"Kene Türkiye'nin gerçeği"
Güncelleme Tarihi:
İZMİR, (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Haziran 24, 2008 11:21
EGE Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı tarafından düzenlenen ‘Kırım Kongo Kanamalı Ateşi’ hastalığıyla ilgili bilgilendirme toplantısında konuşan Prof.Dr. Çağrı Büke, kenenin Türkiye'nin gerçeği halinde geldiğini söyledi.
EÜ Tıp Fakültesi Muhittin Erel Amfisi'nde düzenlenen toplantıda konuşan Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof.Dr. Çağrı Büke, hastalığın artmasında kişisel tedbirsizliğin önemli paya sahip olduğunu söyledi. Hastalığın kenelerin ısırması, sokması veya hayvanların kanlarıyla bulaştığını kaydeden Prof.Dr. Büke, “Hastalıkla mücadelede çiftlik hayvanlarında kenelerle mücadele edilmesi, hayvancılıkla uğraşan kişilerin eldiven ve koruyucu giysiler giymeleri büyük önem taşıyor” dedi.
Kenenin vücuttan uygun biçimde çıkarılması gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Büke, “Kene asla elle çıkartılmamalı ve elde ezilmemeli. Kenenin üzerine kimyasal madde dökülmemeli, çıkartıldıktan sonra deriye dezenfekte edecek ilaçlar sürülmeli” diye konuştu.
Kene konusunda sağlık personelinin de ciddi risk altında olduğunu kaydeden Prof. Dr. Büke, özellikle başta cerrahlar olmak üzere tüm hekimler, hemşireler ve laboratuar teknisyenlerinin gerekli önlemleri alması gerektiğini ifade etti. Kanaması olan hastaya yapılan müdahaleler sırasında, kesici ya da delici alet yaralanmalarında ya da kanaması olan hastaya ait materyale elle dokunulması durumunda hastalığın kolaylıkla bulaşabildiğini vurgulayan Prof.Dr. Büke, “Bu nedenle bu hastalara bakım verecek sağlık personelinin gerekli önlemleri alması büyük önem taşıyor” dedi.
2002 yılında 17 olan vaka sayısının bugün 717'ye çıktığını ve bunun 33 tanesinin ölümle sonuçlandığını belirten EÜ Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr. Demir Serter de iklim değişiklikleri, göçmen kuşlar, veteriner hizmetlerindeki yetersizlikler nedeniyle hastalığın giderek arttığını söyledi. Hastalığın ateş, başağrısı, halsizlik, eklem ve kas ağrıları, bulantı, boğaz ağrısı gibi şikayetlerle kendisini gösterdiğini kaydeden Prof.Dr. Demir Serter, “Ağır vakalarda kanama, koma hali, solunum, karaciğer ve böbrek yetmezlikleri görülebiliyor” diye konuştu.
Kenenin vücuttan uygun biçimde çıkarılması gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Büke, “Kene asla elle çıkartılmamalı ve elde ezilmemeli. Kenenin üzerine kimyasal madde dökülmemeli, çıkartıldıktan sonra deriye dezenfekte edecek ilaçlar sürülmeli” diye konuştu.
Kene konusunda sağlık personelinin de ciddi risk altında olduğunu kaydeden Prof. Dr. Büke, özellikle başta cerrahlar olmak üzere tüm hekimler, hemşireler ve laboratuar teknisyenlerinin gerekli önlemleri alması gerektiğini ifade etti. Kanaması olan hastaya yapılan müdahaleler sırasında, kesici ya da delici alet yaralanmalarında ya da kanaması olan hastaya ait materyale elle dokunulması durumunda hastalığın kolaylıkla bulaşabildiğini vurgulayan Prof.Dr. Büke, “Bu nedenle bu hastalara bakım verecek sağlık personelinin gerekli önlemleri alması büyük önem taşıyor” dedi.
2002 yılında 17 olan vaka sayısının bugün 717'ye çıktığını ve bunun 33 tanesinin ölümle sonuçlandığını belirten EÜ Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr. Demir Serter de iklim değişiklikleri, göçmen kuşlar, veteriner hizmetlerindeki yetersizlikler nedeniyle hastalığın giderek arttığını söyledi. Hastalığın ateş, başağrısı, halsizlik, eklem ve kas ağrıları, bulantı, boğaz ağrısı gibi şikayetlerle kendisini gösterdiğini kaydeden Prof.Dr. Demir Serter, “Ağır vakalarda kanama, koma hali, solunum, karaciğer ve böbrek yetmezlikleri görülebiliyor” diye konuştu.