Güncelleme Tarihi:
Kalın bağırsağın iç yüzeyinde görülen kanserlere kolon kanseri, son 15-20 santimetrelik bölümünde görülen kanserlere ise rektum kanseri adı verildiğini, her iki kanser türüne de kolorektal kanserler denildiğini söyleyen Medicana Çamlıca Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Deniz Atasoy, önemli uyarılarda bulundu. Sağlık Bakanlığı'nın verilerine göre kolorektal kanserlerin Türkiye’de en çok görülen ilk 5 kanser türü arasında yer aldığını anlatan Doç. Dr. Deniz Atasoy, "Tüm kanserler arasında kolon kanseri üçüncü sırada yer almakta. Kolorektal kanserler her 20 kişiden birinde görülebilir. Genetik faktörler, yaşam tarzı, çevresel etkiler, hareketsiz yaşam, işlenmiş gıdaların çokça tüketimi, kırmızı et, alkollü içecek tüketimi ve obezite gibi nedenler kolorektal kanser riskini artırır. Kolorektal kanserler erken teşhisle önlenebilir" dedi.
BU BELİRTİLERİ CİDDİYE ALIN
Amerikan Gastrointestinal ve Endoskopik Cerrahi Derneği’nin 50 yaşından önce kolon kanseri sıklığının artması nedeniyle rutin kolonoskopi kontrolünü 45 yaşından itibaren önerdiğini hatırlatan Doç. Dr. Deniz Atasoy, “Kolon kanseri, erken evrede teşhis edilirse tamamen tedavi edilmesi mümkün olur. Kolon kanseri için en temel belirti, bağırsak alışkanlıklarının, dışkılama rutinlerinin ve dışkı kıvamının değişmesidir. Uzun süren ishal ya da kabızlık, dışkı kıvamının değişmesi, dışkıdan ve anüsten kan gelmesi, dışkıda yumurta akına benzer bir salgı olması kolon kanserinin belirtileri arasında sayılabilir. İleri evrelerinde karın bölgesinde, şişlik ve ağrı gibi şikâyetler kendini gösterebilir. Dışkılama yaparken ve genel olarak karında ağrı, kramp, gaz ve zorlanma, kansızlık, açıklanamayan bir şekilde kilo kaybetme, yorgunluk hissi ve karın bölgesinde kitle oluşumu da kolon kanseri ile ilgili belirtiler arasında sayılabilir. Kolon kanserine yakalanma olasılığı 50 yaşından itibaren artar. Yapılan araştırmalara göre kolon kanseri görülenlerin yüzde 90’ı 50 yaşın üzerindedir. Genetik yatkınlıktan dolayı kolon kanserine yakalanma riski artabilmektedir” diye konuştu.
HASTALIĞIN YAYILDIĞI DURUMLARDA KEMOTERAPİ UYGULANIR
İyi huylu tümörlerden sayılan poliplerin zamanla kansere dönüşebilme riskine dikkat çeken Doç. Dr. Atasoy, “Kalın bağırsağın içini örten tabakanın normal olmayan şekilde büyümesi ve bağırsak kanalına çıkıntı yapması durumu polip olarak adlandırılır. İyi huylu tümörlerden sayılan polipler, zamanla kansere dönüşebilme riski taşır. Bu nedenle poliplerin çıkartılması ve sonrasında da düzenli şekilde kontrollerin yaptırılması gerekmektedir. Kolon kanseri tedavisinde kansere dönüşme ihtimali olan polipler, kolonoskopi yöntemi ile alınıp temizlenir. Eğer kanser ileri bir evreye geçmişse, cerrahi işlem ile tümörün olduğu kısım çıkartılır. Hastalığın yayıldığı durumlarda ise kemoterapi uygulanmaktadır” ifadelerini kullandı.
TORBA (STOMA) NE ZAMAN VE NEDEN AÇILIR?
Kolon kanserlerinin ameliyatlarının çoğunda torba (stoma) açılmadığını belirten Atasoy, “Zor geçen ameliyatlardan sonra veya dikişlerin iyileşmesini riske atmamak için geçici süreyle torba açılabilir. Rektum kanserlerinde durum biraz farklıdır. Rektum kanserlerinin çoğuna artık günümüzde ameliyat öncesi ışın tedavisi (radyoterapi) verilmektedir. Birlikte kemoterapi verilebilir veya verilmeyebilir. Bu hastaların ameliyatlarından sonra ya da çok aşağı seviyede dikişleri olan hastalarda bu dikişlerin iyileşmesini riske atmamak için koruyucu amaçla torba açılabilir. Bu torbalar genelde 2 ay sonra ya da kemoterapi bitiminde kapatılır” değerlendirmesinde bulundu.