Güncelleme Tarihi:
Geçtiğimiz günlerde ‘Denizli'de 25 yaşındaki Fatma Özen sivilcelerinden kurtulmak için eczaneden aldığı ilacı 3 ay aralıksız kullanınca, karaciğer yetmezliği yaşadı. Genç kız, babasından nakille hayata tutundu.’ spotuyla verilen haberle ilgili olarak Türk Dermatoloji Derneği Akne Çalışma Grubu Başkanı Doç. Dr. Ayşe Serap Karadağ kamuoyunu bilgilendirmek üzere açıklama yaptı:
Bilimsel dayanaktan uzak
“Basın yayın organlarında yer alan ‘Sivilce için ilaç içti, neredeyse canından oluyordu’ isimli haber hakkında Türk Dermatoloji Derneği Akne Çalışma Grubu olarak açıklama yapmak, doğruları siz ve toplumla paylaşmak istiyoruz.
Bu üzücü olay, halkımızı yanlış yönde algıya sevk eden bilimsel dayanaktan uzak haberdir. Hastanın adı belirtilmeyen bir ilacı kendi başına eczaneden aldığı, bir hafta içmesi gerekirken 3 ay içtiği, bunun sonucunda da karaciğer yetmezliğine girdiği belirtilmektedir. Burada dermatolog tavsiyesi almadan, ilaca başlamadan önce ve tedavi süresince zorunlu kan tetkiklerini yaptırmayan hasta son derece yanlış bir tavır sergilemiştir.
İlaçlar mutlaka doktor takibinde kullanılmalı
Hastanın ilacın başlanmasından önce karaciğer testleri yapılmadığı için karaciğer fonksiyonlarında bir bozukluk olup olmadığı bilinmemektedir. Kaldı ki ağızdan alınan aspirin ve ağrı kesiciler gibi toplumda sık olarak kullanılan ilaçlar dahi karaciğer testlerinde bozulma yapabilmekte ve mutlaka doktor takibinde kullanılması gerekmektedir.
Gazeteciler hekimlerin görüşünü almalı
Basın Yayın organlarının bu tür bilimsel verilerden uzak, hastaların yaptığı hataları sanki sivilce ilaçları yapmış gibi göstererek haberleştirmesi gerçekten tedaviye ihtiyacı olan hastaları korkutmakta ve tedaviye ulaşmalarını engellemektedir. Bu durum hastaların hiçbir bilimsel temele dayanmayan, tıp dışı tedavileri kontrol dışı kullanmalarına neden olmaktadır. Ayrıca ilacın içeriği belirtilmeden sivilce ilacı denilerek sivilce tedavisinde kullanılan tüm ilaçlar zan altında bırakılmaktadır. Bu haberin orijinalinde ‘sivilce ilacı yüzünden karaciğerini kaybeden’ tabirini kullanmak yerine ‘hekim kontrolü dışında bilinçsiz ilaç kullanımının ne kadar zararlı boyutlara ulaşabileceği’ vurgulanmalıydı. Sorumlu habercilik anlayışı halkı doğru yönlendirmeyi ve özellikle sağlık konularında hekimlerin görüşlerini de dikkate almayı gerektirmektedir. Mesleğini hakkıyla gerçekleştirmeye çalışan hekimleri ve sağlık habercilerini zan altında bırakacak bu yaklaşımlar hepimizi üzmektedir.”