Kene tehlikesini hafife almayın

Güncelleme Tarihi:

Kene tehlikesini hafife almayın
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 09, 2008 11:54

Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Haluk Eraksoy, kenelerin ilkbahar ve yaz aylarında aktif duruma geldiğini ve şimdiden tedbir alınması gerektiğini bildirdi.

Haberin Devamı

Prof. Dr. Eraksoy, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığıyla ilgili  yaptığı açıklamada, hastalığın yeniden baş göstermesinde, “kişisel tedbirsizliğin mutlaka payı bulunduğunu ve bunun da eğitim eksikliğinden kaynaklandığını” bildirdi. Bu hastalığın olduğunun kabullenilmesi ve belli bir coğrafi bölgede bununla yaşamaya devam edileceğinin unutulmaması gerektiğini ifade eden Eraksoy, bu bölgelerde eğitim çalışmalarının ihmal edilmemesi gerektiğini kaydetti.


Eraksoy, hastalığın nasıl bulaştığı ve kenelerin nerede yaşadığının artık bir muamma olmadığına işaret ederek, “Kenelerin en aktif olduğu dönem başladı. Keneleri tümüyle yok edemeyeceğimize göre tedbirlerimizi şimdiden almamız gerekir. Kışın bir çeşit sessiz döneme giren keneler, kan emmek için kendilerine canlı aradıkları döneme girdiler. Ayrıca ilkbaharda çoğalıyorlar. Dolayısıyla sayıca artmaları demek, insanla temas etmeleri olasılığı artıyor demektir. Böyle bir yükselişi bekliyorduk. Bu bizim için beklenmedik bir durum değil. Bu yaz aylarına da yayılacak bir dönemdir” dedi.

Haberin Devamı

Kenenin sadece hastalığa neden olan virüsü taşıdığına dikkat çeken Haluk Eraksoy, “Bu virüs nereden geldi, hangi hayvandan geldi, Türkiye'de bunun depolandığı konak hangisidir bilinmiyor? Çayır-çimenin varlığı keneler için biçilmiş kaftan. Virüs muhtemelen başka memelilerde bulunuyor ve onlarda da hastalığa yol açmıyor. Buna ait çok analiz yapılmış değil. Bunlar biraz işin bilinmeyen yönü” diye konuştu.

Hastalığın şu an için Marmara bölgesinde görülmediğini ifade eden Eraksoy, “Çünkü keneler çok sıkı bir iklim gereksinimi duyarlar. Yani belli bir ısı ve nem derecesi ile doğa koşullarına muhtaçtırlar. İstanbul'da hastalık görülmedi. Ancak kentte, o koşulların bulunduğu bölgeler olabilir. Dolayısıyla İstanbul'da hiç görülmeyecek anlamına gelmiyor. Bu nedenle de uyanık olmak durumundayız” dedi.

Prof. Dr. Haluk Eraksoy, hastalığın Kelkit Vadisi olarak tanımlanan bölgede daha yoğun olarak görüldüğünü, ancak geçen yıl Aydın yöresinden de bildirim aldıklarını hatırlattı.

HASTALIK NEDEN ARTTI?

Toplumda “Bu hastalıkla daha önce Türkiye'de neden bu kadar fazla karşılaşılmıyordu” şeklinde sorular oluştuğunu belirten Prof. Dr. Eraksoy, “Türkiye'de son yıllarda hastalıkla neden bu kadar fazla karşılaşıldığına dair bir takım açıklamalar var. Küresel ısınmanın, çevre kirliliğinin bunda payı olduğu öne sürülüyor. Yine bazıları, göçmen kuşların Türkiye'ye taşıdığını öne sürüyor. Ancak herkesin üzerinde görüş birliğine vardığı bir açıklama yok” diye konuştu.

