Güncelleme Tarihi:
Kolaylı, kestane balının, tıbbı niteliği yüksek ballar kategorisinde dünya çapında öne çıktığını anlattı.
Gevşek kıvamlı ve koyu renkli balın antioksidan ve antimikrobiyal açısından zengin olduğuna dikkati çeken Kolaylı, "Kestane balının değerlerinin belirlenmesi amacıyla deney hayvanları üzerinde yaptığımız araştırmalarda, karaciğer hasarlarını tedavi ettiğini, hepatit hastaları için alternatif ilaç potansiyeli bulunduğunu tespit ettik. Şu an bu türün diğer tıbbi değerlerini ortaya çıkartacak bilimsel araştırmalarımız devam etmektedir. İnanıyorum ki bu kestane balı, kanserden korunmak için de alternatif olacaktır" diye konuştu.
Kolaylı, türün kendine has kokusu ve aromasıyla tanındığını vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Bir kaşık kestane balı tüketimi, diğer balların 3-4 kaşık tüketimine eşdeğer. Araştırmalar, Yeni Zelanda'nın meşhur Manuka balından daha yüksek antimikrobiyal özelliğe sahip olduğunu göstermiştir. Kestane balı kahvaltılık olarak ya da gün içerisinde uygun dozlarda tüketilebilir. 'Bal tüketmeyin, baldan uzak durun' söylemleri çok yanlış tutumdur. Arı ürünleri, Allah'ın helal kıldığı gıda ürünleridir. Tüm enerji kaynağı gıdalar gibi balda dengeli şeklide
tüketildiğinde insanlar için şifadır. Biyolojik olarak diğer emsallerine göre konsantre bir ürün olan kestane balı, yara ve yanıkların tedavisi gibi birçok hastalığın alternatif doğa ilacıdır. Bundan dolayı 'doğal antibiyotik' olarak da adlandırılmaktadır."
"Kestane kanseriyle mücadele edilmeli"
Kolaylı, son yıllarda kestane ağaçlarında kanser tehlikesi olduğuna dikkati çekerek, ağaç zararlılarıyla mücadele konusunda çalışılması gerektiğini dile getirdi.
Kestane balına ilginin her geçen yıl arttığını belirten Kolaylı, şöyle devam etti: "Kestane ormanlarının gerek korunması ve gerekse de ağaç sayısının artırılması konusunda toplumda farkındalık oluştu. Bunun daha da çoğalması gerektiğini düşünüyorum. Kestane, sadece balıyla değil, ürünü, ağacı ve peyzajıyla da çok değerlidir. Ülkemizde kestane balıyla ilgili yapılan bilimsel çalışmalar desteklenmelidir. İnanıyorum ki bu bal, dünyada önemli tıbbı ballar arasında yerini alacaktır. Ürünün gelecek nesillere sağlıklı aktarılabilmesi için bu konuda mutlaka çalışmalar yapılmalıdır. Bu konuda ilgili birimlere ve arıcılıkla uğraşanlara ciddi görevler düşüyor. Üretim yapılan bölgelere yeni fidanlar dikilmeli ve üretimin arttırılması sağlanmalıdır."
Arı yetiştiriciliği yapan Yalçın Erdoğan da kestane balına yurt içi ve dışından tüketicilerin ilgi gösterdiğini aktardı.
İlçedeki bin 500 dönümlük kestane ormanında üretim yaptıklarını belirten Erdoğan, "Kestane ormanının yoğunluğu, balın kalitesini üst düzeye çıkarmaktadır. Geçmiş yıllarda arıların saf kestane çiçeklerinden ürettiği bal, yara ve yanıklarla amansız hastalıkların tedavisinde kullanılırmış. Bu bal Allah'ın bir mucizesi ve kaynaklara göre de şifası oldukça fazla" ifadesini kullandı.