Güncelleme Tarihi:
-Velilere “karne” uyarısı
-MEB Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürü Sarı:
-“Çocuklara karne hediyesi olarak öncelikle 'aferin,
seninle gurur duyuyorum, tebrik ederim' gibi sözel
ödüller verilmelidir”
-“Anne ve babalar çocuklarına değer verdiklerini
hissettirmelidir. Böylece çocuklar, karnelerindeki
notların, anne ve babalarının onlara duydukları sevgi,
güven, kabul ve değeri asla değiştirmeyeceğinin bilincinde
olurlar”
-“Ders başarısı düşük bir karne karşısında kızmak,
yargılamak, aşağılamak, suçlamak, çocuğa şiddet uygulamak,
başkalarının yanında küçük düşürmek gibi olumsuz tepkilerden
sakınılmalıdır”
-“Ara dönem, anne ve babaların çocuklarıyla vakit geçirmeleri
için iyi bir fırsattır. Çocuklarıyla mümkün olduğunca çok
zaman geçirmeli, müze, sinema ve tiyatro gibi etkinliklere
zaman ayırmalıdır”
Sarı, yarın okulların yarıyıl tatile girmesiyle karne alacak öğrencilerin ailelerine yönelik, AA muhabirine açıklamlarda bulundu.
Karnelerin öğrencilerin kapasitelerinin tek göstergesi olmadığını vurgulayan Sarı, karneyi çocukların hangi derslerde başarılı ve güçlü olduğunu, hangi derslerde eksiklerinin olduğu ve desteğe ihtiyaç duyduğunu göstermek için öğrenci ve veliye yönelik bir rehber olarak verildiğini kaydetti.
Anne ve babaların karneye yükledikleri anlamın ne tür tepkiler verdiklerinin de belirleyicisi olduğunu ifade eden Sarı, şöyle konuştu:
“Karne sadece çocuğun ders başarısının ya da başarısızlığının göstergesi değil, aynı zamanda derslere katılımın, arkadaş ve öğretmenleri ile olan ilişkisinin, ilgi duyduğu ve duymadığı derslerin, okula ve öğrenmeye yönelik tutumunun da bir göstergesidir. Bu anlamda çocuklar karne aldıkları zaman, sadece notların üzerinde durmak çocuğun diğer özelliklerini görmemizi engelleyebilir. Okul ve hayat başarısında anne babaların yaklaşımı çok önemlidir.”
DEĞER VERDİĞİNİZİ HİSSETTİRİN
Ailelerin çocuklarının kişilik özelliklerini, zihinsel kapasitesini, ilgi ve yeteneklerini tanımasının öneminin de altını çizen Sarı, ailelerin her çocuğu aynı olarak değerlendirdiğini ve eşit düzeyde başarı beklediğini söyledi.
“Her çocuğun kendine özgü, eşsiz ve biricik olduğu unutulmamalıdır” diyen Sarı, bu nedenle çocukların öğrenme ve ders çalışma yöntemlerinin farklı olduğunu belirtti.
Ailelere karnelerin dağıtıldığı günde önemli görevler düştüğünü dile getiren Sarı, “Anne ve babalar çocuklarını her zaman ve her durumda koşulsuz olarak sevdiklerini, kabul ettiklerini ve değer verdiklerini hissettirmelidir. Böylece çocuklar, karnelerinde notların anne ve babalarının onlara duydukları sevgi, güven, kabul ve değeri asla değiştirmeyeceğinin bilincinde olurlar” dedi.
KENDİ BAŞARILARINIZI SÜREKLİ ÖRNEK GÖSTERMEYİN
Çocuklarının karnelerini değerlendirirken anne ve babalara bir takım tavsiyelerde de bulunan Sarı, şunları kaydetti:
“Aileler önce iyi notları vurgulayabilir, sonra başarısız notların üzerinde durabilir. Ders başarısı düşük bir karne karşısında kızmak, yargılamak, aşağılamak, suçlamak, çocuğa şiddet uygulamak, başkalarının yanında küçük düşürmek gibi olumsuz tepkilerden sakınılmalıdırlar. Düşük karne notları karşısında çocuğun duygu ve düşüncelerini ifade etmeleri sağlanabilir. Çocuğun karnesi ile ilgili duygu ve düşünceleri aileler onların kişiliğine yönelik sert eleştiriler getirmeden ifade edebilir. Aileler çocuklarının başarılı olabilmesi için ellerinden gelen desteği sağlayacaklarını hissettirmelidirler. Çocuklarla durum değerlendirmesi yapılarak ders başarısızlığının nedenleri üzerinde konuşulabilir. Çocuğun güçlü yönlerini takdir edip desteklenmesi gereken yönler birlikte tespit edilebilir. İlk yarıyıldaki başarısızlığın daha kolay telafi edilebileceği, bunun için de istekli, kararlı ve programlı bir çalışma gerektiği ifade edilebilir.”
Çocukları, başarılı kardeşleriyle ve arkadaşlarıyla karşılaştırmak onun özgüvenini ve benlik algısını zedeleyerek bu problemi aşamayacağı duygusuna neden olabileceği için bu tür davranışlardan kaçınılması gerektiği uyarısında bulunan Sarı, “Anne ve babalar kendi okul başarılarını sık sık örnek göstererek çocuklarına baskı yapmak yerine çocuklarının gerçeklerine uygun, makul beklenti ve hedefler belirlemelidir” dedi.
