Güncelleme Tarihi:
Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Psikiyatri Kliniği'nden Doç. Dr. Tuncer Okay'ın, TBMM Bilişim ve İnternet Araştırma Komisyonu'na sunduğu “İnternet Bağımlılığı” başlıklı raporunda, “internet bağımlılığı” tanısı konulan kişilerin madde bağımlılığına olan yatkınlığının psikiyatri kliniklerinde başlıca araştırma konusu olduğu kaydedildi.
Ruh bilimci Kimberly Young'un, bilimsel literatürde kabul gören “internet bağımlılığı kriterleri”ne yer verilen raporda, internet bağımlılığının en yaygın türleri arasında pornografi tutkusunun ilk sıralarda yer aldığı görülürken, onu coşkun ve mantık dışı oyun tutkusu, sosyal medya aktiviteleri ve internet üzerinden sürekli alışveriş yapma ve kumar tutkusu izliyor.
YOUNG'UN PİK KRİTERLERİ
Raporda, Young'un “patolojik internet kullanımı” kriterlerini belirlerken, “başka yerde sınıflandırılmamış dürtü kontrol bozuklukları” başlığı altında yer alan “patolojik kumar oynama” kriterlerini temel aldığı vurgulanarak, “patolojik internet kullanımında Young;un PİK Kriterleri” şöyle sıralandı:
-İnternet ile ilgili aşırı zihinsel uğraş. (Sürekli olarak interneti düşünme, internette yapılan aktivitelerin hayalini kurma, internette yapılması planlanan bir sonraki etkinliği düşünme vb.)
-İstenilen keyfi almak için giderek daha fazla oranda internet kullanma ihtiyacı duyma.
-İnternet kullanımını kontrol etme, azaltma ya da tamamen bırakmaya yönelik başarısız girişimlerin olması.
-İnternet kullanımının azaltılması ya da tamamen kesilmesi durumunda huzursuzluk, çökkünlük ya da kızgınlık hissedilmesi.
-Başlangıçta planlanandan daha uzun süre internette kalma.
-Aşırı internet kullanımı nedeniyle aile, okul, iş ve arkadaş çevresiyle sorunlar yaşama, eğitim ve kariyer ile ilgili bir fırsatı tehlikeye atma ya da kaybetme.
-Başkalarına (aile, arkadaşlar, terapist vb.) internette kalma süresi ile ilgili yalan söyleme.
-İnterneti problemlerden kaçmak veya olumsuz duygulardan (çaresizlik, suçluluk, çökkünlük, kaygı) uzaklaşmak için kullanma.
ERGENLERDE İNTERNET KULLANIMI
2000'li yıllardan başlayarak ABD, Güney Kore ve bazı Avrupa ülkelerinde yataklı kliniklerde tedavi edilmeye çalışılan internet bağımlılığının, madde bağımlılığı tedavi yöntemleri kullanılarak tedavi edildiği ve internet bağımlılarının yüzde 38'inin zararlı madde bağımlısı da olduğu belirtildi.
Raporda, ergenlerde internet kullanımı oranlarına bakıldığında, Güney Kore gibi gelişmekte olan ülkelerin ABD gibi gelişmiş ülkelerin önünde olduğunun görüldüğü belirtildi. Buna göre; örneğin Amerika Birleşik Devletleri'nde 6-19 yaş arası kitle haftada ortama 16.7 saat internette zaman geçirirken, aynı yaş gurubu İngiltere'de haftada 20 saat, Güney Kore'de ise haftada 23 saat internette zaman geçiriyor.
Rapordaki istatistiki bilgilere göre, Avustralya'da ailelerin yüzde 91'inde internet kullanılırken, İngiltere'de 12–17 yaş arası ergenlerin yüzde 100'ünün evinde internet bağlantısı bulunuyor.
Raporda, internet bağımlıların yüzde 50'sinde başka bir psikiyatrik bozukluğun bulunduğunun saptandığı belirtilirken, internet bağımlısı olarak nitelendirilebilecek hastaların oranının toplam kullanıcıların yüzde 1.98 ile 3.5'i kadar olduğu, internet bağımlılığı açısından risk altında olabileceği düşünülen kullanıcıların oranının ise yüzde 8.68 ile 18.4 aralığında bulunduğu kaydedildi.
GERÇEK HAYATIN ASOSYALİ SANAL ALEMİN ARANAN YILDIZI
Raporda, gerçek hayatta göz teması bile kurmaktan imtina eden asosyal kişiliklerin internet ortamında sosyal iletişimlerini maksimum düzeye çıkarttıkları ve bunun karşılığında ödüllendirildikleri vurgulanarak, kişiye yarattığı “sanal imkanlar” şöyle özetlendi:
“Kim olmak istiyorsanız o olabilirsiniz (anonimite) ve uzak olmanın verdiği rahatlık. Bir grubun parçası olabilir ve 'gerçek hayat'ta olamayacak bir rolünüz olabilir. Diğer oyuncularla sosyal iletişiminiz oldukça ödüllendiricidir, 'iletişiminiz' artar. Gerçek dünyada olmayacak ilişkiler kurabilirsiniz. Göz kontağı kurmanıza gerek yoktur.”
Raporda, ortalama bir kullanıcının yaklaşık olarak haftada 2.5-3 saat internete bağlı kaldığı, PİK durumunda ise bu sürenin yaklaşık 8-40 saat arasında olduğu belirtildi ve haftada 8-40 saati bilgisayar başında geçiren kişinin hiç aralıksız 20 saate kadar bilgisayar başından kalkmayabileceği; patolojik kabul edilen bu durumda ise hastaya klinik tedavi yöntemlerinin uygulanması gerektiği anlatıldı.
ERKEKLER DAHA BAĞIMLI
“İnternet bağımlılığı, görece daha geç yaşlarda başlayan psikoaktif madde, alkol ve kumar bağımlılığının aksine daha erken yaşlarda başlıyor gibi gözükmektedir” denilen raporda, bağımlılığın iki cinsiyette de mevcut olduğu, ancak erkeklerde görülme sıklığının kızlardan 2 veya 3 kat daha fazla olduğunun tespit edildiği vurgulandı.
Raporda, internet bağımlılarının yüzde 38'inde aynı zamanda madde bağımlılığının tespit edildiği, yüzde 33'ünde duygu durum bozukluğu, yüzde 25'inde ise depresyon ve distimi görüldüğü belirtildi.
Bağımlılığın davranışsal olarak kendini en sık kompulsif alışveriş, kompulsif seks, patolojik kumar ve piromani olarak gösterdiği kaydedildi.
İnternet bağımlılığının sadece psikolojik değil, fiziksel rahatsızlıklara da yol açtığı bildirilirken, sıklıkla görülen fiziksel rahatsızlıklar arasında; obezite, karpal tünel sendromu, sırt ağrısı, postür bozuklukları, uzun süre bilgisayar başında kalmaya bağlı epileptik nöbet sayıldı.