Haberin Devamı


Eraksoy, Türkiye'de hastalığın aktivitesinin artışıyla birlikte İran ve Bulgaristan'da da arttığını ifade ederek, sözlerine şöyle devam etti:
“Hastalık belli coğrafi ortak noktaları olan ülkelerde görülüyor. Ve şu da bir gerçek ki, daha yoksul ülkelerde görülüyor. Yoksul ülkelerde görülüyor olması hastalığa verilen önemin de onunla orantılı olmasına yol açıyor. İlaç geliştirme ve tedavi yöntemi bulma konusunda bir arayış var ama ancak o kadar bir isteklilik olduğu söylenemez. Bu hastalığın görüldüğü ülkeler içinde en müreffeh olanı da yine Türkiye. Yapılan istatistikler gösteriyor ki hastalıkla başa çıkmada en başarılı ülke Türkiye. Türkiye'de ölüm hızı yüzde 5'lerde iken, diğer ülkelerde bazen yüzde 80'leri bulabiliyor.”

ÖNLEMLER...

Öncelikle hastalığın görüldüğü bölgelerdeki hekimlerin hastalık, bölgede de özellikle kırsal kesimde yaşayan, hayvancılıkla uğraşan ve onlarla temas eden herkesin keneden nasıl korunulacağı konusunda bilgi sahibi olması gerektiğini anlatan Prof. Dr. Haluk Eraksoy, bunun için hem Sağlık Bakanlığı hem de derneklerinin eğitim çalışmaları yaptığını söyledi.

Haberin Devamı


Haluk Eraksoy, hastalığa karşı önce koruyucu önlemler almak gerektiğini vurgulayarak, çayırlık alanlara giderken kenenin tırmanmasına müsaade etmeyecek kıyafetler giyilmesi, hayvanlara eldivenle dokunulması gerektiğini bildirdi.

Prof. Dr. Eraksoy, kenenin de belli bir teknikle çıkarılması gerektiğine işaret ederek, “Keneden zarar gelmez, bana bir şey olmaz, bu bildiğimiz kenedir gibi olayı hafife almak son derece tehlikeli. Hemen ilgili sağlı kuruluşuna başvurup kenenin oradan çıkarılmasını sağlamak gerekir. Kenenin ısırdığı herkes Kırım Kongo Kanamalı Ateşi virüsünü almış demek değildir. Aldıysa da hasta olacak değildir. Hasta olacaksa da ölecek demek değildir. Basına yansıyanlar aslında buz dağının tam tepesi” dedi.

Haberin Devamı

Eraksoy, kene ısırmış kişilerin yakın takibe alındığını, laboratuvar değerlerine göre bir tedaviye başlandığını dile getirerek, şunları kaydetti:
“Bu hastalığa karşı bir ilacın yüzde 100 etkili ve güvenilir olduğuna ilişkin kesin bir bilgi yok. Ama kimi hastalarda etkili olabileceği düşünülen, Dünya Sağlık Örgütünün de böyle bir kanaat belirtiği bir ilaç var. Ancak bu ilacın, bu hastalıkta alınmış bir ruhsatı da yok. Şu an ilacı olmayan bir hastalık gibi düşünmek zorundayız. Ancak hastalığın etkenine yönelik bir ilacımız yoksa bile, vücudun ona karşı koyması ve kendi direncini gösterebilmesi için bir süre de tanımak önemlidir. Eğer destek tedavisini zamanında ve yeterince yerli yerinde yapabilirsek, mikrobu öldüremesek bile konağın kendi direncini harekete geçirerek, onun hayatta kalmasını sağlayabiliriz. İyileşmesi de böylece mümkün olabilir.”

İSTANBUL'DA ULUSLARARASI TOPLANTI

Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığının genel olarak viral kanamalı ateşler başlığı altında yer aldığını belirten Prof. Dr. Haluk Eraksoy, yine bu ana başlık altında başka coğrafi bölge adlarıyla anılan ve kene dahil başka eklem bacakların aracılık ettiği hastalıklar da bulunduğunu vurguladı.

Haberin Devamı


Eraksoy, İstanbul'da Haziran ayında, Avrupa Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği iş birliğiyle tüm viral kanamalı ateşler hastalıklarının tartışılacağı uluslararası bir toplantı düzenleneceğini ifade ederek, “Bu konuda büyük deneyim paylaşımı olanağı olacak. Bu dünyada da ilk defa düzenlenen bir aktivite. ABD, Avrupa ülkeleri, İran, Nijerya ve Güney Afrika gibi birçok ülkeden bu konuda otoriteler gelecek” dedi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!