Güncelleme Tarihi:
Kemoterapiye alternatif mi? Kanser tedavisinde yeni bir çağ mı? Bu yıl ilk kez düzenlenen Hematolojik İmmünoloji Kongresi'nde 250'nin
Kan kanserleri başta olmak üzere, akciğer kanseri, meme kanseri, yumurtalık kanseri, kolon kanseri, deri kanserleri
gibi alanlarda da kullanılan immünoterapi vücudun savunma sistemini oluşturan hücreleri artırarak kanserleri yenmeyi hedefliyor. Tedavi bazı kanser türlerinde zaten bir süredir uygulanıyor ancak bahsi geçen diğer kanser türlerinde uygulanması için zamana ihtiyaç var. Maliyeti kemoterapiden daha yüksek olan immünoterapi için ayrıca maliyetinin düşürülmesi amacıyla da çalışmalar yapılıyor.
BAZI İLAÇLAR ÖZEL İZİNLERLE TÜRKİYE'DEKİ HASTALARDA DA KULLANILIYOR
Erciyes Üniversitesi'nden Doç. Dr. Serdar Şıvgın, “Bu tedavide temel yol insan bağışıklık sisteminin daha da güçlendirilerek tümör hücreleriyle savaşma yeteneğini artırmaktır. ABD son yıllarda buna çok önem veriyor ve araştırmalara yatırım yapıyor. ABD Başkanı Obama’nın başlattığı ‘Kanser: Aya yolculuk 2020’ projesi kemoterapiden immünoterapi’ye dönüşüm sürecidir. Beş yıl içinde 20 bin hastada 20 tümör tipi için yeni immünoterapilerin klinik denemeleri uygulamayı amaçlamaktadır. Bu kapsamda; ülkemizde de bu yeni ilaçların hasta tedavisinde yer alması bekleniyor ve bazı ilaçlar erken erişim programları kapsamında özel izinler alınarak kullanılabiliyor” dedi.
"HER DERDE DEVA" DİYEMEYİZ
Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fevzi Altuntaş, immünoterapinin kanser tedavisinde çok önemli bir adım olduğunu ancak her derde deva ya da kesin çözüm olmadığını belirtti.
"20 KANSER TÜRÜNDE 20 BİN HASTA TEDAVİ EDİLECEK"
Prof. Dr. Altuntaş, "İnsanın doğal bağışıklık hücreleri kanser ile savaşan hücreler. Biz bunları güçlendiriyoruz ve bu hücrelerin kanser hücresini tanıyarak, güçlü bir şekilde bu hücreleri yok etmesini hedefliyoruz. Bunu da bağışıklık hücrelerine laboratuvar ortamında kişiye özel moleküller ekleyerek yapıyoruz. Bu kanser hücresini tanıması için yapıyı da güçlendiriyoruz. Yani sizi çok daha iyi tarif ediyoruz ve daha iyi tanımasını sağlıyoruz gibi. Kemoterapinin yan etkileri, immünoterapide yok tabii ama burada da bağışıklık sisteminin doğal yapısına bir müdahale söz konusu olduğu için bunun da uzun vadede etkilerini bilmiyoruz. Her tedavinin etkilerini net olarak görmek için 15-20 yıl geçmesi gerekir. Umut verici bir tedavi. Bilim adamı olarak kesin konuşmak için erken. İmmünoterapinin bazı ilaçlarını ve yöntemlerini mesela lenfoma tedavisinde olanı 2000'li yılların başından beri kullanıyoruz. Ama teknoloji değişti, tümörü daha iyi tanıyan, daha güçlü yok eden ilaçların geliştirilmesi ile birlikte tıp gelişiyor. Obama bunun için "yeni bir çağ" dedi ve bu 20 kanser türünde 20 bin hastaya kadar alınacak bir proje başlattı. Bu tedavide biz de geri kalmamalıyız. Klinik çalışmalarını hep beraber düzenlemeliyiz. Sonuçlar olgunlaştıkça, yan etkileri tespit edildikten sonra fiyatını ucuzlatmak lazım. Ama ülkemizde ilaca ulaşmak zor değil kolay." dedi.
DÜNYA STANDARTLARINDA 400 BİLİM ADAMINA SAHİBİZ
HİD Başkanı Prof. Dr. Osman İlhami Özcebe, Türkiye’de hematoloji alanında yetişmiş çok değerli bilim insanlarına sahip olduğunu ifade ederek, "Dünya standartlarında bilgi ve donanıma sahip 400 bilim insanından oluşmaktadır. İmmünoterapide kimyasal kullanmadan, bağışıklık sistemini güçlendirerek tümörü yok etmeyi hedefliyoruz." dedi.
"KEMİK İLİĞİ NAKLİ DE İMMÜNOTERAPİDİR"
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden hematoloji uzmanı Prof. Dr. Filiz Vural, kök hücre naklinin de başlı başına bir immünoterapi olduğunu belirtti. Prof. Dr. Vural, "2000'li yılların başında Türkiye'de 10 civarı kök hücre nakli merkezi vardı ve 100 hastaya nakil yapılabiliyordu. Ancak 2015 yılı itibariyle toplam 77 merkez var ve yılda yaklaşık 3 bİn 600 kök hücre nakli uygulanıyor. Bu süreçte 8 kat artış gösterdi. Kök hücre naklinde ülkemiz AB ülkeleri düzeyinde olduğunu söyleyebiliriz. Dünya çapında da 4'üncü sıraya yerleştik. Bu konuda Sağlık Bakanlığı, Kızılay ve Türk bilim insanları özel çaba gösteriyor.
Kemik iliği arayışında yurt dışındaki ilik bankalarına bağımlılığımızı azaltmak amacıyla kurulan TÜRKKÖK projesine de değinen Prof. Dr. Vural, "20 bin donöre ulaştık Türkkök projesinde." dedi.
KÖK HÜCRE NAKLİ İLE İLGİLİ EN ÇOK SORULANLAR
Doç. Dr. Serdar Şıvgın, kemik iliği/kök hücre naklinden hastaların ve vericilerin korktuğunu belirterek bu konuda hastalar tarafından en çok sorulan sorulara yanıt verdi.
- Kök hücre nakli nasıl yapılıyor?Kök hücre nakli için bir tüp kan bağışı yaptıktan sonra TÜRKKÖK bankasına kayıt olunuyor. Ardından kök hücre verecekseniz koldan kan alınıyor ve kök hücreler ayrıştırılarak hastaya naklediliyor.
- Kök hücre naklinden neden korkuluyor?
Hastalar bağış yapmaktan da nakil olmaktan da korkuyor. Ancak kök hücre nakli sadece bir miktar kan verilerek yapılıyor. Hiçbir eksilmeye neden olmuyor, hiçbir zararı yok.
- Kök hücre nakli durumu kötü olan hastalara mı yapılır?
Böyle bir algı var ama aksine tedaviye cevap veren, kan değerleri iyi olan hastalara nakil yaparız. Kök hücre nakli yapmayı planladığımız hastalarda hemen bir panik havası oluşuyor. Ancak buna gerek yok. Yapmıyorsak da hemen panik olmamalı.
- Uygun donör olup olmadığı ne kadar süre içerisinde belli oluyor?
Yurtdışındaki bankalarda ortalama 1 hafta içinde ama Türkiye'de 24 saat içinde ortalama belli oluyor.