Güncelleme Tarihi:
Türk mutfak kültüründe çok fazla yer bulmayan bir bitki olan kapari, ülkemizde pek çok bölgede yetişiyor. Doğada kendiliğinden yetişmesiyle bilinen kaparinin sağlık için de faydaları olduğu biliniyor. İşte, kapari hakkında merak edilen detaylar...
Doğal ortamda yetişen çalı tipinde bir bitki olan kapari, ülkemizde kıyı bölgeleri ile Orta ve Güneydoğu Anadolu'nun ılıman iklimli yerlerinde yetişebiliyor. Mayıs sonuna doğru tomurcuklanan kapari bitkisinin tomurcuğu toplanarak ihraç ediliyor.
Kapari, içinde barındırdığı yoğun aromatik maddeler nedeniyle hoş, kendine özgü kokusu ve tadı olan bir bitki. Türkiye'de pek bilinmemesine rağmen, yurt dışında çok bilinen ve tercih edilen bir garnitür. Salatalarda, et, balık yemeklerinde, çorbalarda sıklıkla kullanılır.
Evliya Çelebi’nin 400 yıl önce Seyahatnamesinde ‘Gebre’ olarak geçen ve ‘çok faydalı’ bitki dediği Kapari bitkisi halk arasında gebre otu olarak da biliniyor. Başta ABD, Danimarka ve Brezilya olmak üzere pek çok ülkenin mutfaklarında yer bulan kapari ülkemizde ise pek tüketilmiyor.
Boyu kısa bir yer bitkisi olan kapari, ortalama olarak 150-200 yıl kadar yaşayabilir. Yaprakları, dalları ve kökleri ilaç, boya ve kozmetik amaçlarla kullanılan kaparinin dal uçları, tomurcukları ve meyveleri gıda sektöründe kullanılır.
KAPARİNİN FAYDALARI
A ve E vitamini başta olmak üzere vitamin yönünden zengin olan kapari bitkisinin MS hastalığına iyi geldiği biliniyor.
Kalsiyum ve magnezyum bakımından zengin olan kapari; Kabızlık, idrar sorunları, cinsel gücü artırma, balgam söktürücü, solucan düşürücü, ağrı kesici, romatizma, felç, iskorbüt hastalığı, kan bozuklukları, gut hastalığı, hemoroit, kalça rahatsızlıklarına iyi geliyor.
Trombosit sayısını arttırdığı için kanser hastaları için şifalı olan kapari, en çok flavonoid içeren gıdalardan biridir.
Karaciğer yağlanmasını azaltıcı etkisi olan kaparinin lif oranı da yüksektir.