Çocukların başarısında ailelerin çocuklarının bireysel özelliklerini bilmeleri ve onlara en uygun öğrenim yöntemlerini uygulaması konusunda destek olmalarında etkili olduğunu dile getiren Sarı, ailelerin çocuklarının öğrenmekten ve çalışmaktan zevk alma duygularını geliştirmenin yollarını aramaları tavsiyesinde de bulundu.
Ailelere çocukları ile etkili bir iletişim kurması gerektiğini vurgulayan Sarı, ailelerin öğretmenlerle konuşarak çocuklarının eksiklerini daha iyi anlayabileceğini söyledi.
"BÜTÇEYE VE ÇOCUĞUN GELİŞİMİNE YÖNELİK HEDİYELER"
Karnesi iyi olan çocukların ailelerini de uyaran Sarı, “Çocuklara karne hediyesi olarak öncelikle 'aferin, seninle gurur duyuyorum, tebrik ederim' gibi sözel ödüller verilmelidir” dedi.
Çocuklara çok büyük hediyelerin sözünün verilmemesi gerektiğini de vurgulayan Sarı, “Alınacak hediyelerin ailenin bütçesine ve çocuğun gelişim dönemine uygun olmasına özen gösterilmelidir. Çocuklara derslerindeki başarıyı düzenli çalışmasının karşılığında aldığı konusunda farkındalığını artırmalıdır. Karne hediyesi olarak maddi değeri çok yeksek şeyler almayın ya da her istediğini yapmayın” diye konuştu.
Karneleri nasıl olursa olsun çocukların yarıyıl tatilini iyi değerlendirmesi gerektiğini ve bu konuda ailelere görevler düştüğünü dile getiren Sarı, şöyle devam etti:
“Aileler, tatil süresini eğlenmek ve dinlenmek için olduğu kadar, zayıf olan derslerini tekrar etmesi ve ikinci döneme hazır başlaması için her gün düzenli olarak çalışması konusunda yardımcı olmalıdır. Başarısız olan derslerini düzeltmeleri konusunda çocuklara güvendiklerini hissettirmelidir. Bilgisayar oyunu gibi etkinliklere çok zaman harcayan çocuklara tatilde bu alışkanlıklarını azaltmaları, bunun yerine yapmaktan hoşlandıkları ve başarılı oldukları etkinlikleri belirlenmesi konusunda yardımcı olunmalıdır. Ara dönem, anne ve babaların çocuklarıyla vakit geçirmeleri için iyi bir fırsattır. Anne ve babalar çocuklarıyla mümkün olduğunca çok zaman geçirmeli, müze, sinema ve tiyatro gibi etkinliklere zaman ayırmalıdır. Ayrıca çocuklar tatil süresi içinde gelişim düzeylerine uygun kitaplar okuyabilir.”
AİLELER KARNE DÖNEMİNDE NASIL İLETİŞİM KURMALI?
Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği Genel Başkanı Doç. Dr. Tuncay Ergene, yarın karne alacak öğrencilerin velilerine, “Çocuğunuzun karnesini başkalarına karşı bir övünme ya da utanma nedeni olarak kullanmayın” önerisinde bulundu.
Anne-babaların, karne döneminde çocuklarıyla nasıl iletişim kurması gerektiğine değinen Ergene, şöyle konuştu:
“Çocuğunuzla başkalarının yanında karnesi hakkında konuşmayınız. Konuşma için 30–40 dakikalık bir zaman ayırınız. Televizyon, bilgisayar ile ilgilenmeden rahat bir değerlendirme için yeterli zamanı ayırınız. Karneyi çocuğunuzu azarlamak veya küçük düşürmek için bir araç olarak kullanmayınız. Geçmiş sömestrde çocuğunuzun neler öğrendiğini sorunuz. Aldığı notlardan çocuğunuzun memnun olup olmadığını, başarısını artırmak için neler yapılabileceğini çocuğunuza sorunuz. Bunları siz sıralamayınız. Çoğunlukla çocuklar bunları dinlemeyecektir. Çocuğunuzun gelecek döneme ilişkin hedeflerini dinleyiniz olumlu bulduklarınızı destekleyiniz.”
Velilerin karneyi inceledikten sonra önce gördükleri olumlu yönler ve iyi notlar üzerinde durmaları ve bunlara ilişkin memnuniyetlerini belirtmeleri gerektiği üzerinde duran Ergene, “Karnedeki kırık notlarla ilgili konuşurken çocuğunuzu tahrip etmeyiniz. Duygularınızı paylaşınız. Örneğin, 'Bu durum, seni olduğu gibi beni de üzdü; ama daha çok çalışman gereken dersleri görmüş olduk' diyebilirsiniz” dedi.
Ailelerin, çocuğun karnesine ilişkin kendi duygularını paylaşmasına fırsat vermesi, duygularını açmaya teşvik etmesi önerisinde de bulunan Ergene, “Tehditkar ve kaygıya yol açacak ifade ve tarzlardan kaçının. Duygular, düşünceler ve davranışlar birbirlerinden etkilenirler. Çocukların öncelikle duygularını ifade etmelerine izin verin” diye konuştu.