Güncelleme Tarihi:
Klostrofobi, genel anlamıyla küçük bir alana ya da odaya girmenin veya kaçmanın korkusu.[1] Birçok durum veya uyaranlar tarafından tetiklenebilir; kalabalık asansörler, penceresiz odalar ve hatta dar boğaz kazaklar da dahildir. Genellikle anksiyete bozukluğu olarak sınıflandırılır ve bu genellikle panik atak ile sonuçlanır.
Fransızca claustrophobie "kapalı yer korkusu" sözcüğünden alıntıdır. Bu sözcük Latince claustrum "kapalı yer" Yunanca phóbos φόβος ''korku'' kelimelerinden türemiştir.
Wisconsin üniversitesi Nöroloji bölümünün yaptığı bir araştırmaya göre, dünya nüfusunun %2-5'inde herhangi bir yerin şiddetli klostrofobiden etkilendiği ortaya çıktı.
Kötü Anılar Korkuları Tetikliyor
Yapılan araştırmalar ve aldıkları hasta öykülerinden, fobilerin temelinde çocuklukta yaşanan kötü olayların yattığını gördüklerini ifade eden Demirbek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kişide kapalı alan korkusu varsa mutlaka çocukluğunda bir odaya kilitlenmiş, evde yalnız bırakılmış ya da böyle bir ortamda şiddet görmüştür. Açık alan korkusu varsa böyle bir alanda mutlaka kötü bir anı yaşamış olması ihtimaldir. Hayvan korkusu ise genellikle çocukluk döneminde hayvan sevgisi kazandırılmayanlarda görülüyor.”
Demirbek, ailelere uyarılarda da bulunarak, çocuklarının tüm yaşamlarını olumsuz etkileyebilecek fobilere sahip olmamaları için bunlara zemin hazırlayacak davranışlardan kaçınmalarını istedi.