planlıyordum. Ancak araba kullanamayacağım için istemesem de kentte kalmaya karar verdim. Bu, benim için büyük kayıp” dedi.