Güncelleme Tarihi:
Kentteki özel bir hastanede çalışan Algoloji (Ağrı tedavisi) uzmanı Doç. Dr. Nebahat Gülcü Bulut, çalıştığı hastanenin ağrı tedavisi polikliniğinde, Plazma Rich Platelet (PRP) veya “Kan Pulcuklarından Zengin Plazma” tedavisi uygulamasına başladıklarını ifade etti.
Bu tedavi şeklinin hastanın kendi kanıyla yapıldığını anlatan Bulut, “Hastanın kolundan sanki tahlil yapılacakmış gibi belirli bir miktarda, 10 ile 20 mililitre kadar kan alınır. Daha sonra bu kan özel bir santrifüj işleminden geçirilerek sıvı kısmı ayrılır. Hastanın ağrılı bölgesine bu hazırlanan plazma verilir. Buradaki önemli nokta plazmanın içinde bulunan kan pulcuklarıdır” şeklinde konuştu.
Bulut, kan pulcuklarının, dokularda bir nevi kök hücre tedavisi kapsamında değerlendirilebilecek bazı işlemleri yaptığını dile getirerek, şunları kaydetti:
“Kan pulcuklarını, kronik ağrılı bir dokuya verdiğiniz zaman oradaki ölmüş hücrenin yerine geçerek, bu dokuyu yenilemektedir. Bu yenileyici özelliğinden dolayı pek çok tıbbi uygulama alanı vardır. Kırışıklık tedavisi, başka kozmetik uygulamalar, yanık izlerinin ve akne izlerinin hafifletilmesi gibi uygulamalarda kullanılabildiği gibi ağrı tedavisinde de çok geniş bir alanda uygulanmaktadır.”
"BEL AĞRILARINDA OLDUKÇA OLUMLU NETİCELER ALINDI"
Bulut, tedavinin birçok alanda kullanıldığını, en önemlilerinin ise, disk kireçlenmeleri, bel fıtıkları ve kas romatizmalarına bağlı ağrılar olduğunu vurgulayarak, uygulanan tedavi ile hastalarda ciddi rahatlamaların görüldüğünü söyledi.
Bu tedavi yöntemi sayesinde özellikle bel ağrılarında oldukça olumlu neticeler alındığına dikkati çeken Bulut, bu ağrı tedavisi yöntemini bütün hastalara tavsiye ettiğini anlattı.
Bulut, tedavi yönteminde hastanın kendi kanı kullanıldığı için herhangi bir alerji ve yan etki riskinin de bulunmadığını ifade ederek, “Kaynak neredeyse sonsuz. Kişinin kendi kanı alınarak, istenilen miktarda bu tedaviden yapılabilmekte. Bu tedavi ile ameliyatsız ve narkozsuz bir şekilde bel fıtığından kaynaklanan ağrılar, önemli bir şekilde azaltılmaktadır. Bu tamamlayıcı bir tedavi olarak günlük hayat kalitesini önemli derecede arttırmaktadır” şeklinde konuştu.
"KALICI BİR TEDAVİ SAĞLANMAKTA"
Hastadan alınan kanla hazırlanan serumun hazırlanışı hakkında bilgi veren Bulut, şöyle devam etti:
“Bu sıvıyı biz hastadan aldığımız kanla hazırlıyoruz. Kanın üzerine, kanın pıhtılaşmasını önleyici ilaç karışımını koyduktan sonra kan santrifüj edilmekte. Bu şekilde kanın hücre kısmı, yani ağır olan kısmı dibe çökmekte, üst kısımda da kanın plazma kısmı yani sıvı kısmı kalmakta. Özelikle etkili olan alan, bu sıvı kısmı ile katı kısmı arasında kalan alanda tedavi edici hücreler birikmiş bulunmakta. Biz bu sıvıyı tüp içerisinden alarak çok küçük miktarlarda ağrılı, gençleşmesini istediğimiz ve yenilenmesini istediğimiz bölgeye veriyoruz. Serumun uygulandığı o bölgede çok hızlı bir şekilde yüz güldürücü ve kalıcı bir tedavi sağlanmakta. Ağrı tedavisi uygulandığında, uygulanan bölgede yenilenme sağlandığından, diğer tedavi yöntemleri ile 6 ay veya 1 yıl rahatlık sağlanabilirken, bu tedavi yöntemi ile kalıcı olarak hastanın o ağrısından kurtulması mümkün.”
Bulut, tedavi için kendilerine her yaştan hastanın başvurduğunu anlatarak, gelen hastaların, uzun süre hastaneye gelip gitmek zorunda kalmadığını vurgulayarak, bu tedavi yönteminin tek seferde sonuç verdiğini ve etkisinin bir hafta içerisinde ortaya çıkarak oldukça rahatlama sağladığını bildirdi.
Bel fıtığı ağrıları nedeniyle yürümekte güçlük çeken ve hastaneye tedavi için gelen 47 yaşındaki Naile Çimşir, “Tedavi öncesinde sabah uyandığımda ayaklarımda sertlikler oluyordu. Yürümekte zorlanıyordum, kalkamıyordum. Kendime gelmem bir saati buluyordu. Bu tedaviyi duydum, şimdi iyiyim. Daha önce başka hastanelere gittim iyileşememiştim şimdi kendimi daha iyi hissediyorum” ifadesini kullandı.